Paylaş
Müslüm Baba’ filminden Müslüm Gürses akıyor normal olarak. Albümden de öyle. Gürses’in şarkıları (Gürses’in söylemeyi tercih ettiği türden şarkılar demek, daha doğru), ağırlıklı olarak filmin oyuncusu Timuçin Esen tarafından seslendirilmiş; bir kısmını da Şahin Kendirci söylemiş. Birkaç şarkıdaysa Sunay Özgür müzisyenliğini konuşturmuş.
Müslüm Gürses’in uzun yıllar boyunca, başını arabeskin göğsüne dayamış kitlelerce çok sevildiği herkesin malumu. Müzik yaşamının son 10-15 yılında bu kitleye, okumuş/yazmış/çizmişler de eklendi ve Gürses sevgisi -neredeyse- bir ‘mania’ halini aldı. Pozitif bir mania.
Bu ikinci grubun Gürses’in hiç umurunda olmadığı da söylenebilir ama. Onun derdi şarkı/türkü söylemekti; hem de her türden ve biçimden şarkı. Bu sebeple, “Müslüm Gürses, yazmış/çizmişlerin gözüne girmek için pop yaptı” iddiaları hiçbir gerçeğe işaret etmiyor. Firmalar, prodüktörler “Pop söyle, bu işte para var” dediler ona, o da söyledi. “Bu şarkıyı söylemem” dediği hiç olmamıştı zaten. Önüne ne konursa konsun fark etmez, çok iyi söyleyeceğinden tamamıyla emin olarak girerdi stüdyoya ve kendinden memnun olarak da çıkardı. Şarkıyı kalbinden geçirenlerdendi, hem de tam orta yerinden. Ve bu, hepimizin ona ve şarkılarına kapılmasının başsebebiydi. İtirazımız var mı?
Film de albüm de iyi birer prodüksiyon. Paradan/puldan kısılmamış, bütün imkânlar işin selameti için seferber edilmiş. Bunun işe yarayıp yaramadığıysa ayrı bir konu. Filmi bir kenara bırakalım; albümde bunun tam anlamıyla işe yaradığı söylenemez.
Abartılmış arabesk vokal
En büyük eksiklik Müslüm Gürses... Kendisinden yola çıkılarak yapılan, hatta merkeze oturtulan bir yorumcunun, kendi sesiyle albümde yer almamış olması neyle açıklanabilir? Hiçbir şeyle. Unutkanlık da bahis konusu olmayacağına göre, mesele ya post-modernizmin dibine vurmaktı ya da şu meşhur telif meseleleri... Ama ne olursa olsun fark etmez, Gürses’in albümde olması gerekirdi.
Esen ve Kendirci’nin şarkıları layıkıyla seslendirmek için ellerinden geleni, hatta fazlasını yaptıklarını söylemeye gerek bile yok. Ama şu da var: Esen’in seslendirdiği şarkıların bazı yerlerinde, şarkı değil de tiyatro ya da film hissi alınıyor. ‘Rol’ olduğunu düşünüyorsunuz. Filmde batmayan şey, şarkı tek başına dinlendiğinde batıyor. ‘Gerçek’ gibi görünmüyor. Bu his de şarkının büyük bir bölümünü önüne katıp götürüyor. Çok abartılmış arabesk vokal biçimi de ayrı. “Ne kadar gırtlak nağmesi yaparsam o kadar iyi” düşüncesi doğru olmadığı gibi, kötü de.
Eksiği/gediği var ama bu albüm iyi ki yapıldı yine de. Varlığı yokluğundan her durumda daha iyidir.
Paylaş