Bir ibret ve ders öyküsü

BUGÜN bir öyküden söz edeceğim.

Haberin Devamı

Daha doğrusu öykünün kahramanlarından öğretmen Ziya Kanya, yaşanmışı ve yaşananları gayet güzel anlatıyor. Öykünün diğer ve önemli kahramanı da öğrenci Sarp... Bu öykü herkese ders olmalı. Çünkü, Sarp çok özel bir çocuk, otizmli... Ve, normal bir sınıfta öğrenim görüyor. Arkadaşları onun için adeta tek yürek olmuş. İşte o öykü...

 

ÖĞRETMENİN KALEMİNDEN

Anlama, tanıma ve mutluluk

KASIM ayı ortalarıydı sanırım. Sınıfın kapısı açıldı, müdür yardımcımız Gülhan Hanım: ‘Sınıfınıza yeni bir öğrenci geliyor. Otizmli.’
‘Buyursun’ dedim.
Arkasından Sarp’ın annesi Nihal Hanım. Tanışma faslından sonra aramızda şöyle bir diyalog gelişti:
Ben: Okul başlayalı iki ay olmuş, neden bu saatte okul değiştirme ihtiyacı duydunuz?
Nihal Hanım: Bulunduğumuz sınıfta uyum sağlayamadık. Sarp’ın davranışında olumsuzluklar olduğunu, bu nedenle okul değiştirmenin yararlı olacağını düşündük.

Haberin Devamı


BENDEN MUCİZE BEKLEMEYİN
Ben: Benden bir mucize beklemeyin. Bu konuya dair bilgilerim sınırlı, ayrıca başka bir otizmli öğrencide başarısız oldum. Öğrenciyi sınıfa alıştıramadık. Çocuk şu anda OÇEM sınıfına alındı.
Nihal Hanım’ın yüzünde bir hüzün ve arkasından yüzündeki tebessüm ve umudun yok olduğu o kadar net göründü ki, kaygıyla şu cümleyi söyledi:
- O zaman Karşıyaka’nın bütün okullarını dolaşırız.
Hemen yıktığım umutları toparlamak için:
- Fakat bu konuda elimden geleni yapacağıma inanabilirsiniz. (Yaşadığım olumsuzluklar önyargılı davranmamı sağlamış, kaygımı dışa vurmuştum.)


İLK GÜNLERDE OLUMSUZ DAVRANIŞLAR
Bunun üzerine Nihal Hanım’ın yüzünde umudun tekrar görünür olduğunu fark ettim. Sonraki gün Sarp sınıfta. En ön sırada yerine oturdu. Sınıf arkadaşları ile tanışmaya başladı.
Bu arada Sarp’ın annesi, meslektaşım ve başka bir okulda rehber öğretmen. Nihal Hanım hem beni, hem velilerimi, hem de öğrencilerime konuya ilişkin neler yapmamız gerektiği konusunda muazzam bir işbirliği yapıyor, bana ve öğrencilerime sık sık bilgi veriyordu.
İlk günlerde Sarp elindeki nesnelerle (su kabı, kitap veya defterle) arkadaşlarına vuruyor, yerinde oturmuyor, çeşitli sesler çıkarıyor, yere yatıyordu. Bu davranışları yapmaması için uyarıyor, zararsız olanları görmezden geliyordum.

Haberin Devamı


SINIF TEK YÜREK OLDU
Bir anekdot: Sarp’ın annesi öğrencilerime şöyle bir bilgi vermişti. Sarp yere yatarsa siz arkanızı dönün. Günlerden bir gün tahtada yazı yazarken döndüğümde bütün öğrencilerimin arkalarını döndüklerini gördüm. Sarp ise yere yatmıştı. Ben de çocuklarımın bu davranışına uyarak Sarp’a arkamı döndüm. Çok kısa süre sonra Sarp’ın yerden kalkıp sırasına oturduğunu hayretler içinde gözlemledik, arkasından alkış tufanı. 1-D sınıfı tek yürek olmuştuk.
Bu süreçte zaman zaman umutsuzluğa kapıldığımı belirtmek isterim. Ancak hem öğrencilerimden, hem velilerimden aldığım destek ve işbirliği ve de en önemlisi Sarp’ta gördüğüm olumlu gelişmeler umutsuzluğumu umuda dönüştürdü.

Haberin Devamı


KAYGILAR ORTADAN KALKTI
Günler haftaları, haftalar ayları derken biz sınıf olarak Sarp’a, o da bize alıştı. Kendimin, velilerimin ve öğrencilerimin bütün kaygıları ortadan kalktı, uyumlu, sevimli ve okumayı öğrenerek karnesini alarak birinci dönemi tamamladık.
Bu süreçte yaşadığımız anekdotlardan bir kaçını örnek olması açısından paylaşmak istiyorum.
Sınıfta ilk günlerimiz birbirimizi tanıma hamleleriyle geçti. Her yeni günde farklı yanlarımızı tanıdık. Sınıfta neler yapmamız gerektiği hakkında sınırlarımızı belirledik. İlk bir aylık süreyi geride bıraktığımızda, sınıf Sarp’ı, o da sınıfı ve öğretmenini sevdi.
Bu arada, Sarp tahtaya yazılan tüm metinleri okuyor. Tahtada okumaya çalışan arkadaşlarına yardımcı oluyor, noktası unutulan harfleri tamamlayarak şaşırtıyordu bizleri. Zira normalde dersi izlemiyor gibi görünüyordu.

Haberin Devamı


SEVGİ VE GÜVEN KAZANDI
Her geçen gün arkadaşlarının sevgisini ve güvenini kazanmayı başardı. Çok sevdiği arkadaşları oldu. Sınıfa girdiğinde bakışları sevdiği arkadaşlarını arar, yanına gider sevgiyle sarılır, öper, yerine geçer oturur. Bir miktar dinlenir ve beslenme çantasından muzunu çıkarır ve yemeye başlar. Şaşırtıcı oranda gözlem yapar ve uygular. Bir gün taşmak üzere olan çöp kovasını ayağımla bastırarak çöplerin sıkışmasını sağladım. Yine bir gün sınıfın zemininde oluşan bir lekeyi silmek için ıslak mendili ayağımla silip çöpe kutusuna kadar sürerek çöpe attım. Sarp yaptığım bu iki davranışı o kadar güzel gözlemlemiş ki, her gün bir kaç kez çöp kovasına ayağıyla basarak çöpleri bastırıyor, ıslak mendille ellerini siler, ıslak mendili zemine bırakır ayağıyla zemini silip çöp kutusuna atıyor.

Haberin Devamı


MESLEK HAYATIM EKSİK OLURDU
Son olarak belirtmek isterim ki, Sarp’ı tanımasaydım meslek hayatımın bir yönünü eksik bırakacaktım. Bu alana ilişkin çeşitli eğitim ve seminer çalışmalarına katıldım, faydalı bilgi edindim ancak hiç biri Sarp’ın öğrettiği kadar öğretici ve etkili olmadı.
Başka bir yargımı daha paylaşmak isterim. Otizmli çocukların normal sınıflarda akranlarıyla aynı ortamda olmalarının sayısız yararları olduğunu düşünüyorum. Bu uygulamayı ilk duyduğumda tereddütle karşılamıştım. Ama şimdi Sarp düzeyindeki çocukların bu uygulamadan sayısız yarar göreceğine inanıyorum. Ayrıca diğer öğrenciler açısından da inanılmaz faydalı olduğunu düşünüyorum.
Ziya KANYA
Ankara İlkokulu 1-D Sınıfı Öğretmeni

SALI GÜNÜ: ODER VE ODFED BAŞKANI VE MİLLİ EĞİTİM’İN YAPTIKLARI

-----

SÖZ
SİZİN

Mithatpaşa’da
trafik karmaşası

BİR konuyu aktarmak istiyorum: Mithatpaşa Caddesi’ndeki trafik karmaşası. Cadde boyunca, park edilmez hatta durulmaz diye trafik işaretleri bulunmasına karşın, sürekli park edilip, araçlar kilitlenerek bırakılıyor. Zaman zaman da cadde üzerine iki sıralı park edilerek trafik tam bir kargaşaya dönüşüyor. Bu cadde üzerinde yer alan bazı apartmanların bahçeleri park yeri haline getirilmiştir. Ancak, sorumsuzca arabalarını park edip giden sürücüler nedeniyle, park yerlerinden çıkmak ya da park yerlerine girmek büyük sorun yaratıyor. Park yerlerine giremeyen araçlar, park eden sürücüyü beklerken de trafik iyice tıkanıyor ya da acil bir işi olan sürücü park yerinden caddeye çıkamıyor. Bazen de kötü tartışmalar olabiliyor.


YETKİLİLERE BİLDİRDİK AMA...
Bu durumu tam olarak izleyebilmeniz için, lütfen, gün içinde, örneğin Vali Konağı’ndan Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi’ne, önce Mithatpaşa Caddesi’nin deniz tarafından, dönüşünüzde de aynı güzergâhı kara tarafından (Adnan Saygun - Vali Konağı istikametinde) yürüyerek geçmeniz yeterli olacaktır. Konuyu, telefonla 155’e e-mail yolu ile trafiğe ve caddeden geçen trafik yetkililerine bildirmemize karşın, hiç bir düzelme olmadı. Evimizin otoparkına istediğimiz zaman ve kolaylıkla ne girebiliyoruz ne de çıkabiliyoruz. Artık, Mithatpaşa Caddesi’nde gidiş - geliş büyük zorluklarla olmaktadır. Son çare olarak konuyu size yansıtmaktayız.
Prof. Dr. Nafiz DELEN

----

Yaban domuzları
kabusumuz oldu

BİZ Küçükbahçe-Salman (Karaburun-İzmir) köylerinin mandalina üreticileriyiz. Mandalina ürününün çok ucuza gitmesi bir yana, bir de yaban domuzu belası var. Bu hayvanlar tarlalarımıza zarar veriyor. Şöyle ki, çok güçlü burunlarıyla ağaçların dibini kazmakta, saçaklarına zarar vermekteler. Damlama borularını koparmakta, ağaçları susuz bırakmaktalar. Enginarları ise dibinden sökmekteler. Bunca avcılarımız var. Ne olur bizlere bir yardım. Bizim cennet doğamıza kadar ulaşıp bir sürek avı düzenleseler ne iyi olurdu.
Köylüler adına Serol ÖMERLER

----

BİR ALINTI

Naciye Ölçüm’den
İnsanlara teşekkür edin, rica edin, ‘iyi günler’ deyin, gülümseyin. Hepsi bedava ve insanca.

Yazarın Tüm Yazıları