Paylaş
Topraksız sera nedir, toprak yerine ne kullanılır
Mersin Silifke’den DHA muhabiri Mehmet Okur, gönderdiği ‘Topraksız serada kavun üretimi’ haberinde sadece kavun üretimi konusunda değil, topraksız sera konusunda da bilgi veriyor.
Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Projeler Birimi tarafından desteklenen ve yürütücülüğünü Silifke Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölüm Başkanı Dr. Garip Yarşı'nın üstlendiği projede topraksız tarımla kavun yetiştirilmiş.
1.7 MİLYON TON KAVUN
Proje yürütücüsü Dr. Garip Yarşı, dünyada kavun yetiştiren en önemli iki ülkeden biri olan Türkiye'de yılda yaklaşık 1.7 milyon ton kavun üretildiğini söylemiş.
Rekolteye bakıldığında kavunun üretici için çok önemli bir gelir kaynağı olduğunu belirten Yarşı, yüksek kazançlar elde edebilmek için pazara erken çıkarmak ve raflarda erken yer almak gerektiğini dile getirdi.
Seralarda ve özellikle topraksız tarımda kavun yetiştirmenin kârlılığı arttırdığını vurgulayan Yarşı, "Silifke, iklimin elverişli olması nedeniyle yılın her dönemi tarım yapılabilecek bir ekolojiye sahiptir. Bu nedenle hayata geçirdiği proje kapsamında yüksekokulumuza araştırma ve uygulamalarda kullanılmak üzere topraksız tarım serası kazandırıldı. Böylece Organik Tarım ve Seracılık Programı öğrencileri, hem topraklı hem de topraksız tarımda uygulama şansına sahip olmuşlardır" demiş.
Hayata geçirdikleri projede toprak yerine Hindistan cevizi lifi kullanıldığını kaydeden Yarşı şu bilgileri veriyor:
"Projenin ilk yılında topraksız tarımda entegre mücadele yapılarak kavun yetiştiriciliğinin başarılı bir şekilde yapılabileceğini gördük.
Hastalık ve zararlılara karşı tuzaklar kurarak ve doğal düşmanlarını kullanarak biyolojik mücadeleye ağırlık verilmiş ve kimyasal mücadeleden kaçınılmıştır.
Tozlanmada bombus arılarının kullanılması meyve tutumunda önemli artışlara neden olmuştur.
Silifke'de ağustos-aralık ayları arasındaki güz döneminde ve aralık-nisan ayları arasındaki bahar döneminde seralarda kavun yetiştiriciliği rahatlıkla yapılabilir.
Bu dönemde yetiştirilen kavunların piyasa değeri yüksek olacağından, üreticilerimizin karlılığı artacaktır."
TOPRAKSIZ TARIM
Topraksız tarım, tarımsal üretimde toprak yerine organik (kokopit ve torf vb.) veya inorganik (perlit, pomza, kayayünü vb.) yetiştirme ortamları veya suyun kullanıldığı (hidroponik kültür), bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin elementlerinin ise otomatik sulama-gübreleme ünitesi ile verildiği üretim şekli olarak da tanımlanıyor. Topraksız tarım katı ortam (substrat, agregat) kültürü ve su kültürü (hidroponik) olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Proje kapsamında Silifke Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim bölümü, oluşturduğu topraksız tarım serasında toprak yerine cocopeat blokları (Hindistan cevizi lifi) kullandı.”
* * *
Ülkemizin herhangi bir yerinde hangi konuda olursa olsun değişik ve başarılı bir iş yapıldığını öğrendiğim-duyduğum zaman inanın çok mutlu oluyorum. Sizinle paylaşmak istiyorum.
Bu kavun üretimi de onlardan biriydi.
Sağlığa zararlı olmayan yöntemlerle yetiştirilmiş, kaliteli yiyecekleri bilmek ve tüketmek herkesin hakkı.
Yapanların, üretenlerin ellerine sağlık, teşekkürler…
Elazığ'da düzenlenen "Bilim Şenlikleri" büyük ilgi gördü
Elazığ Bilim Merkezi tarafından "4007 TÜBİTAK Bilim Şenlikleri" programı kapsamında düzenlenen ve çeşitli bilimsel tasarımların sergilendiği standları vatandaşlar ilgiyle gezmiş.
Üç gün süren etkinlikte, güneş, elektrik enerjisi ve hidrojen gazıyla çalışan otomobiller, elektronik, robotik ve mekanik sistemlerden oluşan droneler, akıllı baston, robotlar, elektronik beşik, şırıngadan hidrolik kepçe, limon piyano gibi ilginç tasarımlar ile sanatsal çalışmalardan oluşan 40'tan fazla proje sergilenmiş.
İlkokuldan üniversiteye her yaş grubundan öğrencilerin tasarımlarıyla katıldığı şenlikler kapsamında gerçekleştirilen bilimsel sahne şovları, kreatif etkinlikler, laboratuvar çalışmaları, tematik bilim oyunları, yarışmalar ve söyleşiler ile katılımcıların temel bilimsel olguları fark etmelerinin sağlanması, araştırma, sorgulama ve öğrenme isteklerinin arttırılması amaçlanmış.
TÜBİTAK ve Elazığ Valiliği’nin desteği ile düzenlenen bilim şenliklerinde vatandaşlar standları ilgiyle gezerek tasarımlar hakkında bilgi almış.
En ilgi çeken tasarımları arasında güneş enerjisi, elektrik enerjisi ve hidrojen gazı ile çalışan otomobiller olmuş.
Şenliklerinin açılış töreninde konuşan Elazığ Valisi Murat Zorluoğlu, geçen yıl faaliyete geçen bilim merkezinin hem kentteki hem de çevre illerdeki çocukların ve gençlerin bilime olan ilgilerini arttırmak gibi önemli bir işlev üstlendiğini söylemiş.
Bilim merkezinde gerçekleştirilen etkinliklerin büyük ilgi gördüğünü ifade eden Zorluoğlu, şöyle devam etmiş:
"TÜBİTAK tarafından maddi olarak desteklenen bu organizasyonda 3 gün içerisinde 20 atölyemizde 2 bin öğrencimiz çeşitli etkinliklere katılacak ve eğitim görecek.
Ancak bunun da ötesinde gerek içeride gerekse bahçe alanında gerçekleştirilecek bilimsel aktiviteler ve eğlenceli diğer aktivitelerle beraber biz yine 2 binin üzerinde çocuğumuzun, gencimizin, vatandaşımızın bu etkinliğe katılacağını düşünüyoruz."
* * *
Bu etkinlik için başta TÜBİTAK’ı ve valiliğimizi kutluyorum. Sonra bu projeleri geliştiren gençlerimize sonra onlara destek olmak için gelen öğrenci ve vatandaşlara herkese teşekkür ediyorum.
* * *
Her ilimizden böyle içinde bilim olan güzel haberlerin gelmesini bekliyorum.
Ergene Nehri için başlatılan temizlik
seferberliğine üniversite de katıldı
Trakya bölgesi için Ergene Nehri’nin önemi büyük. Çevrecilerin yıllarca temizlenmesi için verdiği mücadeleye bir süredir Tekirdağ’daki Namık Kemal Üniversitesi Mühendislik Fakültesi de destek veriyormuş.
AA muhabir Ömer Ural’ın haberine göre Fakülte Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer iddialı konuşmuş:
"Ergene Havzası Koruma Eylem Planı Türkiye'de bugüne kadar gerçekleştirilmiş en büyük çevresel koruma planıdır. Bu projenin aşamalarında sona gelindi. Ergene Nehri eski sağlıklı haline dönecek."
Bunun için tüm ekiplerimiz sabah akşam mesai yapıyor. Buradaki çalışmanın Türkiye'nin diğer bölgelerine örnek olması gerekir.
Ergene Nehri mevcut debisinin iki katı daha fazla bir debi ile akıyor. Bu fazla atık suları Organize Sanayi Bölgeleri ve evsel atık suları oluşturuyor.
Önce bu atık sular kesilecek. Evsel atıkları arıtmak için DSİ koordinatörlüğünde atık su arıtma tesisleri yapılmaya başlandı. OSB'den gelen atık suların Ergene'ye akmasını önlemek için de ortak arıtma tesisi devreye girecek böylece Ergene'ye akan atık suların kaynakları kesilecek."
Ergene Nehri'ni kurtarmaya yönelik ilk adım 2004 yılında atılmış ve çalışmalar o günden beri sürüyormuş.
Prof. Tecer, şöyle devam ediyor:
"Ergene'nin doğal güzelliğine kavuşması için Türkiye'nin hiçbir yerinde yapılmayan bir çalışma yapılıyor. Sanayi bölgesinden kaynaklı, atık suların Ergene Nehri'ne deşarj edilmesini önlemek amacıyla beş tane arıtma tesisi kuruluyor. Bunlar tamamlanınca günde 350 bin metreküp atık su arıtılacak ve Ergene Nehri'ne dökülmeyecek. Böylece Ergene birinci kalite su niteliğine kavuşacak Ergene Havzası Koruma Eylem Planı, bugüne kadar gerçekleştirilmiş en büyük çevresel koruma planıdır. Bu projenin aşamalarında sona gelindi, İnşallah 2017 yılında Ergene Nehri eski sağlığına kavuşacak.”
* * *
Ben bu tür haberlere ‘İyi haber’ diyorum ve sizinle paylaşıyorum.
Hepimize moral olsun diye…
* * *
Herkesin, her zaman iyi haberler alması dileğiyle...
Paylaş