×
EURO 2016 da görev yapacak hakemler belirlenirken İngiliz lobisinin ağır bastığını yazmıştım. 17 ülke birer hakem gönderirken İngiltere lobisi bastırmış ve Martin Atkinson ile Mark Clattenburg'u göndermeyi başarmıştı.
Almanya, İspanya ve İtalya da 2'şer hakem göndermek için çok uğraş verdi, lobi çalışmaları yaptı. Bastırdılar ama başaramadılar. Son dönemlerde UEFA ve FIFA'da yaşananları gördükten sonra bu baskı, uğraş ve lobi işlerinin doğal olduğunu görüyoruz.
Davet edilen 18 hakem gruplarda 2'şer maç yönetti. Grup maçlarından sonra 6 hakem; Ovidiu Hategan, Sergei Karasev, Pavel Kralovec, Svein Oddvar Moen, Clmenet Turpin ve Willie Collum eve gönderildi.
GÖZLEMCİ DALLAS, ÇAKIR'DAN MEMNUNDU
Avrupa Futbol Şampiyonası, Macar hakem Viktor Kassai'nin yönettiği Fransa-Romanya maçıyla başladı. Şampiyonada, UEFA üyesi 17 ülkeden çağrılan ve çeşitli eğitim ve testlerden geçen 18 hakem görev yapıyor.
Her ülkeden genelde bir hakem davet edilirken, İngiliz lobisinin ağır basması nedeniyle İngiltere'den iki hakem; Martin Atkinson ve Mark Clattenburg yer alıyor.
Aynı İngiliz lobisi bir hafta önce de Alman Felix Byrch, Hollandalı Bjorn Kuipers ve Cüneyt Çakır'ın daha önce yönettikleri milli ve kulüp maçlarında İngilizlerin aleyhine gösterdikleri kartlar ve verdikleri kararlarla ilgili istatistiki bilgiler yayınlayarak, hakemler üzerinde baskı oluşturmaya çalıştı. Anlaşılan o ki İngilizler hakem konusunda bayağı ders çalışmışlar!
20 Mayıs-8 Haziran 2016 tarihleri arasında Avrupa'da 60 tane hazırlık maçı oynandı. UEFA prensip olarak EURO 2016 da görev yapacak hiçbir hakemine bu maçlarda görev vermedi. Karşılaşmaları 29 ayrı ülkeden UEFA'nın 1. ve 2. kategori hakemleri yönetti.
Ülke hakemliği ve futbolu pazar gecesi Trabzon'da kabus yaşadı. Aradan sadece 48 saat geçti; İngiltere'nin Manchester kentinde Manchester City ile Real Madrid takımları arasında oynanan Şampiyonlar Ligi yarı final ilk karşılaşmasında hakem Cüneyt Çakır ile yardımcıları Cem Satman, Tarık Ongun ilave yardımcıları Hüseyin Göçek, Barış Şimşek ve dördüncü hakemi Serkan Ok, muhteşem yönetimleri ile bir kez daha UEFA'nın takdirini alarak Avrupa'nın zirvesine oturdu.
Müthiş performansı, pozitif futbola katkısı, oyuna kazandırdığı tempo, oyuncularla iletişimi, yardımcılarıyla işbirliği, UEFA kriterlerini doğru yorum ve uygulamalarıyla Çakır, rakiplerinden uzak ara önde olduğunu gösterdi. Fark yarattı ve "EURO2016 ya hazırım. Final benim olacak" dedi.
Kendi liginde oynanan maçta kendi insanından biri çıkacak hakemini dövecek, ülkeyi dünyaya rezil edecek ama 48 saat sonra yine bir Türk hakemi çıkacak; ekibiyle birlikte Avrupa'nın takdirini kazanacak, alkışlanacak. UEFA'ya üye diğer 53 ülke de sana gıptayla bakacak!
Sizce de bu iş de bir tuhaflık yok mu?
Aslında hepimiz sorunun nerede olduğunu biliyoruz. Ama hala daha görmemekte ısrar edip susmaya, üstünü örtüp halının altına süpürmeye, kendimizi kandırmaya devam ediyoruz. Ne acı değil mi!..
BU SEZON ŞAMPİYONLAR LİGİ'NDE 7 MAÇ YÖNETTİ
Sezon başından bu yana UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 7, UEFA Avrupa Ligi'nde 1, 2016 Avrupa Şampiyonası grup ve play-oflarında 2, Kolombiya, Katar ve Suudi Arabistan'da 1'er kritik maç yöneten Cüneyt Çakır şüphesiz UEFA'nın en formda hakemi.
Manchester City ile Real Madrid arasındaki Şampiyonlar Ligi yarı finalinde muhteşem bir yönetim gösteren Cüneyt Çakır'ın bu sene Şampiyonlar Ligi final şansı yok. Çünkü UEFA şu ana kadar aynı hakeme bırakın arka arkaya vermeyi, iki kez bile final vermedi.
Bir Süper Lig maçında sahada hakem dövülüyor, hem de futbol şehri Trabzon da! Bunun kabul edilir hiçbir yanı yok. Olamaz da.
Yeter artık!
Bu çirkin çağ dışı görüntüler,olaylar ne zaman bitecek nereye kadar devam edecek?
Ligin ilk yarısında Trabzonspor-Gaziantepspor maçı sonrasında hakemler sabaha karşı 03.47 ye kadar soyunma odasından çıkarılmadı. Hakem Çağatay Şahan o günden sonra bir daha Süper Lig de düdük çalamadı.
MHK Başkanı çıkıp, "O maçta herhangi bir sıkıntı, kayda değer bir olumsuzluk yok" diyecek kadar olayı pişkinliğe getirdi.
DERNEK SESİNİ ÇIKARAMADI, KAFASINI KUMA GÖMDÜ
Hakemliğin sendikası olan Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği sesini çıkaramadı, kafasını kuma gömdü.
Kötü performans sergilediği Galatasaray-Trabzonspor maçından sonra Deniz Ateş Bitnel; geçtim Süper Lig maçı yönetmeyi, henüz sahaya çıkamadı.
Onları hedefe koydu. Kadere bakın ki, ikinci yarının 9 haftasında oynanan 80 maçın 55’ini o hedef gösterilen 12 hakem yönetti. Kalan 25 maçı diğer 12 hakem. 19 hakem ise hiç maç alamadı. Ertelenen derbiyi de muhtemel hedef gruptan bir hakem yönetecek.
Bu sezon 9 yeni isim kadroya dahil edildi. Umut Meler, Ümit Öztürk hariç 7 hakemin henüz siftahı yok. Cesaret edip maç veremeyeceksin kadroya niye alırsın anlamış değilim!
Tolga Özkalfa Sivasspor-Osmanlı maçından sonra lig de 2 ay maç alamadı. Gelen tepkiler koridorlarda çınlayınca FİFA kokartı da gitti. Trabzonlu Barış Şimşek Fenerbahçe-Bursaspor maçıyla 3 yıl 8 ay 9 gün aradan sonra ilk defa Kadıköy de düdük çaldı. Bu maçtan sonra Süper Lig de 1.5 ay maç alamadı. Sonra da FİFA kokartı gitti.
Bu iş için TFF kendilerine ciddi paralar ödüyor. Aynı eğitimi; hatta daha üst düzeyde alan Hırvat hakem Ivan Bebek Braga-Fenerbahçe maçında öyle bir yönetim gösterdi ki; UEFA’nın tüm kural yorumlarını, kriterlerini alt üst etti. Gözlemci İspanyol Manule Diaz Vega’nın verdiği notun da 8.2 olduğu yazıldı çizildi.
Eğer böyleyse tüm bu yaşananlardan sonra birbirimizi kandırmaya ve aptal yerine koymaya kimsenin hakkı yok! Ülke ülke dolaşıp karşılığında ciddi paralar kazanarak kendilerine iş sahası oluşturan UEFA eğitmenlerinin UEFA standartları diye hakemlere anlattıkları bu eğitimler demek ki hikaye...
TOLERANS SORUNU
BU seviye bir hakemin 9. dakikada sahanın en ölü noktasında Mehmet Topal’a kandırmadan dolayı çıkardığı sarı kart kabul edilemez! Şayet bu kart masum bir kart ise 51. dakikada Caner’in Stoıljkovic’e, 62. dakikada Alper Potuk’un Baiano’ya ve yine 64’te Caner’in Josue’ya yaptığı faullerin karşılığında UEFA’nın olmazsa olmaz çıkmayan net sarı kartları, ihanet ve cinayet kartlarıdır! Bence maçın 45-65 arasındaki çok masum gibi görünen hakem yönetimi çok şeyi ifade ediyor! Hele ki Mehmet Topal’a çıkan ilk sarı kartta sıfır tolerans ise Volkan Şen’e son dakikalarda çıkan ikinci sarıdan kırmızı kart öncesinde tolerans sınırlarını bu derece yukarı taşımak ve davranışlarını görmezlikten gelmek için hakemin arkasını dönmesi asla iyi niyetle izah edilemez!
İhraç etmeden önce sağa sola gezinip arayış içinde olma, tutunacak dal arama, gözünün önünde olan pozisyonu yardımcıya sorma eyyamcılığı ve tiyatrosunu ise kimse yemez! Neredeyse telefon joker hakkını kullanıp başkanı Collina’ya arayıp sormadığı kaldı!
Oysa kendi ayağına kurşun sıktığının farkında bile değildi. Bu açıklamadan sonra, “Kaşar hakemler” yakıştırması gündeme bomba gibi düştü ve hakemler hiç düzelmedi. İlginç olan ise ertelenen 1 maç hariç ikinci yarının 7 haftasında oynanan 62 maçın 50’sini yine bu 35 yaş üstü hakemler yönetti! Eeee... Ne oldu şimdi, Kuddusi kardeşim?
Tolga Özkalfa ve Barış Şimşek, FIFA listesinden çıkarıldı. Yerlerine Alper Ulusoy ile Deniz Ateş Bitnel alındı. Olaylara hep birlikte tanık olduk. Deniz Ateş Bitnel bitme noktasında, Alper Ulusoy ise tutunmak için dal arıyor. Liste açıklanana kadar ligde Tolga 2, Barış 3 maç yönetti. Liste açıklandıktan sonra ise MHK arka arkaya Tolga’ya 6, Barış’a 9 maç vererek gönül almaya çalıştı. Bizde gönül işleri ağır basarken, UEFA’da mantık ve başarı öne çıktı. UEFA, Cüneyt Çakır’ın ekibini 4. hakem Emre Eyisoy dahil hiç bozmadı. Biz 6 ay sabır gösteremedik, listeden çıkardık, UEFA ise Barış Şimşek’i FIFA kokartsız ilave yardımcı hakem olarak EURO 2016’ya çağırdı. ‘Bu işi bilmiyor, beceremiyor, arabesk kalıyorsunuz’ gerçeğini MHK’nın suratına şamar gibi patlattı...
ÖDÜL VE CEZA
En tepe hakemlerimizden Fırat Aydınus, ligin 20. haftasında Çaykur Rizespor-Eskişehirspor maçında çok kötü performans sergiledi. Belli ki gözlemcisi Murat Ilgaz düşük not vermiş. Çünkü 2 hafta maç alamadı. Şimdi ceza aldığı maçtaki Fırat’a bir bakın, bir de cezadan çıktıktan sonra arka arkaya yönettiği 2 maçtaki Fırat’a bakın! Ne demek istediğimi anlayacaksınız. Sanki ikinci baharını yaşıyor. Demek ki bu işler gönül, bölgecilik, adamcılık, ahbap-çavuş ilişkileri ile değil, başarıya ödül başarısızlığa ceza ile oluyormuş.
Bu terfi edenlerden 4 tanesi hemen ertesi sezon olmak üzere, 7 tanesi küme düştü. Terfi ettirildi ama yeterli bulunamadığı için 7 hakeme ise henüz hiç görev verilemedi.
Kuddusi Müftüoğlu MHK’sinin göreve gelmesiyle Ankaralı Y.Kemal Uğurlu, Serkan Tokat, Kutluhan Bilgiç, H.Umut Meler düşük notlar alarak tepe taklak oldu ve umutlarımızı tüketti. Bu kadronun içinden Ali Palabıyık, Alper Ulusoy ve Deniz Ateş Bitnel ise FIFA hakemi oldu. Görüldüğü gibi onların da durumları zaten ortada... Liyakatin yerine aidiyetin öne çıktığı biat kültürünün hakim olduğu maalesef adam kayırma, bölgecilik, ahbap-çavuş ve torpil ilişkilerin yarattığı acı tablo bu. Bu tablodan başarı beklemek mümkün mü?
20 SENE KiM SABIR GÖSTERiR?
Trabzonsporlu Salih Dursun’un Galatasaray maçının hakemi Deniz Ateş Bitnel’e gösterdiği o kırmızı kart sahnesini ekranda görünce eski bir hakem ve MHK başkanı olarak canım çok yandı, çok üzüldüm ama o kart aslında sadece Bitnel’e değil yukarıdaki tabloya ve bu tabloyu oluşturanlara çıkan karttı.