Paylaş
HAYVANLARIN TAKVİMİ
"Bir Türk hakanı kendinden önceki bir savaşı öğrenmek ister. O savaşın yapıldığı yıl hakkında yanılırlar. Bunun üzerine Hakan ulusuna danışır ve kurultayda “Biz bu tarihte nasıl yanıldıksa bizden sonra gelecek olanlar da yanılacaklardır; öyle ise, biz şimdi göğün on iki burcu ve on iki ay sayısınca her yıla birer ad koyalım; sayılarımızı bu yılların geçmesiyle anlayalım; bu aramızda unutulmaz bir hatırlatıcı olarak kalsın” der. Ulus hakanın önergesini onaylar. Bunun üzerine Hakan, yaban hayvanlarının ırmağa doğru sürülmesini emreder. Suyu geçen her hayvanın ismi sırasıyla bir yıla ad olarak takılır." Kaşgarlı Mahmut, Divan-u Lügati't Türk'te, Türklerin İslamiyet'ten önce kullandıkları 12 hayvanlı takvimin doğuşunu bu destansı hikayeyle anlatır. Bu takvimde dünyanın ömrü 3.6 milyar yıldır. 12 yıl 1 devir; 1 yıl 12 aydır. Her yıl bir hayvan adı taşır: Sıçan,Öküz, Pars, Tavşan, Ejderha/Timsah, Yılan, At, Koyun, Maymun, Tavuk, Köpek, Domuz. Devre tamamlandıktan sonra, yeniden on ikili devre başlar. İslamiyet'in kabulüyle Hicri takvime geçtikten sonra bile bu takvimden hareketle yıllara hayvan ismi verme geleneği hemen kaybolmadı. Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın 1757 tarihli Marifetname'si ve müneccimbaşı takvimleri de bu Oniki Hayvanlı takvimden söz eder.
AYRILIĞIN VE UMUDUN TAKVİMİ
'Hicrî', hicretle ilgili olan demek. Bu takvimin başlangıcı, Hz.Muhammed'in doğduğu kentten zorunlu ve hüzünlü ayrılığının, yani hicretin yılıdır. Diğer bir deyişle 'hicran'ın başlangıcıdır. Öte yandan bu yolculuk, baskı nedeniyle yurdundan ayrılmak zorunda kalanların, yani 'muhacir'in umut yılıdır. Daha medeni ve daha adil bir toplum umudunu taşır yeni takvim. Takvimin başlangıç yılı Hz.Ömer devrinde kararlaştırılır. Güneş takvimine göre ayların her yıl 10 gün geriye gitmesi nedeniyle Hicrî takvim gündelik yaşamda tekrarlanma yerine hareketliliği getirir.
ÖMER HAYYAM'LI TAKVİM
Hicrî takvimin devlet ve maliye işlerine getirdiği devir farklılıklarını ortadan kaldırmak için Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah, bir güneş takvimi hazırlanması emrini verir. Takvimi hazırlayan uzmanlar heyetinin bir üyesi de ünlü şair Ömer Hayyam'dır. İran'da 1925'e kadar kullanılan bu takvime ön adı Celaleddin olan Melikşah'a izafeten "Celalî takvimi" denir.
PARANIN TAKVİMİ
Tarım ve hayvancılık ekonominin temeliyken, mevsimler ve vergilendirme arasındaki ilişki çok önemliydi. Osmanlılar ay takviminden kaynaklanan zorlukları aşmak için farklı takvimler kullanmaktan çekinmedi. Örneğin, Mısır'da antik takvime dayanan Kıptî takvimi dahi kullanılmıştır. 1579'dan itibaren mali kayıtlarda güneş takvimi kullanılmaya başlandı ve 1677'de "Malî takvim" sistemli hale getirildi. Yıllar Hicrî, aylar ise günümüzdeki gibi 12'li düzendeydi. 1740'dan itibaren yılbaşı 1 Mart olarak kabul edildi. Her yeni yılın takvimi, 21 Mart tarihinde müneccimbaşı tarafından "nevruziyye" adıyla padişaha sunulurdu. Güneş takvimi, 1840 yılından itibaren "Rumî takvim" adıyla tüm devlet işlerinde kullanılmaya başlandı. 1917'de tadil edildi, 1926'da yürürlükten kalktı. Ay isimlerinin bazıları ise 1945 yılında bugünkü halini aldı.
NEFES TAKVİMİ
Takvim meselesi coğrafya, mevsimler, din, inançlar, evren algısı, bilgi birikimi gibi çok sayıda etkenle ilişkili olarak çok kez değişti. Bugün bile kusursuz değil, çünkü Miladi takvime her 4 yılda bir ayar vermek gerekiyor! Peki ama tüm bu çeşitlilik arasında kişisel yolculuğumuzu neye göre ölçmeliyiz? Bazı araştırmacılar, bir kaç yıl önce insan yaşamını ölçmek için en doğru birimin "nefes" olduğunu dile getirmişti. Çünkü temel aldığı güneş, ay veya dünya değil doğrudan insandır (hatta nefes alıp veren tüm canlılardır). Bu sayede "herkesin takvimi kendine" olabiliyor. "Nefesini boşa harcayanlar" takvim yapraklarını hızla tüketirken, "nefesini kendine saklayanlar" ömrünü uzatıyor! Bu takvimde önemli olan haliyle kaç yıl yaşadığımız değil, alıp verdiğimiz nefeslerin kalitesi. Elbette, bu takvim toplumsal yaşamda, devlet işlerinde kullanmaya şimdilik uygun değil. Ne var ki, pek çok konuda birbirimizi yok yere tükettiğimiz düşünülecek olursa, kişiler arası ilişkilerde kullanmak hepimiz için çok yararlı olabilir.
Paylaş