Paylaş
Kimileri bu uygulamaya karşı çıktı, “Araçlar özel yerlerdir, özele karışılamaz, özgürlük kısıtlaması” gibi görüşler savundu. Kimisi de uygulamayı destekledi, hatta ileri giderek, “Evlerde de sigara yasağı getirilmeli” diyenler bile oldu. Görünen o ki, araçta sigara denetimleri sürecek.
DURUNCA İÇİLEBİLİR Mİ
Ancak, “Araçta duman yasağı” denetimleri ile birlikte bazı sorular da sıralanmaya başlandı: * Araçta sigara yasağı yalnızca sürücüyü mü kapsıyor? * Yasak yalnızca sürücü koltuğunda, yani önde oturanlar için mi geçerli? * Araçtaki yolcular da sigara içemeyecek mi? * Yasak yalnızca araç hareket halindeyken mi geçerli? * Sürücünün durdurup kenara çektiği araçta sigara içilebilir mi? * Yasak elektronik sigara için de geçerli mi? * Sigara yasağı TIR, kamyon gibi büyük tonajlı araçları da kapsıyor mu?
BİRAZ DAHA AÇIKLIK GELSE
Farklı sorular da vardır elbette. Acaba diyorum bu yasağın kapsamı biraz daha açılsa, herkesin anlayacağı şekilde dile getirilse iyi olmaz mı? Araç sürücüleri ve yolcular da nerede, nasıl davranacaklarını bilir en azından. (NOT: Tiryakiliği bir yana bırakın, sigara içmiyorum. Aracım da yok.)
BİR GİRİŞİMLE AKLIMA GELEN
Güzel bir proje
ve malum heykel
ÖNCE bir haberden özet: “İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin görünümünü değiştirmeye Yeşildere’den başlıyormuş. Başkan Tunç Soyer’in gündeme getirdiği ‘Yeşildere Cephe Boyama Projesi’ ile bölgedeki yıpranmış, boyasız, metruk binalar boyanacakmış. İlk aşamada Lale Mahallesi’ndeki pilot bölgede belirlenen binalar beyaz ve canlı renklerle boyanacak, belediyenin dağıtacağı saksı ve çiçeklerle süslenecekmiş.
MUTLU YAŞAM ALANLARI
Evlerin boyanmasının yanında sosyal ve kamusal sanat projelerinin de hayata geçirilmesi, mahalleliye daha nitelikli ve mutluluk veren yaşam alanları oluşturulması amaçlanmış. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Eser Atak, projenin başarılı olabilmesi için bölgede oturanların desteği gerektiğini vurgulamış, ‘El birliğiyle hem görüntüyü, hem de bu bölgeyle ilgili olumsuz algıyı değiştireceğiz’ demiş.”
KENTLERE MAKYAJ DA GEREK
Bu projenin bölgeye iyi geleceğini umuyorum. Şimdi yine bazı karşıt sesler çıkacak, “Bu proje makyajdan ibaret” diyenler olacaktır. Bence kentlere makyaj da gerekir. Moral anlamına gelen makyajla kentin kötü görünümlü yerleri bakılacak hale gelse fena mı olur, kime ne zarar verir? Veee efendim, kent silueti, görünümü denilince aklıma takılıveriyor. Ne mi? O malum heykel...
KİMSE KUSURA BAKMASIN
Üç yıl önceki görüşüm ve tepkim, bugün de aynı: “Merak ediyorum: Neden konuldu? İzmir’e yakışıyor mu? Uzun süredir zaten aklımdaydı. Geçenlerde Uzundere tarafına gittim ve yine gördüm onu. Uzundere Rekreasyon Alanı’ndaki, kimse kusura bakmasın, bana göre gereksiz, acayip, şaşılacak şeyi. Nasreddin Hoca’nın heykelini. Yaklaşık 200 bin metrekare yeşil alana asla itirazım yok. Gerçekleştirenlerin ellerine sağlık. Ama o tuhaf heykele sonuna kadar itirazım var. Kente Uzundere tarafından gelenleri adeta korkutarak karşılıyor. Sanata, sanatçıya saygım sonsuz. Ancak kim ne derse desin, o heykel İzmir’e yakışmıyor. Zaten İzmir’le ilgisi de yok. Ne akla hizmet İzmir girişine Hoca’nın heykeli konulmuş, bunu da anlamak zor. (Sonunda bu konuda içimi döktüm...)”
KURTULMA YOLU BULUNUR
Bugüne kadar bu heykelin İzmir’e ne denli yakışmadığını, gereksiz olduğunu dile getirmeye çalıştım, hangi akla hizmet yapıldığını sordum. Sormayı da sürdüreceğim. Hani Yeşildere’de kent görünümünü değiştirmek için atılacak ilk adım açıklanınca düşündüm yine: “Kentin görünümü tabii ki değiştirilsin, güzelleştirilsin. Belki bu süreçte kente o yönden gelenleri karşılayan o tuhaflıktan da kurtulma yolu bulunabilir.”
BİR ALINTI
“İzmir’de hayat beklenmez, kovalanmaz da. O zaten sizinle beraberdir. Ufkun ötesini muştulayan bir deniz vardır. Mutlulukla dolu, sakin bir sevişmenin tadındadır körfez. Vapurların sakin gidişinde hırslarınız yok olur, kovalamayı bırakırsınız, hatta martılara gevrek atacak kadar iyilikle dolarsınız...” (Cemal Süreya)
Fotoğraf: Esat Erçetingöz
Paylaş