Bir haber sevdalısı
“Bir Ödemiş sevdalısı olan ve uzun yıllar gazetecilik görevini en iyi şekilde yaptığına inandığımız, ilçemizin gelişimi ve tanıtımı noktasında haberleriyle katkı veren, ‘haberde dürüstlük-nesnellik, yorumda özgürlük-serbestlik’ kuralını titizlikle uygulayan sayın Yüksel Balcı’ya teşekkür ediyoruz.”
Bekir KESKİN
“Gazetecilik aslında zor bir meslektir. Ama yerel gazetecilik daha da zordur. Çünkü, o yörenin bütün faaliyetlerine koşacaksınız. Kimi zaman kamu yöneticileriyle, kimi zaman bir cinayetle, kimi zaman halkın ekonomik ya da sosyal derdiyle ilgileneceksiniz. Bu haberleri derleyip toparlayacaksınız, fotoğraflarını da çekeceksiniz, sonra da büyük gazetede yayınlanmasını sağlayacaksınız. Bu konular öyle kolaylıkla başarılamaz.”
Mehmet Alev COŞKUN
“Küçük Menderes’in pamuk kalpli ‘İhtiyar delikanlısı’ adam gibi adamdır. Başta Ödemişliler olmak üzere, Küçük Menderes ovasında yaşayan herkes böyle bir hemşehrileri olduğu için ne kadar övünse azdır. Benim yaptığım tereciye tere satmak gibi oldu biraz. Siz ‘Balcı Amcayı’ zaten tanıyorsunuz. Ama bugüne kadar gördüğüm örnekler bana şunu gösterdi ki, insanlar sahip olduğu değerlerin kıymetini yaşarken anlamıyor çoğu kez... Ey Ödemiş’in kadirbilir, mert insanları. Ömrüne bereket dilediğim sevgili Yüksel Balcı’ya çok iyi bakın. Çünkü, bir Yüksel Balcı daha bulmanız kaç yılı alır bilemem, bulabilir misiniz, onu da bilemem.”
İlyas ÖZGÜVEN
“Yüksel Balcı. Haberle yatıp, haberle kalktı hep... Haberle beslendi. Yaşam enerjisini buldu gazetecilikte. Haberinde bir harfi hatalı yazdığında uykuları kaçtı. Kendine dünyayı dar etti. Zaman zaman kendi hassasiyetini diğer insanlarda göremediğinde biraz alındı, biraz küstü. Ame meslekten hiç kopmadı. Aklına bile getirmedi. Sen çok yaşa Yüksel Hocam.”
Filiz TELLİ
“Yüksel Balcı, özverisi, mesleğe olan sevgisi ve azmiyle bölge gazeteciliğinin ender, seçkin isimlerinden biri olmayı başarmıştır. Yüksel Balcı, akıcı üslubu, kolay anlaşılır tarzıyla, Küçükmenderes Havzası’nın gözü, kulağı, sesi olmuştur. Bu değerli büyüğümüzden etkilendim. Harika haberlerini zaman zaman kıskandım, üstelik çok şey de öğrendim.”
Münir KOÇARSLAN
Bütün bunları, “Haberlerimden Haber Olsun” adlı kitaptan aldım. Kitabın yazarı Yüksel Balcı... 30 yıldır tanırım. Hürriyet Haber Ajansı ve Doğan Haber Ajansı’nın Ödemiş ve çevresindeki haber neferi. Bir haber gönüllüsü, bir haber sevdalısı. Bir haber heyecanlısı. Kitap da 1974-2008 arasındaki haberlerinden derlenmiş. Fazla söze gerek yok. Yukarıdaki alıntılar, anlatıyor her şeyi. Sevgili Yüksel Hocam, iyilikler diliyorum.
Kaya’dan mektup var
İZMİR Ticaret Borsası Meclisi Başkanı Halit Kaya geçenlerde telefonla aradı. Bu köşede yer alan bir yazıyla ilgili görüşecektik. Ancak bizim servis revire döndüğünden doğal olarak yoğunluğumuz arttı, görüşemedik. Bir mail göndermiş, paylaşıyorum:
“12.02.2013 tarihli köşenizde ‘Suçlamalar için daha önce neredeydiniz’ başlıklı yazınızda benim neden daha önce yönetim kuruluna sormadığım ve yargıya başvurmadığımı köşenizde yazmışsınız.
Yazınızı okuduktan sonra sizinle telefonla görüştüm ve işin aslının öyle olmadığını size anlattım. Belgeleri de gösterip birkaç gün sonra sizi ziyaret etmek için randevu talebinde bulunacağımı bildirdim. Siz de konuyu köşenize taşıyacağınızı söylediniz. Daha sonra sizi aradığımda çok yoğunluk olduğunu, daha sonra görüşebileceğinizi söylediniz. ..... yoğun olduğunuzu bildiğimden dolayı gerçekleri size bildirmek ihtiyacı duydum. Yine köşenizde yer vereceğinizi umarım.
Görev bilinci
Ben yönetim kurulunun arsa satış yetkisi için 09.10.2010 tarihinde meclise geldiklerinde bu satışın şekline, yöntemine ve gerekçesine karşı olduğumu söyledim ve ret vererek şerh koydum. O günkü meclis tutanaklarından görebilirsiniz.
Kasım 2012 başında bana bazı belgeler geldi ve belgeleri incelediğimde çok önemli olduğunu gördüğüm için (Kol kırılır yen içinde kalır) diye düşündüm ve basına kapalı olağanüstü bir meclis düzenleyerek, bu belgeleri yönetim kurulu üyeleri ve başkanı dahil, 51 meclis üyesine dağıttım. Ama maalesef bu belgelerin açıklamasını yapacaklarına, çok uygun olmayan polemiklerle beni konuşturmak istemediler. Halbuki meclis başkanı olarak en asli görevimin bu olduğu bilinciyle hareket etmiştim. Sonuç olarak bazı meclis üyelerinin de kararıyla konuyu yargıya taşımayı bir görev addettim.”
