Paylaş
“Ten fanidir can ölmez
Dün gitti geri gelmez
Ölürse tenler ölür
Canlar ölesi değil”... Yunus Emre’nin bu 4 mısralık şiirine uygun olsun, Gogol’un 2 ciltlik ‘Ölü’ canlar romanındaki gibi olmasın, ‘Ulu’ olsun denilerek isimlendirilen Ulucanlar Caddesi… Mimar Sinan’ın Ankara’daki tek eseri bu caddede, Koca Sinan’ın Türkiye’deki ilk anıtı Ankara’dadır.
Cenabi Ahmet Paşa ve Camisi (Yeni Cami)
Gürcü’dür. Devşirilir. Adı Ahmet olur. (Bir kaynakta Boşnak da olabileceği yazıyordu.) Kariyeri sarayın mutfağında başlar. Önce alınanların kontrolü, bütçesi gibi konulardan sorumlu Kilercibaşı, sonra mutfakta yemeklerin kontrolünü yapan Çeşnicibaşı olur. Sonra sarayın ahırlarına geçer. Hasahırbaşı yani ahırların amiri olur. Hep başarılı olmak onu beylerbeyliğine taşıyacaktır. Beylerbeyi olarak yolu Ankara’ya düşer. Burada 20 yıl kalır. Ankara’nın imarına önem verirken gazeller de yazmaktadır. Şiirlerinde takma isim olarak ‘Cenabi’ ismini kullanır ve adı bugün kullanıldığı gibi anılmaya başlar.
Bir cami yapmak ister. Çok şanslıdır. Tüm zamanların en önemli mimarı onun devrinde yaşamaktadır. Yapmak istediği camiyi Koca Sinan tasarlar. Böylece Ankara ilk ve son Sinan eserine kavuşacaktır.
Tek şerefeli minaresi 16 köşeli, kendisi kare yapılı, Ankara kesme taşından yapılan Cami, günümüzde ibadete açıktır. Paşa, bahçedeki sekizgen planlı, kubbeli türbede yatıyor.
* * *
Caminin sadece kubbesine bakarak, 5 kelime konuşacağız. Kubbe ve kelimeler, bizi sanat ve tarih bezeli binlerce yıllık Türk geleneklerine götüren bir yolculuğa çıkaracak. Kelimeler; yurt, tüteklik, şemse, palmet ve mandala. Hepsini konuşmak için camiye, ODTÜ Mimarlık hocalarından Prof.Dr. Ali Uzay Peker’le birlikte gittik. İçini, dışını gezdik. Kubbeye baktık. Kubbede yurtlarda görülen bir süsleme söz konusu. Yurt, göçebe Türklerin kurduğu çadır. Çadır ama içinde keçe kaplanmış, ahşap kafesli, halısı, kilimiyle bildiğin ev. Bir ayrıntı daha; tavanında Türk hamamlarında sıcaklıktan oluşan buharın tasfiyesine yarayan ve tüteklik denilen dar duman bacası var. İşte caminin tavanındaki bezemeler bu tütekliklere uygulananlarla benzerlik gösteriyor. Kubbenin ortasında güneş, güneş kapısı veya gökyüzü kapısı olarak adlandırılan şemse motifini göreceksiniz. Şemse motifine uzanan 8 adet palmet motifi var. Palmet motifleri, palmiye ağacı yapraklarına benzemesinden dolayı böyle adlandırılmışlar. 4 ana ve ara yönü temsil eden yuvarlak veya merkezi düzene mandala deniliyor. Peker Hoca, ortaya çıkan sekizgenin, kubbe bezemesinde bir tasarım fikri olarak uygulandığını ve Osmanlı klasik mimarisinin bir özelliği olan yapı-bezeme ilişkisinin ustalıkla kurulduğunu söylüyor.
Mimar Sinan Anıtı
Koca Sinan’ın Ankara’daki diğer izi Türkiye’nin büyük mimarı için yapılmış ilk anıtı. 7 ton ve 4.5 metrelik anıt, Van’dan Aydın’a, çeşitli illerde Atatürk Anıtları yapan Heykeltıraş Hüseyin Anka Özkan’ın eseri. Çanakkale’de mermiyi arkasında değil önünde taşıdığı için değiştirilen Seyit Onbaşı Anıtı, Ulus’taki Ziraat Bankası yanındaki Mithat Paşa Anıtı ve Cebeci Atatürk Öğrenci Yurdu bahçesindeki Atatürk ve Gençlik Anıtı Ankara’daki sanatçının eserleri arasındadır. Anıtkabir’deki Aslanlı Yol, tam anlamıyla onun eseridir; yolun başında sağlı sollu yer alan İstiklal Kulesi önündeki Kadın Heykel Grubu ve karşısındaki Hürriyet Kulesi önündeki Erkek Heykel Grubu, yol boyu karşılıklı dizilen 24 aslan, hepsi sanatçıya aittir.
* * *
Sinan Anıtı’nın yapımı ilk olarak 20 yıl kadar öncesinde Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan Türk Tarih Kurumu toplantılarında Atatürk’ün sözlerine dayanıyor. Osmanlı mimarisi tartışılırken Mimar Sinan’ın kökeninin Türk olup olmadığı konusu ortaya atılmış. Mimar için yapılacak çalışmada türbesinin açılması ve kafatasının incelenmesi de konuşulmuş. Tartışmaları izleyen cumhurbaşkanı Atatürk, bir kağıt üzerine “Türk Tarih Kurumu Sinan’ın heykelini yaptırınız” şeklinde not yazmış. Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nin bahçesindeki dev Mimar Sinan Anıtı’nın önündeki “Mimar Koca Sinan 1490-1588 Türkiye Emlak Kredi Bankasının ilim ve sanat camiasına armağanıdır.” oyma yazısı, vasiyetin Emlak Bankası tarafından yerine getirildiğini anlatıyor.
Heykeltıraş Hüseyin Anka Özkan’ı tarihte bu ay (13 eylülde) kaybetmişiz. Anıtkabir ziyaretlerinizde Aslanlı yolun başındaki kadınlarda, erkeklerde ve aslanlarda kendisini anmayı unutmayın. Dev Mimar Sinan eserini Atatürk Bulvarı’nda araçla giderken bile görebilirsiniz. Ankara’daki tek Mimar Sinan eseri olan Cenabi Ahmet Paşa Camisi’ndeki sanat ve tarih yolculuğunu da ayrıca hatırlatayım...
Kaynak: http://www.academia.edu/5708615/Ankara_Cenabi_Ahmet_Paşa_Külliyesi_Tasarım_Merkezi_Dergisi_5_2007_
Paylaş