Paylaş
Kadir Gecesi’nin ne olduğunu” doğrudan Kuran açıklar: “Biz onu (Kuran’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik” (Kadr, 1). Yani Kadir Gecesi, Hz. Peygamber’in ilahi vahye ilk kez muhatap olduğu, bilinen anlamıyla İslamiyet’in doğduğu gecedir. Müslümanların gözünde bundan daha güzel bir doğum günü mü olur? İşte bu nedenle talihi açık, kısmeti bol olan kimseler için “anası Kadir Gecesi doğurmuş” denir.
*
Resulullah’ın “bin aydan hayırlı” olan Kadir Gecesi’nde başlayan manevi yolculuğu, Miraç’ta doruğa çıkmış; bu gece bir insanın Yaradan’ın zatına en yaklaştığı an olmuştur. İşte “esenlik dolu” Kadir Gecesi de, Müslümanların kendilerini manen Allah’a en yakın gördükleri gecedir. Kuran nasıl o gecede Hz. Peygamber’in gönlüne indiyse, Yaradan’ın nuru ve Kuran’ın feyzi de benzer şekilde insanların ruhuna iner; “ta ki tan yeri ağarıncaya dek”.
UZAKLARDA ARAMA
Malum... Allah gözle görülmez, elle tutulmaz. Varlığı ancak hissedilir, zihinde tasavvur edilir, inanarak bilinir. O, inananların gönlündedir. Âlemlere sığmayan Allah, Kuran’daki ifadesiyle inananlara “şah damarından yakındır (Kâf, 16)”.
*
Elbette hakikati arayan insan, Yaradan’ın varlığını “şüphesiz şekilde” duyumsamak, “yakinen” hissetmek; “yakından” bilmek ister. Bu yakınlaşmanın nasıl olacağıysa bir hadis-i kutside şöyle açıklanır: “Kulum beni nasıl düşünüyorsa ben öyleyim. O beni anarken ben onunla beraberim... O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak giderim.” (Müslim, Zikir, 2). Yani manevi yakınlaşma için ilk adım, kişinin içten niyetidir.
KENDİNİ BİLEN
Yaradan ve insan arasındaki manevi yakınlık, “nefsini bilen, Rabbini bilir” şeklinde özetlenir. Çünkü her insan, aslında Allah’ın yarattığı âlemlerin küçük bir modelidir. İnsanın kendi özüne bakması, aynı zamanda kâinatı gözlemesidir. Veya tam tersi... Zaten kâinatlarda ne varsa, aynısı insanda da vardır: “Bu adem (insan), nüsha-ı cümle âlemdir.” (Kaygusuz Abdal). Sun’ullah Gaybi, aynı düşünceyi yüzyılları aşan şu dizelerle ifade eder: “Her ne varsa âlemde, örneği var ademde / Bul seni sen bu demde, kendine gel kendine”.
*
Elbette bu vasıf, sadece tek bir kişide değil, her insanın özünde mevcuttur. O nedenle herkese, hatta her mahlukata saygıyla yaklaşmak gerekir. Yunus Emre, “Sen seni ne sanırsan ayruğa da (başkasına da) onu san” derken Diyarbakırlı Nigâhî şöyle ifade etmiş: “Sakın kimseyi hor görme kendinden bu âlemde / Tehî (boş) sanma cihanı, her ne varsa vardır ademde.”
HER GECEN KADİR GECESİ
Eğer insan herkese Allah’ın bir tecellisi (yansıması) gözüyle bakarsa, kimin hakkını yemeye, kimin gönlünü kırmaya yeltenebilir ki? Atalarımız “Her geleni Hızır / Her geceyi Kadir bil” demişler. Yani kim olduğuna bakmaksızın herkesi mübarek biri gibi gör; her geceyi de Kadir Gecesi gibi yaşa... Nasıl orucun ardından gelen Kadir Gecesi dua, namaz, zikir, niyaz ve şükürle geçerse, sen de gecelerini Yaradan’a yaklaştıran bu ibadetlerle geçir: “Bilelim kadrini savmın (orucun) gece kaim (ayakta) olalım (Kâmî)”. Çünkü Kadir Gecesi, insanın “şah damarından yakın” olana en yaklaştığı gecedir. Zâtî’nin ifadesiyle: “Bu gece Kadir Gecesi’dir seyre çıktı yâr / ... Girerse gönlüme bu gece yeridir, o yâr”.
RAMAZANIN ZİRVESİ
Kadir Gecesi, on bir ayın sultanı ramazanın, “tacını takıp tahtına oturduğu” geceye benzetilmiştir. Osmanlı devrinde bu gecenin feyzini anlatan özel ilahiler, maniler okunurdu: “Cümle âlem mesrur (mutlu) olur / Hep günahlar mağfur (af) olur / Cümle yer gök pür nur olur / Mübarek Kadir Gecesi”. Padişah ise bu gecede genellikle Ayasofya Camisi’nde ibadet ederdi. İmparatorluğun son dönemlerinde padişahın Dolmabahçe veya Tophane’deki Nusretiye camilerine gittiği de olmuştur. Onun maiyetiyle birlikte saraydan camiye yaptığı yolculuğa “Kadir alayı” denirdi. Bu karanlığı aydınlatan, renkli bir fener alayıydı. Güzergâh üzerindeki yollar, binalar bakımdan geçirilir, halk da bu geçişi seyretmek için caddelerde toplanırdı.
BİR AYET
Kadir Gecesi, bin aydan hayırlıdır. (Kadr, 3)
BİR HADİS
Allah’ım! Senden, senin ilim ve kudretinden hayır beklerim. Senin büyük lütfundan talep ederim. (Buhârî, Teheccüd, 25)
ESMA-İ HÜSNA
El-Kâdir
Her şeyi, kayıtsız-şartsız gerçekleştirebilen.
Paylaş