Paylaş
Büyük isimlerdendir Nazan Öncel. Nevi şahsına münhasırdır; duruşuyla, yazdığı/söylediğiyle kimselere benzemez. Her bir şarkısı birer şarkı olmanın ötesinde; ilaçtır, ruhların sıkışan düğümlerini açandır, kalpleri yıkayan ve ferahlatandır. Dinleyene, “İşte bu benim şarkım!” dedirtendir.
Böyle olduğu için de her yeni Öncel şarkısı/albümü heyecanla beklenir, çıkar çıkmaz alınır/dinlenir. Öncel’in hayatın orta yerinden çekip aldığı sorunlar/meseleler üzerine tamamıyla kendince kurduğu şarkılar, (en azından bir kısmımız için) hayatı değiştiren, dönüştüren şarkılar haline gelir. Bağlanırız onlara; kalbimizin/ruhumuzun dört bir tarafıyla.
Ancak bir süredir, Nazan Öncel’de geriye düşüş ya da eskisi gibi olamayış da (ne yazık ki) bariz biçimde mevcut. Bu durum, özellikle ‘Sakin Ol Şampiyon’ gibi single’larda ve bir önceki albümü ‘Bazı Şeyler’de gösterdi kendisini. Enerjisi düşüktü artık ve bu da şarkılarına sarılmayı, içlerine dahil olmayı zorlaştırmaktaydı.
İrtifa kaybı
Öte yandan da vokalinde bir seviye kaybı vardı. Belki ‘ses zayıflığı’ yaşamaktaydı; belki bu değil de kayıt sırası ve sonrasında solistin sesine yeterince ihtimam gösterilmemiş, iş bu eksikliklerle tamamlanmıştı.
Bu mesele yeni albüm ‘Durum Şarkıları’nda da devam ediyor. Şarkıların tamamında vokal eskisi gibi değil. Heyecan yaratmıyor, insan kendini kaptıramıyor ve peşine takılıp gidemiyor.
Şarkılar kötü mü? Hayır. İyiler. Bir kısmı çok iyi, bir kısmıysa biraz daha az. ‘Umut’ta başka popüler şarkılardan izler mevcut ama yine de sağlam şarkı. Bütün şarkılar, bin metre öteden “Bunlar Nazan Öncel şarkıları” denilebilecek kadar sanatçının keskin damgasını yemiş.
İş vokale geldiğinde irtifa kaybediliyor; eski Nazan Öncel olmayınca kafa karışıyor ve bu da dinlemeye devamı güçleştiriyor.
Ellere, parmaklara kuvvet
Ritmin efendilerinden Harem uzun bir aradan sonra, tam da kendilerinden beklenebilecek gibi zımba bir albümle döndüler. Hande Yener, Serdar Ortaç, Volkan Konak ve İbrahim Tatlıses gibi çok sayıda popüler sesin eşlik ettiği albüm, “Darbukanın gücü adına...” şeklinde okunabilecek bir hareketle başlıyor ve hız kesmeden, albümün sonuna kadar öyle devam ediyor. Altan Çetin’in ‘Aleni Aleni’, Mert Ekren’in ‘İki Deli’ ve Yıldız Tilbe’nin ‘Kop Gel Günahlarından’ şarkıları, Harem’in başrolü kapmasıyla birlikte bambaşka şarkılara dönüşmüşler; yeniden yaratılmışlar da denebilir. Gerisi vurmalı enstrümanların destanı; Harem’in yazmayı her zaman başardığı gibi, kapı gibi sağlam ve dolu bir destan.
Paylaş