Paylaş
O sıralarda Mimar Balmumcu’nun Sergi Evi, Mimar Bonatz tarafından Opera Binası’na dönüştürülmektedir. Ebert’in yerine tiyatrocu, yönetmen, oyuncu, yapımcı (yerli Efsane) Muhsin Ertuğrul gelir. İleride tamamı Devlet Tiyatroları’nın olacak binanın bodrum katındaki depoyu, Küçük Tiyatro adıyla açar. Haftada 6 oyun oynanır. Ulus Gazetesi’nde, zamanın ünlü eleştirmenlerinden Lütfi Ay, bu girişimleri över. Derken Opera’nın içindeki Büyük Tiyatro da açılır. Sonra yerli efsane de Ankara’dan ayrılır.
14 İLDE SAHNESİ VAR AMA EN ÇOĞU ANKARA’DA
İki efsane gitmeden, bir oyuncuyu Ankara’ya kazandırmada tam anlamıyla işbirliği yapmışlardı. Ebert, bu oyuncuyu daha konservatuvarın yüksek bölümüne geçmeden keşfetmiştir. Okul yönetimine onun için yazı yazar. Ertuğrul da bu oyuncuya ilk başrol oyunu öncesi, “Yıldız, iki gözüm, kızım”la başlayan yüreklendirici bir mektup yazar. Eleştirmen Ay da: “İyi değildi ama çalışırsa ilerde başarılı olmaması için bir neden yok” der. Bu kişi Yıldız Kenter’dir...
Efsanelerin mayasında yer aldığı Devlet Tiyatroları’nın 14 ilde sahnesi var. Not; en çok sahne Ankara’dadır.
MEMLEKETİN EN ESKİSİ ÖZELLER DE VAR
Ankara’da aralarında memleketin en eskisi de olan özeller de var. Sahne Kılıç’la 2, Tiyatro Ata Savaş’la 3, Tatbikat Beşikçiler’le 4, Tiyatro 1112 Garaj Saraç ve Salınmış’la 5, Actor Studio Tokmak’la 10, Ankara Akademi Sanat Karaburçak’la 13, Ertan Gösteri Merkezi Ertan’la 14, Antik Tiyatro Yılmazsoy’la 18, Tiyatro Pembe Kurbağa Nihat’la 23, Ankara Ekin Güvenç’le 28, Ankara Çağdaş Sanat Ufuktepeler’le 32, Ankara Sanat Güven’le 54. yılındalar-maşallah. Çankaya Belediyesi’ninki yine olsun diliyorum, Büyükşehir’inki on yıldır var.
İçinde iki sahnesi (Küçük ve Oda Tiyatroları) olan bina, bugün Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’dür. Cumhuriyet öncesi ve sonrası Ankara’da önemli eserleri olan Mimar Kemalettin’in eseridir. Mimar birkaç yıl önce Anafartalar Caddesi’nde yaptığı bir yapıyla adeta bu binanın provasını yapmıştır.
TÜRKİYE’NİN İLK TİYATRO İHTİSAS KÜTÜPHANESİ
Zamanında Ankara’nın konut ihtiyacını karşılamada en önemli binalarından biridir. İçlerinde Orhan Veli veya Ahmet Hamdi Tanpınar gibi ünlülerin de bulunduğu pek çok kişinin Ankara’daki evi olmuştur. Avlusu, kalanlarca bir toplanma yeri olarak değerlendirilmiş, renkli anlara sahne olmuştur. Zamanın gazetelerinde bina için “kendi başına küçücük bir şehir, bir âlem” yazılmıştır. Bugün binada ilginç dekorasyonu ve kafesiyle Türkiye’nin ilk tiyatro ihtisas kütüphanesi vardır.
Devlet tiyatroları uygun fiyatlarıyla, ben bildim bileli kapalı gişe oynuyorlar. Aralarında memleketin en eskisinin de olduğu özel tiyatrolar, hak ettikleri özel ilginizi bekliyorlar. Ebert, Ertuğrul, Kenter ve Tanülkü gibi efsanelerin geçtiği, yeni efsanelerin devletinde, özelinde doğduğu Ankara sahnelerinde oyun seyretmenin keyfini çıkarın!
Tüm sanatçılarımıza, Ankara’da son oyunlarını keyifle seyrettiğimiz; Bahadır Tokmak, Şükrü Ertan, Hakan Salınmış ve Mehmet Yılmazsoy gibi tiyatronun usta emekçilerine selamla, sevgiyle dündü, tiyatro gününüz kutlu olsun!
DT’NİN BİR DE TURGAY TANÜLKÜ'SÜ VAR
Ankara Devlet Tiyatroları’nın bir de Turgay Tanülkü’sü var. Ankara Devlet Konservatuvarı Yüksek Bölümü’nden mezun olmuş ve aynı yıl Ankara Devlet Tiyatrosu’nda göreve başlamış. İlk oyununu Ulucanlar’da oynamış. İlk oynadığı yer cezaeviyken müze oldu ama o sadece cezaevi sahnelerinde oynuyor, Ankara Devlet Tiyatrosu ile Ceza Tevkif Evleri’nin ortaklaşa yürüttüğü inanılmaz bir sosyal proje kapsamında mahkûm ve ailelerine.
Dünyada ilk. 223 farklı sahnede, daha doğrusu Türkiye’nin dört bir tarafındaki cezaevlerindeki tüm tutuklulara, bir o kadar da personele ulaşacak. Yaşadıklarıyla birleştirilmiş, “hayalimdi” dediği oyunu, Sait Faik’ten Son Kuşlar’ı oynuyor. Şu ana kadar 75.000 kişiye ulaşmış. Söyleşimizde, Son Kuşlar’ı oyunlaştıran Firdevs Aylin Tez’in projede emeğinin çok olduğunu belirtti.
“ – Oyunları uzun tutuyorum, mahkûm oyuncuların aileleriyle buluşması uzuyor.” diyor ve ekliyor:
“ – Oyun sonunda galaya gelen mahkûmlarla, gardiyanlardan izin alıp baş başa kaldığımda sessizlik çöker. O koca adamlar gidip ailelerinin oturdukları yerleri koklarlar. Sevdiklerinin kokusudur koltuklara sinen, memleket kokusudur.”
Çok önemsediği bir konu da, oyunların mahkûm çocuklarıyla buluşmasını sağlamasıdır. O çocuklara kol, kanat geriyor, halen okutuyor. Eşiyle, anne-baba olduğu çocuk sayısı bugünlerde 23.
“ – Eşime her anneler gününde 23 buket gelir!” diyor.
“ – Ben zengin bir adam değilim. Dizilerden kazandıklarımla okutuyorum çocuklarımı.” dedi, dizilere saygım arttı. Kadrosu, 2 ozan ve bir şoför dâhil 8 kişi. Araçlarıyla dolaşıyorlar. Şimdi sıra Trakya’daymış. Oyuncular, ozanlar Ankara’dan.
“ – Devlet Ankara’da. Ankara’da her şey düzenli, daha kolay” diyor ve katkıda bulunan tüm kuruluşlara teşekkürlerini iletiyor. Rahmetli Özakman’a saygıyla, melek gibi Dilek Hocam’a selamla, Sevgili Arkadaşım Melike Yeşim Ertugay’la Gazi’deyken, okulda ve bugün olmayan Yeni Sahne’de oynadığımız “Ah Şu Gençler”le tanıdım benim efsanem Tanülkü’yü. Tanımayanlar tanısın, tanıyanlar hasret gidersin istedim.
Paylaş