Doğa kalleş değildir arkadan vurmaz

DOKUZ Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar’a geçenlerde, “Kuraklık tehlikesi, orman yangınları ve seller” dedim, görüşlerini aldım. Datça ve Çeşme yangınları üzerine, çok özetleyerek iletiyorum:

Haberin Devamı


SUYU HOR KULLANIYORUZ
KURAKLIĞA HAZIR OLALIM
- Türkiye ‘su sorunu çeken’ ülke sınıfına geriledi. Tarım alanlarının artması, az yağışlı bölgelere çok su isteyen bitkiler dikilmesi, yeraltından aşırı su çekimi yüzünden 50’den fazla göl, sulak alan kurudu. Ciddi krizin eşiğine gelmemizin nedeni iklimsel değişimler değil, suyun ısrarla hor kullanılmasıdır.
- İzmir su açısından ‘ fakirin de fakiri’dir. 1999’da yapılan Tahtalı Barajı suyun yüzde 40’tan fazlasını sağlar. Yüzde 52 kuyulardan gelir. 2008’de İzmir aşırı soğumayla müthiş kuraklık yaşadı, Tahtalı’da doluluk oranı yüzde 1.9’lara düştü. Soğuma yüzünden Ege yine en kurak dönemlerinden birini yaşıyor. Tahtalı’nın geçen yıl yüzde 66 olan doluluk oranı yüzde 54’lere düşmüştür, bu tehlike çanları demektir.
- Su tutabilecek tüm bölgelere baraj, gölet, yeraltı barajları hemen yapılmalıdır. Çamlı Barajı’nın beklemeye tahammülü yoktur. Kuraklığa hazır olmalıyız, gerekenleri bir an önce yapmalıyız.
ORMANLAR ÇIRA GİBİ
GİRİŞ YASAKLANMALI
- Türkiye’de 22.7 milyon hektar orman varlığının yüzde 55’i riskli ve yangın açısından çok hassas. Her yıl ortalama 2 bin 388 yangında 6 bin 665 hektar orman yok oluyor.
- Yine yangın mevsimine geldik. Yılın ilk büyük yangınında Marmaris’te 4 bin 500 hektarlık ormanlık alanı kaybettik. Datça, Çeşme ve Bergama yöresindeki yangınlar peşinden geldi. 2021’de 139 bin hektarlık, rekor orman alanı kaybedildi. Bu kayıp alan 2008’de Türkiye rekoru kabul edilen 29 bin hektarın çok üstündedir.
- Aradaki benzerlik, 2 yılın özellikle bahar aylarının çok kurak geçmesidir. Baharda yeterli yağış alamayan ormanlar Haziran’da başlayan sıcakta çok hızlı kuruyup adeta çıraya dönüyor, en küçük kıvılcımda alev alıyor. Önümüzdeki hafta da sıcaklık artacağından, yangınlar açısından kritiktir.
- Yangınların çok büyük bölümü insan kaynaklıdır. Ormanlarda mangal, ateş yakıp piknik yapılabiliyor. Bazı valilikler girişi 1 Haziran-31 Ekim arası yasaklıyor. Giriş, orman köylüleriyle özel görevliler dışında tüm yıl yasaklanmalı, piknik için özel bölgeler açılmalıdır.
- Bu yıl da oldukça kurak bahar ayları geçirdiğimizden orman yangınları için uygun koşullar oluşmuştur, çok dikkatli olmak gerekir.
SELLERİ FELAKETE BİZ
DÖNÜŞTÜRÜYORUZ
- Seller özellikle yaz aylarında sık görülen, her zaman oluşabilen olaylardır. İzmir’de 5 Kasım 1995’te Çiğli’de metrekareye 113 kilogram yağmur yağınca oluşan selde evleri dere yatağında olan 65 kişi boğulmuştur. İzmir-Çanakkale Karayolu Çiğli’den gelen suların önünde baraj oluşturmuştur.
- Doğu Karadeniz’de seller sıklaşmıştır. Felaket nedenleri, ısrarla sel yataklarına bina yapılması, vadilerin önüne dolgu sistemiyle otoyol yapılarak suyun denize gidişinin engellenmesi, sel yataklarının ıslah adıyla daraltılması gibi insan kaynaklıdır. Selleri felakete biz insanlar dönüştürmekteyiz.
- Özetle; ülkemizdeki kuraklık, orman yangınları ve sellerde uğranılan tüm zararların nedeni doğa değil, biz insanların bilimi yeterli kullanmaması, ileriye dönük projeler gerçekleştirmemesidir. Çünkü doğa kalleş değildir, arkadan vurmaz.
Ormanların yanmadığı, sel oluşmayan, bol sulu günler diliyorum. Aman dikkat, kolay gelsin!

Yazarın Tüm Yazıları