Paylaş
İki yıl önce de söz etmiştim. Ben TV ve Ben Haber Genel Yayın Yönetmeni Erol Yaraş’la yapılmış röportajdan alıntı sunmuştum. Kumu temizleyen deniz patlıcanı avından yakınıyordu:
AYNI SÜPÜRGE GİBİDİR
“Aynı bir deniz süpürgesi gibi... Bugün deniz diplerini pırıl pırıl görüyorsak, bütün denizlerin altındaki filtrasyonu yapanlar bu canlıdır ve denizler için hayati önemi olan bir hayvandır. Avlanması yasaktır. Ama özellikle Ildır Körfezi’nde ve kıyı kesimlerde her gün binlerce kaçak deniz patlıcanı toplanmaktadır.
AVI YASAK AMA İHRACAT VAR
Deniz patlıcanı, Uzakdoğu mutfağının çok lezzetli yiyeceklerinden kabul ediliyor. Biz Türkler yemiyoruz ama Uzakdoğu’da biliyorsunuz her şeyi yiyorlar. Düşünün; geçen sene 7 milyon dolarlık deniz patlıcanı ihraç etmişiz. Yakalanması yasak olanı bir de resmi olarak ihraç etmişiz. Vurdumduymazlığın dik alası bu.
NEDEN GÖZ YUMULUYOR
Türkiye’nin 7 milyon dolara mı ihtiyacı var? Neden bu hayvanların bu kadar avlanmasına göz yumuyor herkes? Bunları toplarsanız denizlerin filtrasyonunu kim yapacak? Bu kirliliği kim temizleyecek? Yarın Çeşme Yarımadası denize girilmeyecek hale gelirse... Başta Çeşme’de olmak üzere denizlerde kaçak katliam yapılmaktadır. Bunu geleceğimiz için, çocuklarımız için durdurmaları lazım. Denizin süpürgesi yok olmasın.”
KAÇAKLARA CEZA YAZILDI
Geçen mayıs ayında da, bu patlıcandan söz etmişim: “İzmir İl Orman ve Tarım Müdürü Mustafa Özen, bürokratlarıyla Çeşme’de denetim yapmış, ekipler kaçak deniz patlıcanı avlayanlara geçit vermemiş. Özen, ‘Kaçak avcılıkta yakalanan deniz patlıcanlarını denize bıraktık.. Kaçak avcılara ceza yazıldı’ demiş.
115 KİLO KUM TEMİZLERMİŞ
Haberde kaç kaçak avcı olduğunu, ne kadar ceza yazıldığını göremedim. Belki bana denk geleninde yoktu, ya da vardı, benim gözümden kaçtı. Efendim bu deniz patlıcanları konusu oldukça önemli. Bir deniz patlıcanı yılda 115 kilo kumu metallerden temizliyor, filtre görevi yapıyormuş. Bu yüzden, ‘Deniz süpürgesi’ olarak anılırmış. Biz bir şeye benzetemesek de Uzakdoğu ülkeleri, Çin, Japon mutfağında önemli yeri varmış, kozmetikte de hammadde olarak kullanılırmış.
AVLANMASI YASAKLANMALI
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in de deniz patlıcanı avının yasaklanmasını istediği anımsatılıyor. Bu ilginç deniz ürünüyle ilgili şöyle bir bakındığımda, 5-25 santim boyunda olduğu, yaklaşık on metre derinde yaşadığı, devlet denetiminde toplanıp yetiştirildiği, deniz dibi dengesinin bozulmaması için tekil ava izin verilmediği gibi bilgilere ulaştım.
CEZA FİYATTAN DÜŞÜKSE
Deniz patlıcanlarının kilosu 30 dolardan başlarmış genelde 120-150 dolara kadar satılırmış. Bu fiyatı görünce kaçak avcılığın neden gözde olduğunu anlayabiliyor insan. Hele verilen cezalar, bu fiyatların çok altındaysa kaçak avcılar her şeyi göze alıyor herhalde. Kaçak avlanan deniz patlıcanları denize geri dökülüyor. Etkililer, yetkililer yakalıyor, kaçak avcılar bir süre sonra yine piyasaya çıkıyor.”
EYLÜL SONUNDA SERBEST
Bu konuyu neden yineliyorum? “Didim’in Gündeminde Neler Var” sitesindeki bir haber yüzünden... Didim Turizm Derneği Başkanı Mustafa Şentürk, patlıcan avının serbest bırakılacağını vurguluyor ve tepki gösteriyor:
“28 Eylül 2020 tarihi itibariyle Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Su İşleri Genel Müdürlüğü, Altınkum sınırları içerinde deniz patlıcanı avcılığını serbest bırakıyor. Didim, turizm kenti ise deniz patlıcanı avcılığı da burada yapılmamalıdır. En az 400 tekne Didim’e gelerek patlıcan avcılığı yapacak.
DİDİM TURİZMİNE DARBE
Patlıcan, Türkiye tüketilen bir canlı değil Uzak Doğu’ya ihracatı yapılıyor. Deniz patlıcanının en önemli özelliği ise deniz kirliliğini önlemesidir. Ekosistemi ve denizi en iyi temizleyen deniz patlıcanlarıdır. Didim’den deniz patlıcanı toplanması Didim turizmine vurulabilecek en büyük darbelerin başında geliyor... Didim Turizm Derneği olarak girişimlerimizi başlattık.”
-----
BİR ETKİNLİK
İlgi gören ikili sergi
bugün Urla Kırmızı’da
SEHER Altıner ve Çiğdem Arık Yazıcı’nın, temmuz ayında zorlu salgın günlerinde 14 dönüm lavanta tarlasındaki mozaik ve patchwork sergisi bugün Urla Kuşcular Atölye Kırmızı Sanat Galerisi’nde görücüye çıkıyor.
DİNLETİ DE VAR
Urla’da 10 yıl önce Arzu Pakdemir’in kurduğu Atölye Kırmızı, 40’ı aşkın sergiye ev sahipliği yaptı. Atölye Kırmızı’da resim, heykel, seramik, mozaik, tekstil gibi pek çok dalda eğitim veriliyor. Altıner ve Yazıcı’nın daha önce çok büyük ilgi gören sergisinin yenisi bugün saat 19.00’da Urla Kuşçular Atölye Kırmızı’da açılıyor. Açılışta piyano ve soprano dinletisi de var.
Paylaş