Paylaş
SONUNDA Mardin’e ulaştık. Eski kent, çok gizemli. Çok fazla anlatılamaz, görmek gerek. Daha önce görenler özlem tazeledi. İlk kez gelenler adeta vuruldu, “İlk fırsatta bir daha” dedi. Eskiden Süryani Katolik Patrikhanesi olan Mardin Müzesi’i gezdik. Binlerce yıllık tarihe tanıklık etmiş eserler gördük. Arkamıza Mezopotamya’yı alıp anı fotoğrafları çektirdik. Bu eşsiz güzelliği gölgeleyen, sonradan yapılmış binaların traşlanıp, siluetin düzeltileceğini öğrendik, sevindik. Daha sonra sokaklarına vurduk kendimizi, hayranlığımız arttı. Dedim ya, yine gelmek gerek.
Medical Park’la sonraki rotamız, turun son durağı Diyarbakır. Arada Mardin’den 20 kilometre sonraki Sultan Şeyhmus Külliyesi’ne uğradık. Burası çocuğu olmayan ya da oğul isteyen kadınların adak adadığı yer. Bu yüzden yöredeki çoğu kızların adı Sultan, erkeklerin de Şeyhmus’muş. Dileği tutanlar adaklarını yerine getirmek, kimi de piknik için dolduruyor burasını. Her yer etli sofralarla doluydu. Kime selam verseniz, buyur ediyor, konukseverlik gösteriyor.
Ve de Ulu Cami
Diyarbakır’a geldik. Önce ünlü kaburga dolması. Sonra da surlar. Ve Ulu Cami. Yarısında yenileme çalışmaları var. Avlusu, tek minaresi, çeşmesi, her yeri büyüleyici. İçi huzur veriyor. Müslümanlar için dünyadaki beşinci kutsal ve ziyaret edilecek yer. Kara taştan yapılmış, Anadolu’nun en eski camilerinden. M.S. 639’da Mar Toma Kilisesi’nden dönüştürülmüş. İki cami, iki medrese var. Güneş saatini göremedik, yenileme çalışması süren bölümdeydi.
Sonra Mar Petyun Keldani Katolik Kilisesi’ne geldik. 50 kişilik cemaati bulunan kilisenin 4. yüzyılın sonlarında 5. yüzyılın başlarında yapıldığı sanılıyor. Birkaç kez yıkılmış, son olarak 17. yüzyılda yapılmış... Veee, ünlü Hasan Paşa Çarşısı’nı gezip çaylarımızı içiyoruz, akşam da Vali Mustafa Toprak’la buluşup turumuzu noktalıyoruz.
BİR DİLEK
Umut ekilirse ne güzel olur
Üç günlük bu tur, Batman, Siirt, Mardin ve Diyarbakır’ı görmek için büyük fırsattı bana. Bu coğrafyaya ilk kez geldim, çok etkilendim. Kutsal yerlerden etkilendim, topraktan, hatta bitki örtüsünden. Bir anlamda farklı coğrafyadaki tarihe yolculuktu bu gezi. Her yerde, ama il, ama ilçe, ama belde, ama köy... Kendine özgü bir şeyler vardı. Ve insanlar... Düşündüm, sanki gözlerde acı, sıkıntı, çile vardı. Her yerin gözyaşıyla sırılsıklam olduğu günler anlatıldı. Ama çoluk çocuk, kadın erkek, hepsi saygılı, konuksever bu insanlarda umut da vardı. Uçsuz bucaksız bereketli topraklara umut ekildiğini düşledim. Memleketin her yerine, doğu, batı, kuzey, güney... Dilerim gerçek de olur. Hem de ne güzel olur, değil mi?
TEŞEKKÜRLER
Ve de son söz
Medical Park İzmir Hastanesi: Veysi Kubba (Genel Müdür), Dr. Zeki Hozer (Başhekim Yardımcısı), Özlem Akdoğan (Özel Kalem Müdürü), Mehmet Şahin Akkoyun (Lojistik), Caner Dündar (Kurumsal İletişim), Tuğçe Atsüren (Etkinlik), Müge Büyük (Yönetim Asistanı). Medical Park Batman ekibi. Ve Batman Gazetesi’nin sahibi Nizamettin İzgi. Üç önemli fırsat ve konukseverlikleri için çok teşekkürler.
Paylaş