Paylaş
PATERSON Köşkü... Bornova Mustafa Kemal Caddesi’nde çok önemli bir değer... Bir tarih... İngiliz tacir John Bortwick Paterson 1859’da yaptırmış. Hasan Arıcan’ın Tepekule Yayınları’ndan çıkan “Bornova Tarihinden Yapraklar” ve “Bornova Köşkleri Gezginler ve Anılar” adlı kitaplarından bazı alıntılarla anlatayım biraz köşkü:
“İzmir’de geçen yoğun bir ticaret gününün ardından, yaylı arabalarıyla Bornova’ya şato misali köşklerine dönen Levantenler, herhalde aileleriyle başbaşa, Avrupa’daki zaman ve mekanı yakalamaya çalışıyorlardı. İşte Paterson, bu köşklerden belki de en güzeliydi. Uzun süre yaşadı. 3 Eylül 1987’de bilinmeyen kişilerce yakıldı.”
“...Köşkün iki yanındaki yapılar ayakta kalabilmiş. Sol taraftaki yapının gösterişli cephesi dikkat çekiyor. Sağ tarafta ise dört katlı bir kulesi var. Ortadaki ana bina tamamen çökmüş, ama duvarlar ayakta. 58 dönüm arazi içinde, 600 metrekare alana kurulu köşk 36 odaya sahipmiş.”
“...Paterson hiçbir masraftan kaçınmamış. Köşkün cephesini Avrupa’dan getirdiği malzemeyle yedi defa değiştirmiş. Merdiven parmaklıkları birer şaheser, aralığı kurşuni renkli ışık veren İngiliz camından yapılma pencerelerden gelen ışıkla aydınlanmakta...”
Paterson Köşkü’nün görkemini, öyküsünü, hüznünü anlatmak için bir dolu kaynak bulunabilir.
Ve gelelim bugünlere
Köşk 1973’te bir halı fabrikasının sahibine satılmış, 1978’de kamulaştırılmış. Büyükşehir ve Bornova belediyeleri 2000’li yılların başında bahçede düzenleme yapmış. Ünlü köşk 2008’de Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmiş. Bu arada, İzmir’le ilgili nereye baksanız köşk, ‘tarihi değer, gezilecek yer’ olarak anlatılıyor. Büyükşehir, restorasyon hazırlıklarını sürdürüp kaynak için başvurularını yaparken Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay, “Bir şey yapılmadığı” gerekçesiyle köşkün geri alınacağını açıklamış.
Böyle gelişmeler yaşanırken, köşk kendi haline terk edilmiş. Artık hali içler acısı. Bir tarih göz göre göre yok olup gidiyor. Son olarak köşkte 26 Ocak’ta yangın çıkmış. Saat 15.30-16.00 arası. İtfaiye gelmiş yangını söndürmüş. Ama bu ilk değil, sık sık çıkarmış. Bir okurumuz, daha doğrusu duyarlı bir vatandaş iletti bu görüntüleri. Kendisi çekmiş. Paterson Köşkü’nün komşularından. “Tarihin yok olmasına insanın içi acıyor” diyor, gözlemlerini anlatıyor:
“Bu güzelim köşk, öylesine bırakıldı kendi haline. Her geçen gün bir parça elden gidiyor. Serseri, ayyaş barınağı oldu. Birtakım insanların odalara perde gibi bezler çektiğini görüyoruz. Havalar soğuyunca ateş de yakıyorlar, çünkü bacadan duman çıkıyor arada sırada. Belki yangınlar da böyle çıkıyor. Bütün korkumuz bir gün yanıp kül olması. İşte son olarak ayın 26’sında gündüz vakti çıktı bu yangın. Kimse sorumlusu, belediyeler mi, bakanlık mı? Bu tarihi koruyamaz mı? Bir tarih yaşatılamaz mı? Giderek yok oluşa dur denilemez mi?”
Sorular çoğalır gider
Şu görüntülere dikkatle baktıktan sonra ben de soruyorum:
BU TARİH KORUNAMAZ MI? YOK OLUŞA, ELDEN GİDİŞE ‘DUR’ DENİLEMEZ Mİ? (SENİN İŞİN, BENİM İŞİM) ÇEKİŞMELERİ BİR YANA BIRAKILARAK, KURTARMAK İÇİN KOLLAR SIVANAMAZ MI? 1859’LARDAN GELEN TARİH YAŞATILAMAZ MI?
Gerçekten, olmaz mı, yapılamaz mı, içler acımaz mı?
ESHOT, Ulukent’teki yanlıştan dönmeli
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ulukent’e köprülü kavşak yaptı, İZBAN hattı üzerindeki hemzemin geçit kapatıldı, ulaşım hem daha güvenli hale geldi, hem de rahatladı. Ancak bu düzenleme sevindirirken, üzdü de. Çünkü, İZBAN Ulukent İstasyonu’ndan Seyrek, Villakent, Maltepe, Gerenköy ve Gediz Üniversitesi yönüne giden belediye otobüslerinin durakları uzağa taşınıyor. Durakların yeni yeriyle istasyon arasında neredeyse bir kilometre mesafe var. Üstelik İzmir-Çanakkale Karayolu’nda karşıdan karşıya geçmek gerekiyor, bu da oldukça tehlikeli. Binlerce kişiyi olumsuz etkileyecek bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz. ESHOT, Seyrek, Villakent, Maltepe, Gerenköy ve Gediz Üniversitesi yönüne giden otobüslerin durağını, Ulukent İstasyonu’nun Batı tarafına alarak yaşanan mağduriyete son verebilir, burada yeterli alan da var.
Bölge sakinleri
Paylaş