Doğum sancıları

SABAH erkenden uyandım. Gazeteleri açtım. Vay, vay... Manşetlerde sanki güller açmış. Hele bir başlık var ki; "Fener kendi liginde..."

Gençlik yıllarımı hatırladım. Böyle başlıklar tarihe geçer. Hürriyet ekibini kucaklıyorum. Bir duygu diyebilirsiniz ama, bu manşette, geleceğin belki müjdesi saklı... Bir Şampiyonlar Ligi maçı oynanıyor. Avrupa’nın gözü bunun üstünde. Bir de bizim Fenerbahçe...

Fenerbahçe bu sınava doğru, inançlı ve iyi başladı. İnter galibiyetinin yolu açma ihtimalleri, az değil. Takım bu maçlarda iyi oynuyor. Dirençli, çağdaş ve savunmada sağlam... Hücumda etkili... Edu’nun adeta kendi kalesine gol atarcasına yaptığı hatalara karşın, Alex ve arkadaşları ilginç bir mesaj verdiler. Dileriz arkası gelir...

Futbol denen tutkuya yarım asırlık ömrümüz gitti. Ne gördük, Galatasaray’ın UEFA Kupası, Dünya Üçüncülüğü, Avrupa kupalarında birkaç çeyrek ve yarı finaller. Üstüne koyamadık... Dünden bugüne Avrupalılar bizi silkeledi.

Edirne-Sion hattı

Onca döktüğümüz para, onca süperstar ve onca umut... Açık konuşmak gerekirse, yerimizde saydık. 1965 Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nda Sion’a gittik. O zaman 20 bin nüfusu olan, bizim Levent kadar minik kantonun takımı ile oynayacağız. Burnumuz havada... "Eee, artık bu takıma da birkaç tane çekeriz" havasındayız. Maç başladı, Eichman adında bir adam, başladı golleri sıralamaya... Takım gol yedikçe, tahta tribünlerden sarkan siyah üzümleri avuç avuç yiyoruz! Utançtan... Galatasaray’ın da iyi zamanlarıydı. Galatasaray Teknik Direktörü rahmetli Gündüz Kılıç, maçtan sonra gazetecilerle, futbolcuları toplamış. Maçın şifresini açıklıyor: "Edirne’den öteye Türk futbolu yok!.."

Bu hüzünlü itiraf, bir atasözü gibi yıllar yılı söylendi durdu. Futbola kara sevda derecesinde aşığız. Artık Avrupa kulüplerinde bile heyecan yaratan yüksek transfer ücretleri ile dünya starlarını getiriyoruz. Fenerbahçe’nin elinden kaçırdığı CSKA’nın bile UEFA şampiyonluğu var. Bizim ise sadece hayallerimiz... Böylesi örnekler çok... Galatasaray’ın ikinci bir zaferi ne zaman doğacak diye beklerken, Fenerbahçe’de doğum sancıları başladı. İki yıldır, Fenerbahçe Avrupa’da önemli maçlar kazanıyor. Son istatistik: 7 maçtır kaybetmiyor. Bütün bunlar sizi umutlandırmıyor mu? Bütün bunlar Türk futbolunun ve halkının rüyası mı, yoksa hakkı mı?
Yazarın Tüm Yazıları