Suda tartışmayı bırakalım verimli kullanıma bakalım

BU ara sıkça konuşuyoruz ya, “Yağışlar yeterli değil”, “Kuraklık tehlikesi var”, “Son şiddetli yağışın yararı oldu mu?” Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nden Prof. Dr. Doğan Yaşar, su ve iklim konusunda ilk akla gelen uzmanlardandır. “Su” diye sordum, işte görüşleri:

Haberin Devamı


“Su, yaşamın temelini oluşturduğu için tarih boyunca ülkelerin ve kentlerin ileriye dönük politikalarında birinci faktör olmuştur. Su, tarım ve balıkçılık gibi yaşamın temel faktörlerinin kontrolü, enerji için vazgeçilmez olması, yaşam açısından sürekli ve detaylı çalışılması gereken en önemli bilim dallarından biri haline gelmiştir.

SIKINTILAR BEKLENİYOR
Su ile başlayan bir sıkıntı, zincirleme olarak diğer alanlarda da kendini gösterecektir. 2020’li yıllardan sonra öngörülen ciddi boyutlardaki ‘mini soğuma’ dönemine girilmesi sonucunda oluşacak kuraklık nedeniyle su açısından büyük sıkıntılar beklenmektedir. Bu durumda ülkelerin yerüstü ve yeraltı su kaynaklarının, stratejik önemi olacaktır.

CANIMIZI ÇOK ACITIYOR
İklimler ya küresel ısınmada (yağmur çağı) ya da soğumada (kuraklık çağı) olur. Yani iklim krizi değil, iklimlerin neden olduğu krizler vardır. Son 20 yılda 2008, 2013 ve 2017 dışında yağışlar ortalamaların üzerindeydi. Ancak her kuraklık, artık canımızı daha çok acıtıyor. Çünkü nüfusumuz patladı ve suyla planlarımız, kanunlar çok yetersiz kaldı.

Haberin Devamı

YANLIŞ YERLEŞİM
* Bilimsel kuraklık ile nüfus krize girdi... Dünyada nüfus artışı her 45 yılda yüzde 100, Türkiye’de yüzde 300. Bu nedenle özellikle kalabalık şehirlerde yeni su projeleri gerek... Örneğin büyükşehirlere göç önlenmeli, nüfusun suyun yüzde 70’inin bulunduğu bölgelere tersine göç başlatılması için gerekli hamleler yapılmalıdır.

YERALTI BARAJLARI
* Tarıma gerekli suların barajlardan kapalı sistemle tarlalara ulaştırılması ve damlama sulamaya geçilmesi gerekir. Çünkü gelişmiş ülkelerde suyun yüzde 40’ı tarımda kullanılırken, Türkiye’de bu oran vahşi sulama nedeni ile yüzde 80 gibi devasa boyutlardadır.
* Yeraltı barajlarının planlanması şarttır. Şehirlerde kanalizasyon ve yağmur sistemleri ayrılmalı. Toplanan yağmur suları yeniden barajlara ya da göletlere yönlendirilmelidir.

VERİMLİ KULLANIM ŞART
* Arıtılan sular tarımda kullanılmalıdır. Şehir şebekelerinde kayıp kaçak oranı düşürülmeli, su çok daha dikkatli kullanılmalıdır. Özetle yağdı, yağmadı konuşmalarını bırakıp suyun verimli kullanımı için projeler üretmeliyiz. Çünkü 2020’lerden sonra daha sert ve uzun sürecek bir mini soğuma, yani kurak dönemin gelme olasılığı çok fazla.”

-----

Haberin Devamı


BİR İZMİR BAKIŞI
Tek damlanın bile
önemi çok büyük

“Peki İzmir’in durumu nedir?” diyor, devam ediyoruz: “İzmir ilinin, günümüzdeki yaklaşık 4 milyonluk nüfusu ve hızlı artışı göz önüne alınınca bir damla suyun bile önemi ortaya çıkmaktadır. Çünkü İzmir dahilinde, büyük baraj yapılabilecek alan bulunmamaktadır. İzmir’e il dışından su taşındığı düşünülünce, yaşanacak soğuma döneminde çok büyük sorunlar oluşacağı kesindir. Sıkıntıların yaşanmaması için kaynakların iyi planlanması ve sıkı denetim gerekmektedir.

MANİSA VERMEYECEK
* İzmir, suyunun önemli kısmını Manisa’dan almaktadır. Ancak 2022- 2023’lerde beklenen olası mini soğuma, yani ciddi kurak dönemde Manisa su vermeyecektir. 1972 ve 1992 ve 2008’li yıllarda (2008’de Tahtalı yüzde 5’lere düşmüştü) köyler arası su savaşları yaşanmıştı. 2008 kuraklığı dünyada ciddi ekonomik krize neden olmuş, buğday fiyatları 4’e katlanmış, petrol fiyatları da 170 dolarlarla fırlamıştı. Yani kullandığımız suyun eksikliği bir şey yapmaz, ama tarım suyu perişan eder.

Haberin Devamı

ÇOK CİDDİ ELE ALINMALI
* Dünyada Gılgamış’tan bugüne geçen 4 bin 700 yıldaki 15 bin savaşın neredeyse tamamı kuraklıktan çıkmıştır. Ve önümüzdeki yıllarda, belki son bin yılın (Haçlı savaşlarının gerçek nedeni de soğuma nedeni ile oluşan kuraklıktır) en sert dönemini yaşama olasılığımız çok yüksek. Bu nedenle İzmir su konusunu çok ciddi ele almalıdır.

YANLIŞLARDA ISRARIN SONUCU
* İzmir, Heredot’un tanımı ile dünyada en yaşanası yerdir. Çünkü; önemli tarım merkezlerindendir, gerçek bir deniz kentidir. Doğal körfezinde, doğal ve yapay dalyanlar, tuzla, jeotermal, balıkçılık açısından verimli İç Körfez, sörfe uygun Temmuz rüzgarları, liman, tersane vs. vs. vs. vs. vardır. İzmir tarihtir. Kendi içinde ve çevresinde çok tarih vardır...
* Özetle, yönetimlerin bilimden çok uzak bir şekilde İzmir’i yönetmeye çalışmasının ve hala bu yanlışlarda ısrar edilmesi sonucu: İzmir ticaretini kuzeye, turizmini de güneye kaptırmış durumdadır.”

Yazarın Tüm Yazıları