Paylaş
‘Adolescere’, Latince’de büyümek, olgunlaşmak demek. Batı dillerindeki ‘adolescent’, yeni ‘ergen’ kelimesi de aynı kökten geliyor. Buna bağlı olarak, ‘coalescere’, birlikte büyümek, birlikte olgunlaşmak anlamını taşıyor. İşte, özellikle 18.Yüzyıl’dan itibaren bugün bildiğimiz siyasi anlamı öne çıkan coalition / koalisyon kelimesinin özü bu.
Gerçekten de koalisyon, olgun tavırlar gerektirir; öyle ‘ergen heyecanı’ ile davrananlara uymaz. Aceleciliği, ateşli tavırları, sert tepkileri kaldırmaz. Bir an önce isteklerine kavuşmak isteyenlerin değil, sabırlı davranmayı bilenlerin işidir uzun soluklu bir koalisyon. Yani, “birlikte olgunlaşmak” öyle kolay bir iş değil. Hele de siyasette...
TARİHTEN GELEN KIRIK NOTLAR
Türkiye tarihinde kalıcı başarı getiren koalisyon örnekleri bulmak zor. İlki 1961’de, sonuncusu ise 1999’da kurulan 20 koalisyon hükümeti, siyasi birikim ve uzlaşma kültürü açısından önemlidir. Ancak, bu koalisyon hükümetlerinin hedeflerde birleşip, ‘birlikte büyüme’ sağladıkları söylenemez. Bunlar, iktidarın ve devletin ortaklaşa yönetiminden ziyade, hükümetin bölüşülmesidir. Roma İmparatorluğu’nda, iktidarın dört lider arasında paylaştırılmasını ifade eden ‘Tetrarki’ dönemini hatırlatırlar.
İlk bakışta koalisyon gibi görünmese de, son 150 yıl içinde büyük koalisyonlar, II.Meşrutiyet’in ilanında ve Kurtuluş Savaşı döneminde ortaya çıktı. Ama asıl gaye hasıl olduktan sonra (örneğin Milli Mücadele’nin kazanılması), çok farklı kesimleri bir araya getiren bu büyük koalisyonların hızla bozulduğunu görüyoruz. İşin vahimi, koalisyonların çözülme süreci, güçlü tarafın diğerlerini tasfiyesiyle sonuçlanmış. Tasfiye sonrası iktidar değişimi, rövanş-intikam sarmalıyla sürüp gitmiş. Eğer bu davranış kalıbı günümüzde de ‘tekerrür edecek’ olursa, gelecek için olumlu öngörülerde bulunmak zor. Diğer yandan mevcut durum, zihinsel ve siyasi olgunlaşma açısından Türkiye’ye çok önemli, çok değerli bir fırsat sunuyor.
“EN HAKİKİ MÜRŞİD...”
Ergenliğin bir sonraki aşaması, ‘reşit olmak’. Reşit kelimesinin kökündeki rüşd, ‘fikri olgunluğa ulaşmak; doğru yolu seçebilmek’ gibi anlamlar taşıyor. Bir insanı rüşde ulaştıran, yani olgunlaştıran kişiye mürşit (mürşid) deniyor. Demokratik siyasette ise “en hakiki mürşit, seçmenin özgür iradesi”. Türkiye’de 1950 yılından bu yana yapılan seçimlerin sonuçları, tarihi gelişmeler ışığında incelendiğinde, ‘çocukça’ hareket etmediği görülebilir. Araştırmalar seçmen kararında uzun vadeli tavırların, sokak güvenliğinin veya ekonominin, kampanya vaatlerinden daha etkili olduğunu gösteriyor. Ayrıca tüm partilerde, ‘gri, melez, ılımlı’ seçmenlerin, ‘koyu taraftarlar’dan fazla olduğu görülüyor. Bu sayede siyaset ‘ergen’ tavırlara sürüklendiğinde halkın, partilerin ‘mürşidi’ konumuna geçtiğini söyleyebiliriz. Yeter ki, özgür iradenin sandığa yansıması sağlansın ve siyaset kilitlenmesin.
Halk, 7 Haziran’da yüksek bir katılımla demokratik olgunluğunu gösterdi, seçimini yaptı. Şimdi Meclis’in karar zamanı. İlk seçenek, tarihi döngüyü tekrarlayıp iktidarı sadece bölüştürmek. Diğeri ise gerçek anlamıyla, uzun soluklu bir koalisyon kurmak. Böylece ‘birlikte büyüme’ sağlayıp Türkiye’de demokrasiyi ‘birlikte olgunlaştırmak’.
Paylaş