26 Nisan 2003
<B>TÜRKİYE'DE</B> bugüne kadar ‘‘genel isim’’ (jenerik) olduğu için verilmeyen internet alan adları sonunda kullanıma açılıyor. İnternet Üst Kurulu'na bağlı çalışan DNS Çalışma Grubu'nda alınan karara göre kişi ve kuruluşlar 8 Mayıs akşamı saat 23:59'a kadar internet üzerindeki ‘‘wwww.generic.nic.tr’’ adresinden almak istedikleri jenerik alan adları için başvuruda bulunacak.
8 Nisan'da başlayan başvuru sürecinden sonra 12 Mayıs'ta ise noter tarafından yapılacak çekilişle bu alan adlarının sahipleri belirlenecek. Ve başvurdukları alan adlarını almaya hak kazananlar 16 Mayıs tarihinde ilan edilecek.
3.414 BAŞVURU
5 yıllığı için sadece 100 milyon lira ödenecek olan ve pek çoğu yakın gelecekte onbinlerce dolara satılabilecek alan adları için Türkiye'nin dev kuruluşları arasında yarış başladı. Başvurusu sayısı 3 bin 414'e ulaştı. Aygaz ve Mogaz ‘‘tup.com.tr’’ için, Beko ‘‘tv.com.tr’’ ve ‘‘televizyon.com.tr’’, Ram Dış Ticaret ‘‘ticaret.com.tr’’, Koç Ata ‘‘tarim.com.tr’’, İzocam ‘‘tasyunu.com.tr’’ için başvuruda bulundu.
Bugüne kadar verilmeyen ‘‘tr’’ uzantılı jenerik adresleri nedeniyle Türkiye'nin milyonlarca doları yurtdışındaki kuruluşlara akıyordu. Ve örneğin ‘‘televizyon.com.tr’’ alamayanlar, yurtdışından ‘‘televizyon.com’’ olarak alan adı alıyordu. Yeni uygulama sayesinde, pek çok jenerik alan adı artık ‘‘tr’’ uzantılı olarak alınabilecek.
2 YILLIK ÇALIŞMA
ODTÜ Öğretim Görevlisi ve Alan Adı Yöneticisi Doç. Dr. Atilla Özgit, alan adları ile ilgili ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların kurulacak bir mekanizma ile giderileceğini söyledi. Yeni alan adları üzerinde yaklaşık 2 yıldır çalışıldığını belirten Özgit, Türkiye'de 13 adet alan adı kullanıldığını, bu sayının önümüzdeki günlerde 22'ye çıkacağıın kaydetti.
Attila Özgit, alan adları ile ilgili uyuşmazlıkların giderilmesi için , ‘‘uyuşmazlık çözüm mekanizması’’ oluşturacaklarını kaydetti. Özgit, Barolar Birliği altında 3 hukukçu ve 1 teknik uzman ile oluşturulacak ‘‘uyuşmazlık çözüm mekanizması’’nın çözdüğü her konuya uyacaklarını, ancak mahkeme yolunun açık olduğunu belirtti.
UYUŞMAZLIKLAR
Oluşturulacak çözüm mekanizmasının hukuk sisteminin altında, oldukça sağlam bir filtre mekanizması görevini üstleneceğini vurgulayan Özgit, ‘‘Bu mekanizmanın kararlarını mahkemelerin kabul edebileceğini düşünüyoruz’’ dedi.
2001 yılından itibaren İnternet Üst Kurulu altında bulunan DNS Çalışma Grubu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), ODTÜ, Tüm İnternet Derneği, Türkiye Bilişim Derneği, Ulakbim, üniversiteler, Ulaştırma Bakanlığı ve İnternet Üst Kurulu'ndan katılan üyelerden oluşuyor.
Türkiye, Türk ve Atatürk kamuya
İNTERNET Üst Kurulu bünyesindeki DNS (Domain Name System) Çalışma Grubu, tr uzantılı jenerik alan adlarının dağıtımı konusunda bazı kısıtlamalar da getirdi.
Buna göre Türk, Türkiye ve Atatürk alan adları sadece devlet tarafından belirlenen kamu kuruluşlarına verilecek.
Ayrıca, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi il isimleri de ‘‘portal’’ hizmeti verilmesi şartı ile sadece yerel yönetimler tarafından alınabilecek.
Jenerik alan adı nedir?
GENEL kavram ve belirli bir sektörü niteleyen kavramlar, ‘‘jenerik’’ olarak adlandırılıyor. Tarım, televizyon, internet, banka, araba gibi alan adları bu sınıfa giriyor. Türkiye'de bugüne kadar ‘‘haksız rekabet olabileceği’’ gerekçesi ile com.tr uzantılı ‘‘jenerik’’ alan adları verilmiyordu.
Yazının Devamını Oku 16 Kasım 2002
<B>HANDSPRING</B>'in Treo'su, artık mobil ofis için bir dizüstü bilgisayar ve ayrıca cep telefonu taşıma ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Hem gelişmiş bir avuçiçi bilgisayar hem de gelişmiş bir cep telefonu olan Treo sayesinde, dünya artık cepte taşınabilir boyutlara geldi. KISA süre öncesine kadar, bir mobil ofis kurmak için gerekli donanım, bir dizüstü bilgisayar, bir cep telefonu ve bu iki cihazı birbirine bağlayabileceğiniz bir donanım gerektiriyordu. Böyle bir donanımın maliyeti ise en az 2 bin-2 bin 500 dolar arasındaydı. ABD'li Handspring firmasının Treo adıyla ürettiği tümleşik avuçiçi bilgisayar ve cep telefonu cihazları ile artık bu kadar para harcamanız gerekmiyor.
Handspring'in Türkiye Distribütörü Altera'nın Milpa ve e-kolay ile birlikte düzenlediği kampanya sayesinde, Treo Communicator'e ayda sadece 59 milyon lira ödeyerek sahip olmak mümkün. Üstelik 1 yıl sınırsız e-kolay aboneliği ile birlikte.
Treo, bugün piyasadan satın alabileceğiniz en gelişmiş avuçiçi bilgisayar ve en gelişmiş cep telefonu özelliklerini birarada sunuyor. Bu kampanya dahilinde Treo'nun 180 ve 270 olarak iki farklı modelini satın alabiliyorsunuz.
TREO 180
Treo 180 Palm 3.5 işletim sistemini kullanıyor ve 16 MB'lık bir hafızası var. Aklınıza gelebilecek tüm Palm işletim sistemi uygulamalarını kullanabiliyorsunuz. Treo 180, elektronik janda yazılımı, internet gezgini, telefon defteri, gelişmiş bir hesap makinası ve dünya saati yazılımları ile birlikte geliyor.
Aynı zamanda GSM 900 ve 1800 uyumlu bir cep telefonu olan Treo 180 ile GPRS üzerinden intennete bağlanmak çocuk oyuncağı. Geniş ekranı sayesinde, internette istediğiniz web sayfasını koyalca kullanabiliyorsunuz. WAP özelliği de bulunmasına karşılık, eğer GPRS üzerinden bağlantı kurarsanız, WAP'daki gibi sadece WAP için hazırlanmış web sayfaları ile kısıtlı kalmıyorsunuz.
Treo 180, aynı zamanda POP3 elektronik posta desteğine de sahip. Yani, siz GPRS ile internete bağlandığınızda istediğiniz posta sunucusundan elektronik postalarınızı kısa sürede indirebiliyorsunuz.
Treo 180'i kullanırken, ister özel kalemi ile dokunmatik ekranından, isterseniz de üzerindeki küçük bir klavyeden yararlanabilirsiniz. Bu sayede elektronik postalarınızı, kısa mesajlarınızı, dökümanlarınızı bir dizüstü bilgisayar kullanırmışcasına rahat bir şekilde oluşturabiliyorsunuz.
Treo'nun üzerinde bir kızılötesi göz de bulunuyor. Böylece, Treo hem diğer avuçiçi bilgisayarlarla, hem de üzerinde kızılötesi göz bulunan dijital kameralar, dizüstü veya masaüstü bilgisayarlarla kabloya gerek kalmaksızın haberleşebiliyor.
VE RENKLİ 270
Treo'nun 270 modelinin 180 modeli ile arasındaki en önemli fark, 12 bitlik, yani aynı anda 4 bin farklı rengi gösterebilen bir dokunmatik renkli ekrana sahip olması. Treo 270'in de üzerinde 16 RAM'lik bir hafıza bulunuyor.
270 ile GPRS üzerinden internette sörf yapmak, bir avuçiçi bilgisayardan beklemeyeceğiniz kadar keyifli. Web sitelerindeki tüm renkleri, fotoğrafları, bir masa veya dizüstü bilgiyarla geziyormuş gibi görebiliyorsunuz.
TV kumandası bile oluyor
TREO'nun 180 ve 270 modelleri, Palm OS işletim sistemi için geliştirilmiş her türlü yazılımı kullanıyor. İnternette bulabileceğiniz çoğu ücretsiz yazılımlar ile Treo'yu evinizdeki televizyon, müzik seti, DVD gibi elektronik cihazlarınızın uzaktan kumandası haline bile getirebiliyorsunuz. Treo için internette binlerce iş uygulaması, şehir haritaları ve rehberleri, oyunlar, iletişim programları, yeni zil sesleri gibi uygulamalar bulunuyor. Yapmanız gereken tek şey, Treo'yu özel kablosu ile bilgisayarınıza bağlamak ve istediğiniz programı yüklemek.
GPRS ne demek?
GENERAL Packet Radio Services kelimelerinin kısaltması olan GPRS, mevcut GSM şebekesi üzerinden ses ve görüntünün birer ‘‘bilgi’’ paketi olarak taşınmasını sağlayan bir sistem. Standart GSM ile 9.6 kb hızında bağlantı yapılabilirken, GPRS ile bu hız 56 kb'ye çıkabiliyor. GPRS’te ücretlendirme alıp-gönderdiğiniz bilgi miktarı üzerinden yapılıyor.
Şehir içinde koşu bandı gibi kayak pisti
ABD'li Ski-Trac firması, kayak sporunu şehirlerdeki bowling salonlarına gitmek kadar kolay hale getirmeye hazırlanıyor. Çünkü, firmanın üzerinde çalıştığı teknoloji sayesinde, çok küçük bir alanda kilometrelerce kayak yapmak mümkün. Sistem, üzeri suni kar ile kaplı hareketli bir diskten oluşuyor. Bu dev disk hareket ediyor ve siz kayak takımlarınızla bu diskin üzerinde duruyorsunuz. Bu sistem ile saatte 19 mil kayak yapmak mümkün. Maliyeti 233 milyon dolar olarak belirlenen bu sistemde, 20 dolara 1 saat kayak yapılabiliyor.
Yazının Devamını Oku 18 Ekim 2002
<B>ABD'li bilim adamları, ilk kez bir canlıyı bilgisayardan gönderilen komutlarla kumanda etmeyi başardı. Downstate Medical Center'da bir farenin beynine yerleştirilen elektrod ile, fare ‘sağa dön’, ‘dur’, ‘koş’, ‘atla’ gibi komutları yerine getirdi. Bu teknolojinin, insanları da kumanda edilebilir hale getirmesinden korkuluyor.
ABD Brooklyn'deki Downstate Medical Center'da bilim adamlarının, bir fareyi beynine yerleştirdikleri elektrod ile kumanda etme çabaları başarılı sonuç verdi. Fare bilgisayardan gönderilen ‘sağa dön’, ‘dur’, ‘koş’, ‘atla’ gibi komutları yerine getirdi. Böylece, ilk kez bir canlının uzaktan kumanda edilmesi sağlandı.
Downstate Medical Center, bu konudaki çalışmaları MIT ile paralel olarak yaklaşık 7 yıldır yürütüyor. Fareler üzerinde yapılan bu çalışmalarda amaç arama kurtarma gibi çalışmalarda insan dışındaki canlılardan yararlanabilmek. Bilim adamları, uzaktan kumanda edilebilen canlıların üzerine yerleştirilecek kameralar ile, arama kurtarma konusunda önemli imkanlar yaratılacağını düşünüyorlar. Bugüne kadar, farelerin uzaktan kumanda edilebilmesi için yapılan çalışmalar için harcanan paranın 4 milyon dolara ulaştığı belirtiliyor.
Downstate Medical Center'daki çalışmalar ABD'de yeni ve ürkütücü bir tartışmaya da neden oluyor. Bir canlının kendi istemi dışında yönlendirilebilmesi, masum bir amaç için geliştirilen trinitrotolüen ve atomun parçalanması gibi teknolojilerin günümüzün en ölümcül silahları haline gelmesini hatırlatıyor.
TERÖR ENDİŞESİ
Bugün arama kurtarma gibi insan hayatını korumaya yönelik olarak planlanan bu teknolojinin, insan öldürmek için de kullanılabileceği düşünülüyor. Çünkü, bugün bilgisayarlarla uzaktan kumanda edilebilen bir canlı, üzerine yerleştirilecek patlayıcılar ile, kumandalı bir canlı bomba halini alabilir. Böylece, yeni çağın teröristleri de Downstate Medical Center'ın bu çalışmalarından farklı bir şekilde yararlanabilirler.
Downstate Medical Center'daki çalışmalara aynı zamanda destek de veren MIT'de benzer bir çalışma da insan beynini kontrol edebilmek için yürütülüyor. İşte, canlı beyninin kontrolü konusunda pek çok kişiyi endişelendiren çalışma da bu.
YÖNETENİ YÖNETMEK
Bu çalışmalar sonuç verirse, insanların da bilgisayarlar üzerinden gönderilecek ‘neural sinyal’ler ile istem dışı davranması sağlanabilecek. Bugün için bilgim kurgu filmlerine konu olabilen pekçok şey de gerçeğe dönecek. Bu şekilde, toplumları yönetenler de birileri tarafından yönlendirilebilecek veya sıradan insanlar azılı teröristlere dönüştürülebilecek.
Bu endişelerin pek çok haklı yönü olduğu kabul ediliyor ve bu nedenle de beyin kontrolü konusundaki çalışmaların, klonlama gimbi kamu otoriteleri tarafından yakından ve ‘‘sınırları çizilerek’’ dikkatle izlenmesi isteniyor.
Sessiz gitar
YAMAHA'NIN geliştirdiği bu yeni gitar sayesinde, gece yarısı ible gitar çalma keyfini yaşayabilirsiniz. Hem de kimseyi rahatsız etmeden. Çünkü, bu gitar sadece kulaklığa veya bağlandığı bir anfiye ses gönderiyor. Ürünün ABD'deki satış fiyatı 800 dolar.
Tablet telefonlar
ŞEKİL ve nitelik olarak hızla değişen mobil iletişim ürünlerinde rekabet tablet telefonlara doğru kayıyor. Bu sektörün iki devi Ericsson ve Nokia kablosuz iletişim kurabilen tablet telefonlar geliştirdi. Her iki ürün de internet bağlantısı ve sınırsız multimedya imkanı sunuyor.
Videokonferans kulübesi
TRAFİKTE sıkıştınız ve önemli bir toplantıyı kaçırmak üzeresiniz. Artık böyle bir sorunun da çözümü var. Tayvanlı Advantech'in geliştirdiği bu cihaz, klasik telefon kulübelerinin yerini alacak. Üzerinde bir dijital kamera ve ekran bulunan sistem sayesinde jeton atarak, istediğiniz yer ile videokonferans görüşmesi yapabileceksiniz. Sistemin ilk uygulamasını Telecom Taiwan yapacak.
Yüz, yüz bitmeyen havuz
ABD'li Endless Pool firmasının geliştirdiği sistem sayesinde, evinizin içine hiç durmadan sonsuza kadar yüzebileceğiniz bir havuz yaptırabilirsiniz. Çünkü bu havuz sisteminde, bir nehirde yüzer gibi akan bir suya karşı yüzüyorsunuz. Böylece, kulaç attığınız halde aslında hiç yerinizden hareket etmiyorsunuz.
İnternetten yemek tarifi alan fırın
JAPON Sharp firmasının geliştirdiği bu fırın sayesinde yemek pişirmek çocuk oyuncağı haline gelecek. Çünkü, bu fırın internete bağlanarak istenen yemeğin tarifini alıyor ve bunu üzerindeki sıvı kristal ekran ile kullanıcısına aktarıyor. Ürünün Japonya'daki satış fiyatı 130 bin Yen (680 sterlin).
Uzayda ses arama teleskobu
GÜNEŞ sistemi dışındaki sistemlerden bilgi toplamak için geliştirilen yeni bir teleskop sistemi, 5 yıl içinde ABD'de denenecek. SKA adı verilen bu sistemde, her biri yaklaşık 1 kilometre karelik yansıtıcılar kullanılacak. Bu yansıtıcıların odak noktalarının üzerinde balonlarla yükseltilmiş algılayıcılar bulunacak. Böylece, bugün için kulalnılan uzay teleskoplarından 10 kat daha hassas teleskoplar oluşturulabilecek.
Yazının Devamını Oku 11 Ekim 2002
FRANCE Telecom'un desteğiyle yüzeyi esnek ekranla kaplı özel bir tişört geliştirildi. 2005'te en az 1.000 dolardan satılması planlanan tişörte, internetten istenen renk ve desen anında yüklenebilecek. Akıllı tişört sahibi, Lacoste gibi markaların da desenlerini internetten satın alıp kullanacak.
FRANCE Telecom'un desteği ile yürütülen ‘polimer akıllı tişört’ projesi ile, teknoloji konfeksiyon sektörünün pabucunu dama atacak. Çünkü, akıllı tişörtler sayesinde, tek bir kıyafet birkaç saniyede istenen renk ve modele dönüşebilecek. Bilim kurgu hikayesi gibi görünen ve prototipi geçtiğimizg ünlerde tamamlanan akıllı tişörtlerin 2005 yılında kullanılabileceği belirtiliyor.
Akıllı tişörtlerde anahtar kelime ‘polimer’. Bu tişörtlerin üzeri polimerle kaplı. Böylece, tişörtün tamamı bir çeşit esnek ekran haline dönüştürülüyor. Akıllı tişörtün prototipinde, şimdilik bu ekranın çözünürlüğü sadece 8x8 piksel. Bu da henüz çok yeterli bir görüntü kalitesi sağlamıyor. Ancak çalışmalarla çok kısa bir sürede çözünürlüğün artırılacağı bildiriliyor.
İNTERNETTEN ELBİSE
Akıllı tişörtü alanlar, bilgisayarları kanalı ile internetten istedikleri desen ve renkleri yükleyebiliyorlar. Böylece, tek bir akıllı tişört ile günün her saati farklı bir giyim tarzı yakalanabiliyor.
France Telecom, bu projenin hayata geçmesi sonrasında, Lacoste gibi firmalarla belli anlaşmalar yapmayı planlıyor. Böylece, akıllı tişört sahipleri, internet üzerinden belli bir ücret karşılığında istedikleri markanın desen ve renklerini yükleyebilecekler. Böylece, yakın gelecekte, giyinmek, internetten program satın almaya dönecek.
FİYATI BİN DOLAR
Bugüne kadar yaklaşık 8 milyon dolar harcanan proje, 2005 yılında bu akıllı tişörtleri 1.000 dolar civarında bir fiyatla tüketicilere sunmayı hedefliyor.
France Telecom desteği ile yürütülen çalışmanın bir benzeri de ABD'deki MIT'de gerçekleştiriliyor. MIT araştırmacıları, akıllı kumaş teknolojisini sadece tişört için değil, her türlü giyim malzemesi ve aksesuarı için de uygulanabilir hale getirmeye çalışıyor.
Amerikan askeri Irak'ta düşmanını ‘ses mermisi’ ile vuracak
AMERİKA, Irak'a müdahale için hazırlık yaparken, olası bir Irak herakatı ABD için yeni silah teknolojilerinin de denendiği bir tatbikat olacak. American Technology Corporation tarafından ABD Savunma Bakanlığı için geliştirilen ‘‘ses mermisi’’nin ilk kez Irak'ta denenmesi planlanıyor. 11 Eylül sonrasında gerçekleştirilen Afganistan operasyonu için tasarlanan, ancak bazı teknik aksaklıklar sonucu bu harekata yetiştirilemeyen ses mermisinin, Irak için hazır olduğu belirtiliyor.
İnsan kulağı, saniyede 20 ve 20 bin herz aralığındaki sesleri ‘‘zarar görmeden’’ duyabiliyor. Ses mermisi, bir insanın ses duyma aralığının üzerinde ses gücünü üreten ve bunu gelişmiş bir akustik tekniği ile istenen
yere odaklayabilen bir silah.
Öldürücü olmayan bu silah, 145 decibel gücünde ses üretebiliyor. Bu, bir insanın kalkan bir uçağın jet motoruna kulağını dayadığında hissedebileceği güçte bir sesi ifade ediyor.
Ses mermisinin etki menzili konusunda henüz bir açıklama yapılmadı. Ancak, bu etki menzilinin 100 metrenin altında olmadığı savunuluyor.
Bir bazuka büyüklüğündeki ses mermisi silahı, odaklandığı kişide en şiddetli baş ağrısının 50 katı gücünde bir ağrı yaratıyor. Ve ses mermisine hedef olan kişi, belli bir süre tamamen etkisiz hale geliyor.
Ses mermesinin sadece askeri amaçlı değil, polis gibi sivil güvenlik güçleri tarafından da kullanılması planlanıyor. Hatta, ABD hükümetinin yakın gelecekte, klasik ateşli silahlar gibi belli ölçülerde ses mermisi silahlarının da ruhsatlı olarak kullanılmasına izin vermesi bekleniyor.
Stadyumda taraftar için özel TV sistemi
BİR spor karşılaşmasını canlı izliyorsanız, televizyondaki gibi atılan gol veya yapılan sayıyı tekrar izleme şansınız yok. Ancak, önümüzdeki yıl ABD Atlanta'da kullanılması planlanan yeni bir sistem sayesinde, bu sorun ortadan kalkacak. İsteyen taraftar stadyuma girerken 20 dolara özel bir gözlük ve radyo alıcısı kiralayacak. Bu gözlük ile, sadece stadyum sınırları içinde gerçekleştirilen özel TV yayınları izlenebilecek. Böylece, takımınızın attığı gölü, bu gözlüğü takarak tekrar seyredebileceksiniz.
Dikiş makinesiyle internete bağlan
ABD'li Bernia şirketinin geliştirdiği bu dikiş makinesi sayesinde artık internetten istediğiniz elbisenin modelini indirip, dikebileceksiniz. Fiyatı 7 bin dolar olan bu dikiş makinesi, Microsoft Windows CE işletim sistemi kullanan bir bilgisayar ile kontrol ediliyor.
Susayınca şarkı söyleyen çiçek
HAYATIN her aşamasına girmeyi başaran teknoloji, şaşırtmaya devam ediyor. Salonunuzdaki kaktüsün susadığında veya bulunduğu ortamın ısısını beğenmediğinde size şarkı söyleyebileceğini düşünür müydünüz. İngiltere'deki Brunel Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Design Show'da sergilenen özel bir saksı sayesinde artık bu mümkün. Üzerinde bir ses sistemi, ve çiçek toprağının ısı ve nemini ölçen bir donanım bulunan saksı, çiçeğinizin suyu azaldığında veya ortam ısısı çiçek için uygun olmayan sınırlara geldiğinde sizi farklı müzeklerle uyarıyor.
IBM, Japonya'da vergi cezası yedi
IBM'in Japonya'daki kuruluşu, yanlış gelir beyanında bulunarak, 24.4 milyon dolarlık vergi beyan kaçırması nedeniye, Japon Hükümeti tarafından para cezasına çarptırıldı. Koyodo Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, IBM Japan şirketi, 12.2 milyon dolar ceza ödeyecek. IBM Japon'dan yapılan açıklamada ise yanlışın mali bir hatadan kaynaklandığı, yoksa vergiden kaçınma gibi bir niyetlerinin olmadığı belirtildi.
Yahoo 28.9 milyon dolar kár etti
INTERNETİN popüler sitelerinden Yahoo, yılın üçüncü çeyreğinde 28.9 milyon dolar kár etti. Yahoo'dan yapılan açıklamaya göre, geçen yılın aynı döneminde 24.1 milyon dolarlık zarar olduğu hatırlatılırken, kár oranının tahminlerinüstünde olduğu kaydedildi. Yahoo, yine aynı üçüncü periyod içinde, geçen yıla göre toplam hasılatını yüzde 50 arttırarak, 248.8 milyon dolara çıkarttı. Reklama olan bağlılığını azaltmaya başlayan Yahoo‘nun kárının artmasında, iş bulma hizmetlerinin etkili olduğu kaydediliyor.
KoçSistem’e satış ve performans ödülü
KOÇSİSTEM, Sun Microsystems'ın ‘en çok satış yapan ve en iyi performans gösteren iş ortağı’ ödülünün sahibi oldu. Sun Microsystems'ın 2003 yılı mali yılı ‘İş Ortakları Günü’nde ‘Yılın En İyi Satış ve En Yüksek Performansı Ödülü’nü KoçSistem adına Genel Müdür Levent Kızıltan aldı. Sun Microsystems'ın Türkiye ofisinin kurulduğu 1996 yılından itibaren Sun'ın Türkiye yetkili satıcısı ve Eğitim-Destek Merkezi ünvanını alan KoçSistem, Türkiye Unix pazarına Sun ürünleri sunmaya ve destek hizmetleri vermeye başladı. Özellikle finans, endüstri ticaret, telekomünikasyon ve devlet sektörlerine odaklanan KoçSistem, Türkiye'nin en geniş Sun satış ve destek kadrosuna sahip şirketi olarak hizmet veriyor. Kuruluşlar, bilgi teknolojisi hizmetlerini uzman kadrosu ve kaliteli hizmetleriyle KoçSistem'den alarak asıl işlerine odaklanıyor, zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyorlar. 150'den fazla ülkede yaklaşık 2 milyon kurulu sistemi ile Sun, dünyanın en büyük Unix sistem satıcısı ve 10 milyar doları aşan cirosu ile en büyük bilgisayar firmaları arasında yer alıyor.
Telekom internet için Danıştay'da
TÜRK Telekom, Rekabet Kurumu'nun verdiği 1 trilyon 136 milyar liralık para cezasını Danıştay'a götürecek. Türk Telekom, ‘‘hakim durumu kötüye kullanarak yasayı ihlal ettiği’’ suçlamasıyla internet servis sağlayıcıların şikayeti üzerine Rekabet Kurumu'nun başlattığı soruşturma ve bu kapsamda verilen 1 trilyon 136 milyar liralık para cezasıyla ilgili olarak Ulaştırma Bakanı Naci Kınacıoğlu'na bir ‘‘bilgi notu’’ sundu. Söz konusu soruşturmanın başından itibaren aşama aşama anlatıldığı bilgi notunda, internet servis sağlayıcı şirketlerin şikayetlerinin odak noktasına oturan ‘‘Telekom'un, internet dial-up erişim aylık ücretlerini maliyetlerin altında belirleyerek, piyasadaki hakim durumunu kötüye kullanmasının’’ söz konusu olmadığı kaydedildi.
Emlak alıp satan ve kiralayana tatil
TÜRKİYE'ye Uzel Grubu tarafından getirilen Century 21, kendisinden emlak alan, satan veya kiralayanlara bir hafta bedava tatil imkanı sağlayacak. Century 21 ve RCI Devre Tatil Değişim Organizasyonu bu konuda bir işbirliği anlaşması imzaladı. Bu işbirliğine göre Türkiye'deki anlaşmalı herhang bir Century 21 ofisinden, belirlenmiş bir limitin üzerinde gayrimenkul alım, satım veya kiralama yapan herkes, çekilişe katılmadan yurtiçi ya da yurtdışında 7 gün tatil kazanacak. Dört kişiyi kapsayacak bu tatil ödülü, bir kampanya olarak değil, Century 21 ofislerinin sürnekli bir hizmeti olarak devam edecek. Century 21 Uzel Emlak Yöneticisi Hilmi Işıkören, ev taşımanın zorluklarını bildiklerini belirterek, ‘‘Müşterilerimize sınırsız hizmet verme anlayışından yola çıktık. Onlara yorgunluklarını atabilmeleri için sevdikleriyle birlikte bir hafta tatil yapabilme fırsatı yarattık’’ dedi. Işıkören, Uzel Emlak Hizmetleri'nin Türkiye'de emlak hizmetlerinin kurumsallaşmasını sağlamak üzere Century 21 ile işbirliği çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi.
Yazının Devamını Oku 27 Eylül 2002
Japon oyuncak üreticisi Takara, havlamaları tercüme ederek, köpeklerin sahiplerine 200 farklı isteğini anlatabilmesini sağlayan bir tercüme cihazı geliştirdi. Geçen ağustos ayında Japonya'da 12 bin 800 yenden satışa çıkan Bow-lingual adlı cihaz için 5 yıl boyunca çalışıldı ve 40 milyon dolar harcandı.
JAPON oyuncak üreticisi Takara ile Japon Acoustic Lab's, köpeklerin havlamalarını tercüme edebilen bir cihaz geliştirdi. ‘‘Bow-lingual’’ adlı cihaz, köpeklerin havlayarak ifade ettiği 200 farklı eylemi tercüme edebiliyor.
Geçtiğimiz ağustos ayında Japonya'da 12 bin 800 Japon Yeni fiyatla (104 dolar) satışa sunulan ‘‘Bow-lingual’’ için Takara ile Japon Acoustic Lab's yaklaşık 5 yıl çalıştı. Çalışmalar sırasında, 100 köpeğin 2 bin farklı havlaması analiz edildi. Köpeklerin, açlık, tuvalet ihtiyacı, can sıkıntısı, kızgınlık, mutluluk, sevgi, nefret, korku ve acı gibi duygu ve etkenler karşısında nasıl ve hangi ses yüksekliği ile havladıkları özel bir bilgisayar yazılımı ile incelendi.
Yaklaşık 40 milyon dolarlık bir harcama ve 30 kişilik bir ekip tarafından yapılan çalışmalar sonucu, dijital ortamda 200 kelimelik bir köpek havlaması sözlüğü yaratıldı.
Bow-lingual, iki parçadan oluşuyor. Bu parçalardan üzerinde küçük bir mikrofon ve radyo sinyali göndericisi bulunan parça köpeğin boynuna asılıyor.
NASIL ÇALIŞIYOR?
Diğer parça ise, üzerinde küçük bir sıvı kristal ekran bulunan el cihazı şeklinde. Bu cihazın 16 megabaytlık hafızasında, köpeğin boynundan gelen havlama sesini analiz eden özel bir yazılım çalışıyor. Bu yazılım, köpeğin havlamasını, 5 yıl süren çalışma sonucu oluşturulan örnek seslerle karşılaştırarak, köpeğin ne anlatmak istediğini tercüme ediyor. Bu tercüme, el cihazının ekranında küçük bir logo ve yazı ile köpeğin sahibine iletiliyor.
Takara uzmanları, Bow-lingual'in köpek havlamalarını tercüme ederken, sadece yüzde 5'lik bir yanılma payına sahip olduğunu savunuyorlar.
Bow-lingual'ın sadece ev köpeklerinde değil, polis, itfaiye ve arama kurtarma ekiplerinin yetiştirdiği özel köpeklerde de kullanılabileceği belirtiliyor.
BEBEKLERDE DENENDİ
Takara yetkilileri, Bow-lingual sisteminin insanlarda ve diğer hayvanlarda uygulanamayacağını savunuyorlar. Bow-lingual'i özellikle bebekler için de geliştirmeyi denediklerini kaydeden Takara uzmanları, insanların, farklı durumlara köpekler kadar standart tepkiler vermemesi nedeniyle, sonuç alamadıklarını belirtiyorlar.
Ericsson'dan üçüncü kuşak atağı
ERICSSON 2'inci nesil mobil sistemden (GSM) , 3'üncü nesil (3G) mobil sisteme ( WCDMA) geçişte ortaya çıkacak sorunları sona erdirecek bir platform geliştirdi. Dual Mode Platform (İkili Platform ) adı verilen çözüm, 3'üncü nesil sistemlere geçerken, 2'inci nesil mobil cihazların kullanımını sağlıyor. GSM'lere 3'üncü nesil mobil cihazların özelliklerini kazandıracak çözüm, mobil cihazları kullananların korkulu rüyası haline gelen,‘‘3'üncü nesil mobil sisteme geçişte GSM cihazım ne olacak’’ sorusunu sona erdiriyor.
Ericsson'ın yarattığı çözüm ile GSM'den, WCDMA'ye geçişte kesintisiz iletişim olanağı sağlanıyor. 3'üncü nesil mobil sisteme geçişte eldeki GSM şebekelerinin kullanımına olanak sağlayan çözüm, Ericsson operatörlere önemli bir üstünlük sağlıyor. Ericsson tarafından devreye sokulan Dual Mode (ikili platform) çözümü sadece GSM altyapısı ile değil, farklı iletişim ağları ile de uyum sağlıyor. Şu anda piyasada bulunan 2'inci nesil cep telefonlarına, 3'üncü nesil ile, geniş band kalitesinde iletişim olanağı sağlayan uygulama, 3'üncü nesil mobil cihazların bugünkü ölçülerinden çok daha küçük boyutlara indirilmesini, bu cihazların daha az enerji harcayarak kullanılmasını sağlayacak. Ericsson Mobil Platformlar Başkanı Tord Wingren ikili platformun olanaklarının yeni çıkacak cep telefonlarına uygulanabileceğini, mobil telefon üreticilerine küçük ve etkili mobil cihazlar üretme olanağı doğduğunu söyledi.
Cepten arkadaş bulma sistemine Türk imzası
ORTAKLARI arasında milli basketbolcu Murat Evliyaoğlu'nun da bulunduğu Trend Tech, cep telefonları için kullanıcının kendini gizleyebildiği dünyanın ilk chat yazılımını geliştirdi. Bilgisayarlarda kullanılan ICQ'nun cep versiyonu olan Chat-Walk adlı uygulama ile, telefon numaranı ve ismini gizleyerek, aradığın niteliklerdeki cep telefonu kullanıcıları ile mobil chat yapabiliyorsunuz.
Chat-Walk'u yaş ortalamaları 24 olan Barış Muslu, Özgür Zeytinci ve Yusuf İş adlı üç genç Ericsson Mobility World'de geliştirdi.
Chat-Walk'a, Turkcell 3300'den erişilebiliyor. Tüm Türkiye'de aynı anda kullanıma açılan Chat-Walk ile artık aynı ortamda bulunduğunuz insanlar ile chat'leşmek ve hatta tanışmak çok kolay. Hem de telefon numaralarını bilmeden.
Chat-Walk 3300, cep telefonunda internet bağlantısı gerekmeden, tıpkı ICQ'da olduğu gibi chat ortamı yaratan bir sistem. Barış Muslu, insanların tanımadıkları insanlarla konuşmayı sevdiklerini ve onların da sokaktaki insanların birbirine daha rahat ulaşmasını, aynı lokasyonda bulunan kişilerin birbiriyle kolayca iletişime geçmesini sağlamayı amaçladıklarını söyledi.
Chat-Walk 3300, bulunduğunuz yerlerdeki diğer cep telefonu kullanıcıları ile telefon numaralarına ihtiyaç olmadan mesajlaşabileceğiniz bir platform. Chat-Walk 3300 dünyasında herkesin kendisine özel bir rumuz bulunuyor ve tüm mesajlar bu nick üzerinden gönderiliyor. Tüm rumuzlar tek olduğu için rumuzunu bildiğiniz her kullanıcıya mesaj atabiliyorsunuz.
Görmek istediğiniz herhangi bir lokasyonu da girerek buradaki kullanıcılar ile chat yapmaya başlayabiliyorsunuz. Mesaj atmak için tek yapmanız gereken, önce mesaj atmak istediğiniz kişinin rumuzunu yazıp boşluk bıraktıktan sonra mesajınızı ekleyip Turkcell 3300'e göndermek.
Chat-Walk 3300 dünyasına girmek için tek yapmanız gereken kayıt komutu ile beraber kullanmak istediğiniz nicki, yaşınızı, cinsiyetinizi ve yaşadığınız ili yazıp SMS olarak 3300'e göndermek.
Yazının Devamını Oku 13 Eylül 2002
<B>11 EYLÜL</B> sonrasında İngiliz hükümeti, tüm ülkeyi 2.5 milyon akıllı kamera ile donattı. Bu kameralar, suçlu insanları ve arananan taşıtları tanıyıp, güvenlik güçlerini alarma geçirebiliyor. Her İngiliz vatandaşı artık günde ortalama 300 kez bu kameralar tarafından görüntüleniyor. GEORGE Orwel'ın ünlü romanı ‘Big brother’ İngiltere'de gerçek oldu. 11 Eylül saldırıları sonrasında, Scotland Yard ülke geneline 2.5 milyon akıllı gizli kamera yerleştirdi. Bu kameralar 24 saat boyunca İngiltere sokaklarını izliyor ve aranan suçluları tanıyarak polisi harekete geçiriyor. Dünyanın en büyük güvenlik yatırımı olarak gösterilen bu sistem ile birlikte her İngiliz vatandaşı günde ortalama 300 kez bu kameralar tarafından görüntüleniyor.
İngiliz hükümeti, güvenlik konusunda yapılan bu yatırımın Başbakan Tony Blair'ın koyduğu ‘2005 yılına kadar e-devlet olma’ hedefinin bir adımı olduğunu savunsa da, projenin 11 Eylül sonrasında İngiltere'nin Afganistan'a yapılan harekatta ABD'nin yanında yeralması sonrasında hayata geçirilmesi dikkat çekiyor.
NASIL ÇALIŞIYOR?
Scotland Yard'ın kurduğu ve bir benzeri ABD'de de kullanılan sistem şöyle işliyor:
Görüntüleri dijital olarak yakalayan 2.5 milyon CCTV gizli kamera, özellikle insan nüfusunun yoğun olduğu bölgelere yerleştirildi.
Scotland Yard, kötü niyetli kişileri yanıltmak için, görünür yerlere de ‘yem kameralar’ koydu. Böylece, bu kameralardan kaçmaya çalışanların, gizli kameraların denetimindeki bölgeye yönlendirilmesi hedeflendi.
Kameraların yakaladığı görüntüler, 24 saat boyunca oluşturulan özel izleme merkezlerine aktarılıyor.
İzleme merkezlerinde, kameralardan gelen dijital görüntüler özel bir yazılım ile analiz ediliyor ve bu görüntüler Scotland Yard arşivlerindeki sabıka kayıtları ile karşılaştırılıyor.
ŞÜPHELİYİ YAKALIYOR
Akıllı güvenlik sisteminin en önemli özelliği ise, bu sistemin bağlı olduğu bilgi işlem merkezindeki bir yazılım. Bu yazılım, suç işleme eğilimindeki veya suç işleyen insanların davranışlarını analiz edebiliyor. Böylece, gelen görüntülerde, suç işlemiş insan davranışı sergileyenler de ‘şüpheli’ olarak izleniyor.
Akıllı güvenlik sistemi, sadece insanları izlemekle kalmıyor. Bu kameralar, araçları da takip edebiliyor. Kameralar, emniyet güçlerinin aradığı plakaya veya renk ve modele sahip araçları birkaç saniye içinde tespit edebiliyor.
TARTIŞMA YARATTI
ABD'de de bazı eyaletlerde lokal olarak uygulanan bu güvenlik sistemi, bazı kesimlerden tepki alıyor. İngiliz ve ABD'liler, uygulamanın ‘‘özel hayatın gizliliği’’ ilkesine aykırı olduğunu savunuyorlar.
Kapkaççıyı çarpan ve boyayan çanta
SON günlerde giderek artan kapkaç olayları, güvenlik şirketleri için yeni bir alan yarattı. Lojistik Teknik Hizmetler tarafından üretilen ve Smart Bilgisayar Sistemleri tarafından pazarlanan, özel çantalar kapkaççıların korkulu rüyası olacak. Her türlü çantaya uygulanan bu güvenlik teknolojisinde, çantanın ve sahibinin üzerinde birbiriyle haberleşen küçük birer algılayıcı bulunuyor. Bu iki algılayıcı arasındaki mesafe belirlenen uzaklığın dışına çıktığında, çantanın içine yerleştirilen sistem önce çok kuvvetli bir siren sesi çıkartıyor ve daha sonra da 50 bin voltluk bir akımla çantayı taışıyan kişiyi etkisiz hale getiriyor. Eğer, belli bir süre içinde çanta ve sahibinin üzerindeki algılayıcılar birbiri ile haberleşemezse, bu kez çanta özel bir boya fışkırtarak kendisini taşıyan kişiyi işaretliyor.
En modern araç altı kontrolü
ANKARALI Lojistik Teknik Hizmetler adlı şirket, dünya güvenlik teknolojisinde bir ilke imza attı. Şirket, taşıt araçlarının altını inceleyen dünyanın ilk video kameralı ve LCD ekranlı araç altı inceleme cihazını üretti. Afganistan'daki Türk Barış Gücü askerlerinin de kullandığı Gigra 1308 adlı bu araç altı güvenlik sisteminde, ayna yerine küçük bir dijital kamera kullanılıyor. Üzerinde bir aydınlatma sistemi bulunan ve küçük bir joystick ile kumanda edilen kameradan alınan görüntü, küçük bir likid kristal ekrandan izlenebildiği gibi, radyo frekansı ile 300 metrelik bir alanda istenen yere de gönderilebiliyor. Gigra 1308, Silahlı Kuvvetler'in yanısıra, Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sabancı Center ile Türkiye'deki ABD Büyükelçiliği'nde de kullanılıyor. 2.1 kilo ağırlığındaki Gigra 1308'in fiyatı 3 milyar 100 milyon lira.
TV kumandasını bozmanın faydaları
ARTIK, evde tuttuğunuz takımın maçını rahatlıkla izleyeceksiniz. ABD'de 9 dolara satılan Remote Control Jammer, bulunduğu ortamdaki tüm uzaktan kumanda cihazlarını etkisiz hale getiriyor. Böylece, siz futbol maçını izlerken, televizyonu bir başka kanala çevirmek isteyen eşinize, ‘‘kumanda bozuldu’’ deyip, maç keyfinize gönül rahatlığı ile devam ediyorsunuz.
Artık hiçbir şey kaybolmayacak
ABD'de 49 dolara satılan bu cihaz sayesinde artık anahtar ve cep telefonu gibi şeyleri nereye koyduğunuzu kolayca bulacaksınız. Bu cihaz, 4 küçük radyo vericisi ve bir küçük kumanda merkezinden oluşuyor. Bu radyo vericilerinin her birini, kullandığınız eşyalara takıyorsunuz. Kumanda merkezinde, aradığınız eşyaya taktığınız kumandanın rengindeki butona bastığınızda, o eşyanın üzerindeki alıcıya bir sinyal gönderiliyor ve alıcı özel bir ses ile yerini belli ediyor.
Yazının Devamını Oku 16 Ağustos 2002
Arçelik, kullandığı son yabancı lisansı da terketti. Arçelik, artık üretiminin tamamını kendi lisansı ile yaparken, 41 uluslararası patente sahip bir kuruluş haline geldi. Şirketin sonuçlanmayı bekleyen 147 adet de patent başvurusu bulunuyor.
Türkiye'nin en büyük beyazeşya üreticisi Arçelik, 2002 yılı itibarıyla kullandığı son yabancı lisansı da terketti. Bugüne kadar üretimin çeşitli aşamalarında dünya devlerinin lisanslarını kullanan şirket, Ar-Ge'ye yaptığı yatırımın meyvelerini almaya başladı. Arçelik, üretiminin tamamını kendi lisansı ile yaparken, 41 uluslararası patente sahip bir kuruluş haline geldi. Şirketin sonuçlanmayı bekleyen 147 adet de patent başvurusu bulunuyor.
Dünyada 1949 yılında patent sistemlerinin çalışmalarına başlandığını söyleyen Arçelik Üretim ve Teknoloji Gurup Direktörü Turgut Soysal, bu çalışmaların 1969 yılına kadar sürdüğünü belirterek şöyle devam etti:
‘‘1969 ile 1972 arasında da bir uluslararası konferanslar dizisi yapılmış. 1973'te de bu imzalanmış. Türkiye 1949'den 1973'e kadar bunun tümünün içinde bulunmuş. 1973'te imzalanırken demişiz ki ‘hükümetimiz bunu bir kez daha gözden geçirecek'. Deyiş o deyiş. AB'ye uyum yasalarının mecbur etmesi nedeniyle Türkiye buna 2000'de dahil oldu. Bu tarihe kadar Türkiye'de patent koruması yoktu.’’
Patent Kanunu’nun şirketleri teknoloji geliştirmeye iten, itmeyen, durduran çok önemli bir yöntem olduğunu belirten Soysal, ‘‘Arçelik 1990'da, ‘Bugüne kadar böyle geldik ama bundan sonra böyle olmayacak. Biz dönüyoruz' demiş. Bunun üzerine lisans anlaşmalarından vazgeçmeye, derinliğine teknoloji araştırmaya ve onun bunun patante ile iş yapmaktan vazgeçme kararı almış. 2001 yılının sonunda da biz son lisansımızı terkettik. İlk buzdolabı GE lisansı ile yapılmış. En son buzdolabı koprasöründe lisansımız vardı. Onu da bıraktık’’ dedi. Uluslararası rekabete giren bir şirketin en yeni lisansı alarak üretim yapması gerektiğini, ancak firmaların en yeni ürünlerinin lisanslarını da başkalarına vermediklerini kaydeden Soysal, şöyle konuştu:
‘‘1994'ten önce 4 tane lisansımız var. Bir patente müracaat ettikten sonra bunun 18 ay gizlilik süresi var. Bir uzman kimseye göstermeden inceliyor. Eğer ‘patent olabilir' kararı verilirse bu patent başvurusu asılıyor ve ‘itirazı olan söylesin' deniyor. Bir 18 ay da öyle geçiyor. 36 ay sonunda da sorun çıkmazsa patenti tescil ediyor. Bu süre 6 yıla kadar uzayabiliyor. Toplam 147 başvurumuz, 41 de alınan patentimiz var. Biz bugün dünyada 41 teknolojiyi biz bulduk diyebilecek duruma geldik.’’
Bir patentin 20 yılın sonunda öldüğünü belirten Soysal, patent çıkarma sayısında artık Arçelik'in Avrupalı bazı rakiplerini geride bıraktığını kaydetti. Soysal, bu yıl hedeflerinin 50 patent olduğunu ve bir patenti alıp yaşatmak için 60 bin dolar harcandığını sözlerine ekledi.
Ar-Ge yapmayanın işi zor
Batıda Ar-Ge yapmayan şirketlerin yarıştan koptuğunu, bunların da Arçelit tarafından satın alındığını belirten Turgut Soysal, şöyle devam etti:
‘‘Uzakdoğu'da bu patent işleri bizden de rahattı. Artık onlar da globalleşmenin disiplini ile sıkılaştı. Bundan sonra onlar için de işler iyice zorlaşacak. Artık teknoloji geliştirmeyen şirketin şu andan sonra işleri gerçekten çok zor.’’
Kayıt yapan uydu alıcısına Türk imzası
GOLDMASTER markalı uydu alıcıları ile tanınan Ayyıldız Elektronik, DigiMaster markası ile ilk Türk dizaynı kayıt yapabilen (PVR) uydu alıcısını piyasaya sürdü. Üzerinde 40 GB'lık sabit disk bulunan DigiMaster PVR 4800, ithal rakiplerine göre pek çok ek özelliğe sahip. Teknolojisi Güney Kore'de geliştirilen bu cihaz, şifreli yayınları şifreli olarak kayıt edip, daha sonra uygun şifre kartı ile çözebilme özelliğine sahip ilk PVR'lı uydu alıcısı. 25 saat kayıt yapabilen DigiMaster PVR 4800'ün, canlı yayını istendiği anda geri alabildiğini anlatan Ayyıldız Elektronik Genel Müdürü Sinan Bora, ‘‘İlk kez böyle bir cihazda bulunan bir özellik de, sabit diske kayıt yapmadan istenen kanalın 1 saat geriden izlenebilmesi’’ dedi. Sabit disk kapasitesi 120 GB'ye kadar yükseltilebilen DigiMaster PVR 4800'ün üzerinde 3 adet de bilgisayar oyunu bulunuyor.
Kamera avcısı
ABD'de 200 dolara satılan bu cihaz, bulunduğu ortamdaki gizli kameraları tespit ediyor. Özel lazer teknolojisi ile etrafını kontrol eden SpyFinder , gizli kamera belirlediğinde, ışıklar ile kullanıcısını uyarabiliyor.
Dedektörlü eldiven
ABD'li Adams Electronic tarafından geliştirilen bu özel eldiven, aslında bir metal dedektörü. Güvenlik kapılarında görev yapanlar için tasarlanan dedektör, klasik dedektörlerden daha hassas ve kullanışlı. Dedektörün hedef kitlesi, gece kulüpleri, havaalanları ve özel güvenlik şirketleri.
Büyükbaş gücüyle çalışan su sistemi
ABD'li Gary Henderson adlı şirket, büyükbaş hayvan yetiştiren çiftlikler için ilginç bir su sistemi geliştirdi. Toprağın altına inşa edilen özel bir rampa, üzerinde dolaşan büyükbaş hayvanların ağırlığınnı yarattığı basın ile, istenen bir bölgede su akışı sağlıyor. Böylece, hayvanların su içtikleri yalaklara su taşımak için enerji harcayan bir motor kullanma ihtiyacı ortadan kalkıyor.
Yazının Devamını Oku 2 Ağustos 2002
<B>NASA</B>, uzayda kurulacak Uluslararası Uzay İstasyonu ile yeryüzü arasında 30 bin mil (48 bin kilometre) uzunluğunda bir asansör sistemi tasarlıyor. 2050-2100 yılları arasında tamamlanması beklenen asansör bir ray sistemi üzerinde saatte 1.200 mil (1.920 kilometre) hızla hareket edebilecek ve 25 saatte Uzay İstasyonu'na ulaşacak.
Bir uzay asansörü inşaa etme fikrinin ilk olarak 1979 yılında Arthur C. Clarke tarafından yazılan ‘The fountains of paradise’ adlı kitapta ve bir Rus mühendisinin aynı yıl Pravda'da yazdığı bir makalede ortaya atıldığını belirten NASA uzmanlarından David Smitherman, bir zamanlar fantazi olan böyle bir projenin, bugün artık Mısır'daki Giza piramidini inşaa etmekten daha zor olmadığını savunuyor.
Uzay asansörü, yeryüzünden, Uluslararası Uzay Merkezi'ne kadar uzanan bir ray sisteminden oluşacak. Asansör, rayı ortasına alan ve üç ayrı kabindan oluşan bir tasarımda gerçekleştirilecek.
NASA, projenin geliştirilmesi için geçtiğimiz günlerde üniversitelerden ve uçak sanayiinden yüksek mühendis ve araştırmacıları Alabama Huntsville'de Marshall Uzay Merkezi'nde topladı.
GÖKTAŞLARI
Bugüne kadar projenin en zor kısmı olarak, 30 bin mil uzunluğunda bir demiryolunun, hiç desteksiz olarak nasıl sabit tutulabileceğiydi. Toplantıda buna çözüm olarak, göktaşlarının kullanılması gündeme geldi. Yeryüzünden, Uluslararası Uzay İstasyonu'na kadar inşaa edilecek ray sistemi, belli aralıklarla göktaşlarına ‘demirleyecek’. Böylece, yerçekimsiz ortamın da yardımı ile bu uzunluktaki bir ray sisteminin gereğinden fazla hareket etmesi önlenmiş olacak. Yatırım maliyeti konusunda henüz net bir hesap çıkarılamasa da, uzay asansörünün, çalışmaya başladıktan sonra en ucuz ulaşım sistemi olması planlanıyor. Çünkü, asansörü hereket ettirmek için uzay boşluğunda son derece az enerji harcanacak. Ayrıca, kullanılacak enerji de, asansör için inşaa edilecek rayın belli yerlerine kurulacak güneş panelleri ile sağlanacak.
12 YIL SÜRECEK
Ray sisteminin inşaasının en az 10, en çok 12 yıl sürebileceği hesaplanıyor. Ray sisteminin inşaasında karbon ağırlıklı kompozit bir metal kullanılması planlanıyor.
NASA'nın Cleveland'daki Glen Araştırma Merkezi'nden Geoffrey Landis, özellikle yüksek basınçlara dayanıklı olan ‘polybenzbisoxazole’ adlı bir maddenin bu iş için ideal olduğunu düşünüyor.
Uzay asansörü için yeryüzünde en uygun noktanın, yumuşak rüzgar ve istikrarlı meteorolojik özellikleri nedeniyle okyanus adaları Gan, Maldiv veya Galapagos olduğu belirlendi.
PC casusu ile veliler artık rahat
EĞER bilgisayarın başından ayrılmayan çocuğunuzun, internette ne yaptığını merak ediyorsanız artık işiniz çok kolay. Norbo Savunma Sanayi tarafından ABD'den ithal edilen Big adlı bilgisayar işlem gözetimcisini, bilgisayarın klavye kablosu ile bilgisayar üzerindeki klavye girişi arasına takıyorsunuz. 32 ve 64 K hafızalı modelleri bulunan Big, klavyeden yapılan her işlemi üzerindeki çipe kaydediyor. Big'in kayıtları daha sonra bilgisayardaki not defteri yazılımı ile açılarak okunabiliyor.
Suyun altından ‘alo’ keyfi
EĞER cep telefonundan ayrılmakta zorluk çekenlerdenseniz, Haysın Turizm tarafından Finlandiya'dan ithal edilen Boxit 5.0 telefon kılıfları tam size göre. 35 Euro'ya satılan ve her marka cep telefonu ile kullanılan Boxit, polüretan slikondan üretilmiş. Cep telefonunuzu içine koyduğunuzda, kesinlikle su almıyor ve suda batmıyor. Böylece, telefonunuzu denize düşürdüğünüzde, kaybetme riskiniz de kalmıyor.
En akıllı tartı
EĞER sağlıklı bir hayat sürmek istiyorsanız, kilonuzun ölçümü tek başına birşey ifade etmiyor. Tanita'nın Artı Dış Ticaret tarafından Türkiye'de satışa sunulan ‘‘kilo izleme sistemi’’, ayak tabanlarınızdan verdiği küçük bir elektrik akımı ile yağ, su, kas oranınızı ve metabolizma hızınızı birkaç saniyede ölçüyor. Böylece ortaya, sağlıklı yaşamak için size yol gösterecek veriler çıkıyor. Tanita'nın ev için üretilen modellerinin fiyatı 115-240 dolar arasında değişirken, hastane ve sağlık merkezlerinde kullanılmak için tasarlananlarının fiyatı ise 2.450 dolara kadar çıkıyor.
Elektrik süpürgeli ve sesli mouse
OLYMPIA firmasının Soundbug adıyla piyasaya sürdüğü bu ilginç görüntülü cihaz, bilgisayar kullanıcılarını şaşırtacak. Çünkü, bu cihaz mouse ve ses sistemi olmanın dışında, elektrik süpürgesi özelliğine de sahip. Böylece, bilgisayarınızı kullanırken, masanızın üzerindeki kirlenmeyi de giderebiliyorsunuz. Ürünün İngiltere'deki satış fiyatı 30 sterlin.
Sony Ericsson'dan ‘minimalist’ T600
SONY Ericsson, minimalist tasarımlı yeni cep telefonu T600'ü CommunicAsia Fuarı'nda tanıttı. Üç bantlı olması nedeniyle üç kıtada da kullanılabilen T600'ün en önemli özelliği 60 gramdan daha hafif olması ve 180 saate kadar çıkan bekleme süresi.
Yazının Devamını Oku