Paylaş
Ankara gururlandır, göğsünüz kabarır. Heyecanlandırır, kalbiniz küt küt atar. Bazen coşturur, gözleriniz ışıldar veya dolar. Etkiler, tüyleriniz diken diken olur... 10 Kasım, 23 Nisan, 29 Ekim veya 30 Ağustoslarda... Anıtkabir’de mozolenin karşısında, Müze Köşk’te Zübeyde Ana’nın odasında... Direksiyon Binası’nda Fikriye Hanım’ın lambası veya 1.Meclis’in ahşap okul sıraları arasındaki odun sobasıyla...
TARİHTE EYLÜL
Gurur, heyecan, coşku... Pek çok duygu birbirine karışır. Nasıl karışmasın? Sakarya Meydan Muharebesi tüm şiddetiyle sürüyor. Ulus’taki Meclis’te top atışları duyuluyor. Meclis taşınsın! Taşınmasın! Gürültü. Aksakallı Diyap Ağa kürsüye çıkar. Yumruğunu vurur. Sessizlik! Gerekirse burada öleceklerini haykırır. Alkış tufanı. Bu mekân, 1. Meclis. Bugün müze. Diyap Ağa’nın bir canlandırması olsun isterdim. Sakarya Meydan Muharebesi’nde bir tepe alınır. Sonra tüm tepeler. Biz makûs talihimize hamle, onlar, U dönüşü yapıyor. O tepe, Duatepe. Bugün Heykeltıraş Metin Yurdanur’un yaptığı anıtlarla süslü. Bir de tribünler eklendi. Tepenin heykeltıraşına bir fikir sorulsun isterdim.
Halide Edip cepheye gelmek ister. Telgraf çeker. Güçlü bir kalemle, bir dâhi. Ateşin ortasında buluşurlar. Yazarların harp günlükleri önemli. 100 yıl kadar öncesinde Anadolu’ya, kendi memleketinin ordusuyla gelen ve gördüklerini yazan Puşkin gibi. 40 yıl sonra yazdıklarından etkilenen Tolstoy, Savaş ve Barış’ı yazar. Koca imparatorluktan kalan, dört yanı işgal altındaki küçücük bir toprak parçasına sıkışmıştır Koca Türk. Önceki başkentleri elinde değildir. Şimdilik merkez, iki yıla kalmaz da başkent yapılacak, en güvenli yerin, tam da yanı başındadır savaş. Yunanlı bir esir “Önümüzdeki her tepe için, Ankara arkasında deniliyordu” demiş. Anlaşılıyor ki bu yakınlık ciddi bir propaganda ve motivasyon aracı olarak kullanılmış. Halide Edip, Kalaba’daki karargâh binasından İstasyon’a, oradan Mallı İstasyonu’na gelir. Ardından Alagöz ve cephe… Dâhi ile cephede karşılaşma da farklı. Mustafa Kemal Paşa, savaş ortamında inanılmazı başarır, yazarın ata düzgün binmediğini fark eder! Üzengileri ayağına düzgün geçirmesi için Ali Çavuş’u gönderir. Burada savaşırken müze kurma hazırlıklarını başlatıyor, Çalıkuşu okuyor. Şaşırmamak gerek… Tozun, dumanın içinde değil de baloda Halide Edip’i dansa davet edercesine; “Geliniz Hanımefendi, harp ediyoruz” der. Halide Edip de kalemini konuşturur elbet. Başının üzerinde uçan Yunan savaş uçaklarını dev arılara, ordularını kara dev canavara benzetecektir.
GEZİ NOTLARI
Karargâh: Ankara’daki ilk karargâh ve ev. Halide Edip’in Anadolu Ajansı’nın da çalıştığı. Keçiören’de. Bugün Meteoroloji Genel Müdürlüğü. İkinci katta bir oda, o günlerin anısına Atatürk’ün odası olarak korunur.
İstasyon: Ulus’ta. Yerinde sonradan yapılanı, arkasında içinde alışveriş merkezli dev Hızlı Tren İstasyonu. O günkü istasyondan günümüze gelebilen yandaki Direksiyon Binası’dır. İkinci karargâh ve ev. Bugün müze. Atatürk’ün Vagonu’yla birlikte gezilmeli.
Mallı İstasyonu: Bugün Malıköy Tren İstasyonu Müzesi. Polatlı yolunda. Sağda. Heykelleri var. Elleri paçaları dar pantolonunun cebinde, düğmeli tozluklu, kara kalpaklı Atatürk. Biri tüfeğini kaybetmemek için sıkıca tutan, diğeri sol bacağının yarısını kaybetmiş yaralı askerler. Koca mermileri iki eliyle anca kavramış ama çocuğunun elini tutamayan kadın. Heykeltıraş Aslan Başpınar yapmış. Heykeller, lokomotifler ve uçaklarla, bir istasyonda neler yaşanabilir hayal etmenize yardım ediyorlar.
Alagöz Karargâhı: Polatlı yolunda. Solda. Aynı isimle ve çok önemli bir müze. Anıtkabir’e bağlı, önceden aranırsa rehberle gezilebiliyor. Müze’de sizi karşılayanlar, evini Mustafa Kemal Paşa’ya verenlerin torunları. Gezerken gururlarına ortak oluyorsunuz.
Duatepe: Polatlı’da. Çıkınca, tam karşınızda üç ayrı gruptan oluşan bir dev bir anıt görürsünüz. Hepsinde Heykeltıraş Metin Yurdanur’un imzası var. Ortadaki bölüm en büyük parçadır. Yunan birliklerini perişan eden süvariler ve ortada, at üzerinde kalpaklı Mustafa Kemal Paşa... Sağda Fevzi ve İsmet Paşalarla ve solda Halide Edip’le… Yan tarafta Sakarya’nın en meşhur fotoğrafı anıt olmuş. Yaveri Salih’le. Oturmuş. Mustafa Kemal Paşa, dürbünle bakıyor.
Gitmeden önce aramak koşuluyla iki de atölye gezisi önerisi: Değerli iki heykeltıraş Aslan Başpınar ve Metin Yurdanur’u andım. İkisi de Ankara’da yaşıyor. OSTİM’deki atölyelerindeler. Atölyede dedim ama bence, tüm eserlerin kendilerine ait olduğu, birer heykel müzesindeler.
13 EYLÜL KUTLU OLSUN
Gezi notlarından birini yapın. Hepsini tamamlamak isteyeceksiniz. Polatlı Belediyesi ücretsiz rehber desteği veriyor. Halide Edip yazmış ya hani, “Türk’ün Ateşle İmtihanı”. Okuyun. Gezin. Siz de yazın. İsterseniz yazdıklarınızı bana da iletin. Baştaki tarihlere ekleme yapalım. 13 Eylül. Sakarya Zaferi. Yarın! Gururla, heyecanla, coşkuyla... Kutlu olsun.
Not: Polatlı’da bir haftalık etkinliklerde son iki gün. Canlandırma ve sergiler/Gar Bahçesi Feshane; Yarın 15.00: Tarihe tanıklık ediyoruz/Duatepe. Geniş bilgi için telefon: 0312 622 5808.
Paylaş