Paylaş
RAMAZANIN ortaları... 12 Haziran 1919. Yunan işgali yayılıyor... “Paşam! Bütün Amasya emrinizdedir. Gazanız mübarek olsun... Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.” Bu sözlerin sahibi, şehrin ileri gelenlerinden Müftü Hacı Hafız Tevfik Efendi’ydi. Karşıladığı kişiyse Mustafa Kemal [Atatürk] ve arkadaşları. Evlerden gelen yemeklerle hükümet konağında hemen bir iftar sofrası kuruldu. Paşa, dualarla açılan iftar sofrasında, kurtuluşa dair görüşlerini anlattı. Aldığı destek, onu çok sevindirmişti.
*
Ramazanın son haftası... 22 Haziran 1919. Mustafa Kemal Paşa ve yol arkadaşları, Amasya Genelgesi’ni açıkladılar: “Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” Zorlu bir mücadelenin umut dolu ilk günleriydi...
*
11 Temmuz 1921. Başta şehitlerin yetimleri ve gazi çocukları olmak üzere tüm çocuklara hizmet için Ankara’da kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin koruyuculuğunu, Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa, “kemâl-i iftihar ile kabul etti”.
28 Kasım 1921. Sakarya Meydan Muharebesi zaferle sonuçlanmış... “Gazi Hazretlerinin annesi Zübeyde Hanım”, yetim öğrenciler için çok anlamlı bir bağışta bulundu: “Her sene ramazan ayının Kadir Gecesi’nde, Darüşşafaka öğrencileri tarafından okunacak Kuran-ı Kerim’in sevap ve mükâfatının öncelikle Peygamberimiz Efendimizin mübarek ruhlarına, [onun] ailesine, bütün peygamberlere... Hakk’a eren velilerle kadın-erkek bütün müminlerin ve şehitlerin temiz ruhlarına... hediye edilmek şartıyla, Allah rızası için 20.000 kuruş kağıt parayı malından” vakfetti.
*
Ramazanın başlangıcı... 17 Nisan 1923. Anadolu kurtulsa da İstanbul esaret altında; eller hâlâ tetikte... Mustafa Kemal Paşa, birliklere şu mesajı geçti: “Ordulara rahmet ve mağfiret ayı, bu sene de bizi silah ve vazife başında buluyor. İnayet-i Rabbaniye ile kazandığımız emsalsiz başarıdan sonra meşru haklarımızın temini için devletçe [Lozan’daki] barış girişimlerimizin sonucunu bekliyoruz... Bu mübarek ayın hürmetine Allah’tan vatanımız ve cümlemiz için selamet niyaz ederken, aziz şehitlerimizin ruhuna Fatihalar ithaf ediyorum.”
*
Ramazanın son günleri... 23 Nisan 1925. TBMM’nin kuruluşu münasebetiyle kutlanan “Hakimiyet-i Milliye Bayramı”, “Himaye-i Etfal” yani “Çocukları Koruma” günü olarak anılır oldu. 1927’den itibaren de Atatürk’ün önderliğinde “Çocuk Bayramı” olarak kutlanmaya başlandı.
*
Ramazanın ortası... 20 Nisan 1924. Türkiye Cumhuriyeti’nin “1924 Anayasası” yürürlüğe girdi.
BORCUMUZU ÖDEMEK İÇİN
İşte her ramazanda ve bayram sevinci yaşadığımız her günde... Şehitlerimize, gazilerimize, kurtuluş mücadelesi veren herkese, borçluyuz. Atamıza, dedelerimize, ninelerimize... Ve savaşta yetim-öksüz kalan çocuklara... Onlara da borçluyuz. Bu borçlar, ancak yarınlara daha sevinçli çocuklar; daha özgür ve daha mutlu bir ülke bırakarak ödenir.
YETİMLERİN ÖRNEK KORUYUCUSU
ATATÜRK’ün annesi Zübeyde Hanım’ın her ramazanda, ruhu için Kuran okunmasını vasiyet ettiği, oğluna adını veren Hz. Muhammed Mustafa, her anlamda yetimlerin koruyucusu ve çocuk dostuydu. Onlara daima güler yüzlü, hoşgörülü ve merhametliydi. Yetim olarak doğdu, 6 yaşında annesini kaybetti. “[Yetimlerin] durumlarını düzeltmek hayırlıdır” ayetinin canlı örneği olarak ailesindeki 5 yetimin yanı sıra, çok sayıda çocuğun himayesini gönüllü olarak üstlenmişti. Onun davranışını örnek alanlarca tarih boyunca yetimhaneler, vakıflar ve Darüşşafaka gibi okullar kurulmuştur.
ESMA-İ HÜSNA
EŞ-ŞEHİD
Her şeyi görürcesine bilen, hiçbir şey ilminden gizli kalmayan.
Bir ayet
O halde sakın yetimi ezme!
(Duhâ, 9)
Bir hadis
Kalbinin yumuşamasını istiyorsan bir yetimi himayene al.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 250)
Paylaş