Paylaş
Geçtiğimiz bayram, Finike yat limanına demirlemiş 13 metrelik 'Solitaire' - 'Tek Başına' adlı, 14 yaşındaki yarış için tasarlanan teknesiyle iki yıldır dünyayı gezen Küba asıllı Amerikalı bir denizciyle tanıştım. Eski bir polis olan Stephen Faustina, 18 yıl boyunca Oakland'da görevini yaptıktan sonra emekliye ayrılmış ve son üç yılı teknede yaşayarak olmak üzere 10 yıldır sürdürdüğü deniz tutkusu, onu sonunda bu dünya seyahatine çıkarmış.
San Fransisko'dan başladığı yolculuğuna, Meksika, Kosta Rika, Panama, Honduras, Yukatan yarımadası ve Küba ile devam etmiş. Sonra geriye Florida'ya dönmüş ve teknesini Atlantiğe burada hazırlamış. Florida'dan Bermuda'ya, oradan Azor Adaları’na ulaşmış, sonra da Cebelitarık Boğazı'nı geçip Akdeniz’e girmiş. Arada fırsat buldukça teknesiyle, tek kişilik ya da tayfa olarak kendisine katılan diğer denizcilerle birlikte yerel yat yarışlarına katılmaktan büyük keyif alıyormuş.
4 YIL DÜNYA SEYAHATİ
59 yaşında olmasına rağmen atletik bedeni ve kırışmamış cildiyle inanılmaz dinç ve sağlıklı görünen bu güler yüzlü adamla aramızda kısa sürede çok hoş bir dostluk oluştu. Hayata ve dünyaya o kadar benzer duygularla bakıyormuşuz ki, yaşam tecrübesi benden çok daha fazla olan, benim yaşımda çocuklara sahip bu denizciyle yaşadığım duygusal paralellik benim için hoş bir tecrübe oldu. Sohbetimiz sırasında bir an sanki kendi yaşlılığımla konuşuyormuşum gibi bile hissettim.
Aylık 1500 - 2000 dolara gelen emekli maaşıyla son derece rahat bir şekilde iki yıldır sürdürdüğü seyahatinin iki yıl daha süreceğini söyleyen Stephen, Haziran sonunda geldiği Finike'den Ocak sonunda ayrılmayı düşünüyor.
Bu süre içinde, İstanbul'u, Kuşadası'na kadar olan kıyılarımızı ve Kapadokya'ya kadar da ülkenin iç kısımlarını gezmiş. Aslında burada bu kadar uzun süre kalmayı planlamıyormuş ama, Türkiye'yi o kadar beğenmiş ki süresini uzatmış. Finike'deki yat limanını, rahatlığı, güvenliği, düzenli yapısı ve Finike'nin çok hoş iklimi ve doğal güzelliği nedeniyle seçmiş. Gerekli bakım ve onarımını da burada yaptırdığı Solitaire, ay sonunda önce Kıbrıs'a, oradan Mısır'a ve Süveyş Kanalı'ndan Kızıl Deniz'e doğru yola çıkmaya hazır durumda heyecanla bekliyor.
KEYİF ALIYORUM
'Yelken yapıyorum çünkü keyif alıyorum' diyenlerden. Yaptıklarının arkasına derin felsefeler veya haklı gösterecek gerekçeler koymuyor, sadece sevdiği için yelken yaptığını söylüyor. Gün gelir bana aynı tatmini veren başka bir şey bulursam, önceliklerimi rahatlıkla değiştirebilirim diyecek kadar da değişime açık bir karaktere sahip. Şansı fazla önemsemiyor ama insanın karşısına çıkacak fırsatları değerlendirmesi gerektiğini düşünüyor.
Denizciliğin yanısıra Stephen, aynı zamanda eski bir maraton koşucusu ve kaya tırmanıcısı. Gençken yaptığımız her şeyin şimdi fark etmesek de, gelecekte fiziksel olarak, eklemler, bilekler, kemikler, iç organlarımız veya vücudumuzun başka bir yeri için zararlı sonuçları olabileceğine dikkat çekiyor ve titremesini kontrol edemediği ellerini gösteriyor. Mesleği ve hobileri gereği yaşadığı aşırı gerilimli olaylardan dolayı, ani adrenalin yüklenmelerinin ileri yaşlarda zararlı olacağını bilecek kadar tecrübeli. Bir kedi olsaydım, çoktan öbür tarafa gitmiştim diyor, 9 canın yaşam tarzına az geleceği açıkça anlaşılıyor.
HER GÜN BİR ARMAĞAN
Her günün bize verilmiş paha biçilmez bir armağan olduğunu söylüyor.
Herkesin kendi hayatını değiştirebilecek, istediğinde yeniden düzenleyebilecek güce sahip olduğuna inanıyor. Bireyin gücüne inanıyor ve bugünkü vizyonunu, birey olma özgürlüğünü destekleyen bir ülkede doğmasına, bir sosyal çevrede yetişmesine ve bir aileye sahip olmasına bağlıyor. Vizyondan bahsederken en başa eğitimi yerleştiriyor ve bunu güçlü ahlaki değerler ve doğru ile yanlışı ayırd etmemizi sağlayacak bir inanç ve güven temeliyle desteklemeliyiz diyor.
Dağcılığın, denizciliğin bütün cazibesine ve güzelliğine rağmen, herkes için olmadığını önemle vurguluyor. Her bireyin kendisi için iyi ve doğru olanı bulması gerektiğini söylüyor. Üstüne basarak da fiziksel antrenmanın, sporun sağlıklı bir vücut ve sağlıklı bir zihin için çok faydalı olduğunu ekliyor.
KRİTİK ANLAR
Büyük depremlerde, yangınlarda, afetlerde görev yapmış bir polis olarak da, en sert denizde teknesindeki tayfanın sorumluluğunu taşıyan bir kaptan olarak da, 'kritik anlar' diye tanımladığı tehlikeli ve riskli durumlarda kendini kontrol etmeyi ve kendisinden bir şey bekleyen insanları sakinleştirip, doğru harekete yönlendirmesi gerektiğini çok iyi biliyor. Meslek hayatı boyunca eğitim verdiği genç polislere verdiği en önemli öğüt; kritik anlarda ne yapacağını bilemez bir şekilde durmaya, kendinlerini olayların akışına bırakmaya hakları olmadığı yolundaymış. Bu tür aşırı gerilimli durumlarda, insanların en azından manevi olarak bir lidere, bir yol göstericiye ihtiyaç duyduğunu ve oradaki tek üniformalı kişi olarak mutlaka bir şey yapmaları gerektiğini öğretmiş. Kendisini hayatı boyunca bu sorumluluğa sahip biri olarak yetiştirmiş.
Finike'deki yat limanında, ya da güzelim kıyılarımızdaki diğer yat limanlarında, Stephen'dan başka dünya seyahatine çıkmış, yıllardır denizlerde olan, her biri birbirinden ilginç hikayelere sahip pek çok denizci var. Bizim kültürümüz için her ne kadar garip görünse de, batılı denizciler arasında hayatlarının bir döneminde böylesine büyük bir seyahate çıkmak son derece doğal. Bana gelince, kendi dünya seyahatimin biletini yıllar önce alıp kalbime koymuştum, sadece zamanının gelmesini bekliyorum.
Stephen'a ve açık denizlere yelken açan tüm denizcilere bol şans diliyorum. Rüzgarları kolayına olsun...
nmahruki@hurriyet.com.tr
Fax: 0 212 677 04 21
Paylaş