Paylaş
Salgın, deprem derken fırsat olmadı, sudan, kapımıza kadar gelen susuzluk tehlikesinden konuşalım. Tüm ülkede yağışlar barajları dolduramadı. Umudumuz yeni yağışlarda... Tabii ki sel, su baskını, heyelan gibi felaketlere neden olmamasını da diliyoruz. Malum, bu yıl ülke olarak yeterince olumsuzluk gördük, etkilerini de yaşıyoruz...
BARAJLARIN SON HALİ
“Suya dikkat” derken İzmir’e bir göz atalım... Barajların durumuna... Kaynak, 13 Kasım’daki İZSU verileri... İşte barajlardaki su miktarı ve doluluk oranları:
Tahtalı: 107 milyon 60 metreküp, yüzde 37.30. Balçova: 1 milyon 192 bin metreküp, yüzde 15.64. Gördes: 24 milyon 355 bin metreküp, yüzde 5.32. Ürkmez: 2 milyon 469 bin metreküp, yüzde 65.59. Güzelhisar: 66 milyon 561 bin metreküp, yüzde 46.42. Alaçatı Kutlu Aktaş: 2 milyon 346 bin metreküp, yüzde 14. 66.
GEÇEN YILIN RAKAMLARI
Ve aynı barajların 2019 durumu:
Tahtalı: 188 milyon 288 bin metreküp, yüzde 65.59. Balçova: 389 bin metreküp, yüzde 5.20. Gördes: 42 milyon 999 bin metreküp, yüzde 9.40. Ürkmez: 4 milyon 291 bin metreküp, yüzde 52.01. Güzelhisar; 107 milyon 275 bin metreküp, yüzde 66.47, Alaçatı Kutlu Aktaş: 7 milyon 830 bin metreküp, yüzde 48.94.
DURUM PARLAK DEĞİL
Geçen yıla göre barajlardaki su durumu parlak değil... Eee, salgın belası yüzünden su tüketimi de artmıştır mutlaka. Çünkü en az 20 saniye el yıkanması istenirken, çoğumuz musluk kapatmadan, şarıl şarıl su akıtırız... Dikkat etmeliyiz, şimdiden önlem düşünmek, hatta almak şart. Yoksa hiç birimiz kesintileri, belirli saatlerde su verilmesini, kova ve benzeri kaplarda biriktirmek zorunda kalmayı istemeyiz değil mi? Son söz: Suyun damlasını bile boşa akıtmayalım...
-------------------
‘BİR DEPREMİN ARDINDAN’ DEVAM
1) Konutlarla otele
şimdilik çok istek yok
İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in depremle ilgili açıklamalarına göz atıyorum. Toplamda 11 bin 168 ailenin evlerinden olduğunu, şu an yaklaşık 6 bin kişinin çadırda yaşadığını söylüyor, “Ağır ve orta hasarlı ev sahibi 11 bin 168 aileye kış iyice bastırmadan bir yuva bulmamız gerekiyor” diyor. Soyer kampanyaları, para ve barınma yardımlarını anlatıyor.
KAPALI YER İSTEMEME HALİ
Ve beni şaşırtan bölüm... Uzundere’de dayalı döşeli 224 daire, depremzedelere açılmış. Bir yıl kira vermeden oturacaklar. Hilton Oteli’nin 380 odası da açık. Soyer, Uzundere’ye 8, Hilton’a 7 ailenin başvurduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Bunun en önemli nedeni, depremi en sıcak halinde yaşayan hemşehrilerimizin özellikle kapalı yerde kalmak istememeleri herhalde...”
EN DOĞRU KARAR ONLARIN
En doğru kararı elbette depremzedeler verecektir... Belki de parasal kira yardımı daha yararlı geliyordur. Tabii ki nedenini bilemem, ama şaşırdım doğrusu. Yolları, şansları açık olsun... Tümüne sağlık, esenlik ve iyilikler diliyorum... Bu deprem, yaşadığımız son olumsuzluk olsun!
2)Kimse tek başına
altından kalkamaz
VE deprem sonrası çalışmaların siyasal malzeme, çekişme konusu yapılmaması dileğime olumlu bir katkı. Yine Soyer’den alıntılar: “Hiçbir kurumun tek başına altından kalkamayacağı bir tablo ile karşı karşıyayız. Bunu belediye, merkezi hükümet ve vatandaşla birlikte aşacağız.”
TOZ KONDURULMASIN
“Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un beni ziyaret etmesini önemsiyorum. İlk gün başlayan koordinasyon devam ediyor. Buna kimsenin toz kondurmaması gerekir. Ben üzerime düşeni yapacağım. Bu uyumu İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde de gözeteceğiz.” Mustafa Balbay-Cumhuriyet)
Dilerim bu iyi niyet çabası hiç bozulmaz, acının biraz tesellisi olmayı sürdürür.
-----------------
SÖZ SİZİN
Güzellikleri korumak
varken kirletiyoruz
“İZMİR Büyükşehir Belediyesi, Mavişehir’deki Peynircioğlu Deresi ve çevresini düzenledi. Bambaşka görünüme kavuşan dere çevresi, spor, piknik, dinlenme ve keyif alanı oldu. Başta çevrede yaşayanlar olmak üzere, herkes mutlu oldu. Ancak, derenin son zamanlardaki halini görenlerin içi “Cızzz” ediyor. Çünkü birileri adeta bu güzelliği bozmak, dereyi çöplüğe çevirmek istiyor.
HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR
Burayı korumak öncelikle vatandaşın görevi. Güzellikler korunursa, ömürleri uzun olur. Tabii ki görevlilerin de işi sıkı tutması şart. Elbette yoğundurlar, deprem yüzünden görev kaydırmaları olmuştur. Ama fırsat yaratılır, dip bucak temizlik yapılır, inşaat atıkları ve çöpler çıkarılır, vatandaş da ciddi uyarılırsa, bir sonuca varılabilir. Ama iş bizlere düşüyor. Yaşanılır bir kent, bir semt, bir çevre için herkes göreve! ”(İzmir basın ve reklam dünyasının yakından tanıdığı Resmiye Bekmen’e teşekkürler.)
Paylaş