Paylaş
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre anlamı; 1/Tanrı'ya ibadet amacıyla yeme, içme v.b. şeylerden belli bir süre kendini alıkoyma. 2/Çok sevilen veya istenen şeylerden uzak durma.
İslam'ın beş şartından biri olan orucun neredeyse tüm inanç sistemlerinde yeri var, Kur'an'da Arapça olarak "savm" veya aynı kökten türetilen "siyam" kelimeleriyle ifade edilmekte. Ramazan orucu bu ay süresince özürü bulunmayan tüm Müslümanlara farz(mecburi) ve belirli zamanda Allah rızası için yeme-içmeden uzak durmanın yanında, oruçluyken cinsel hazlardan uzak bulunmayı da kapsıyor. Orucun herkesce bilinen dar anlamı ve uygulaması dışında derin manaları ve incelikleri de var..
"Kim yalan sözü ve yalan sözle iş yapmayı bırakmaz ise onun yeme ve içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur.". Hadis / ravi:Ebu Hureyre(ra) / Sahih-i Buhari
Oruç bahsi ile ilgili, 'Halveti' yolunu ihya eden isimlerin başında gelen 15.yy büyük sufi mütefekkiri 'Seyyid Yahya Şirvani' Hazretlerinin 'Şifaü'l Esrar' adlı eserinden (Sufi Kitap/Doç.Dr.Mehmet Rıhtım) paylaşalım :
"Marifet ehli dedi ki: Oruç üçtür; Avam(halk tabakası) orucu, Havass(Allah'a yakınlıklıkları bakımından seçkinler) orucu, Ehas(en seçkin, has kullar) orucu. 'Ehas orucu', masivaullahı(Allah dışındaki tüm varlıkları, dünyaya özgü her şeyi) terk etmektir. 'Havass orucu', azalarını ve cevarihini (tüm uzuvlarını) haramlardan muhafaza etmek, insanlardan gördüğü zulmü affetmek, lisanıyla kıble ehline eziyet etmekten çekinmektir. "Avam orucu", yemeyi içmeyi ve cinsel alakayı terk etmektir.
Hakikat ehli dedi ki: Oruç, günah hastalıklarının ilacıdır. Kalpler onunla ihya olur…
Marifet ehli dediler ki: 'Savm' kelimesi üç manaya işaret eden üç harftir; "Sad" harfi, "Sıyadetü'n-nefsi ani'l-measi" yani nefsi günahlardan korumaya delalet eder. "Vav" harfi, "Vilayetü't-taati ale'l-cevarihi" yani azaların (i)taatle olan dostluğuna delalet eder. "Mim" harfi, "Müdavemeti terki'ş-şerri ve ikametü'l ibadati" kötülükleri tamamen terk etmeye ve ibadetleri eksiksiz yerine getirmeye devam etmeye delalet eder..
Marifet ehli dedi ki: Açlık evliyanın makamı, enbiyanın(nebilerin) taamıdır(gıdasıdır)..
Yahya b.Muaz er-Razi dedi ki: Ragiblerin(arzulayan, rağbet edenler) açlığı fitnedir(karışık). Tevvabinin(tövbe eden) açlığı tecrübedir. Müctehidlerin(içtihad eden din alimleri) açlığı keramettir. Abidlerin(kullar) açlığı siyasettir(nefsi idare etme). Zahidlerin(sofular) açlığı gayreti arttıran hikmettir. Muhiblerin(sevenler) açlığı riyazettir(nefsin isteklerini kırma). Mukarrebinin(yakın olan) açlığı taharettir(temizlik).
Ebu Kasım Nasrabadi'den: "Biz avamın açlığının ne olduğunu bildik, akıllı kimselerin açlığı nasıldır?" diye soruldu: "Onların açlığı ilim, anlayış, zeka ve taat açlığıdır." diye cevap verdi.
Şibli(ra) dedi ki: Öyle bir gün olmadı ki, Allah için aç kalayım da kalbimde hikmetten ve ibretten bir kapı açıldığını görmeyeyim. Asla!..
- Doymak için aç dur, kesilmek için doy, haşyet(Allah korkusu) için kanaat et, yükselmek için kork!".
Makam sahiplerinin nasihatlerini bir kenara not alalım, fakir de (bana kalmamış ama) Hak rızası için tutulan orucun fazilet ve hikmetlerine kefilim. Kendi yaşanmışlığımdan örnek vermek gerekirse; Yirmi sene kadar önce 'kefaret orucu' tuttuğum bir günde, Kudüs'teki ağlama duvarında dua ettiğim sırada yakaza halinde gördüğüm bir acayip görüntü manevi yolculuğuma ivme kazandırmış, aklın sınırlarının ötesini deneyimlediğim en önemli anlardan olmuştu. Orucun yüksek bilinç hallerine kapı açtığına daha sonraları da şahit oldum.. Gerçek bir ustanın rehberliğini kazanmak için dua ettiğim dönemde kendi kendime demiştim ki: "Allah'a dileğinin samimi olduğunu kanıtlamak için birşeyler yapmalısın!", ve rehberimi bulana dek bağımlılık derecesinde sevdiğim zararlı bir alışkanlığımdan nefsimi keseceğime niyet ettim, kolay olmadı, ancak Allah yardım etti velhasıl üç ay sonra mürşidim, ustamla tanıştım :). Örnekleri çoğaltabilirim lakin konu kapsamlı ve yerim dar, dolayısıyla yazıya hoşuma giden bazı alıntılarla devam etmeyi tercih edeceğim…
Ubeyb Kaab diyor ki: "Bir kimse Allah için herhangi birşeyi bırakırsa, Allah o şahsa, ondan çok daha hayırlı bir ihsanda bulunur. O kimse ise, o gelen hayırlı şeyin nereden ve nasıl geldiğini bilemez..".
"Oruç en gafillere ve mütemerridlere(direnenler) zaaflarını ve acziyetlerini, fakirliklerini ihsas(ima) eder.. Kişi açlık vasıtası ile midesini düşünür. Midesindeki ihtiyacı anlar. Zayıf vücudunun ne derece çürük olduğunu hatırlar. Böylece ne kadar merhamete ve şefkate muhtaç olduğunu idrak eder. Nefsin firavunluğunu bırakıp kemal-i acz ve fakr ile dergah-ı İlahiyyeye ilticaya bir arzu hisseder ve bir şükr-ü manevi eliyle rahmet kapısını çalmağa hazırlanır. Eğer gaflet kalbini bozmamış ise…" M.
Fırsat ayındayız. Rahmet ayındayız. Oruç tutabilmek nimet. Kur'an-ı Kerim'in indirildiği beyan edilen bu ay onbir ayın sultanı Ramazan, bizi Yaradanımıza yakınlaştırmaya vesile olması bakımından sevinçli bir aydır. O'na yakınlaşmamıza vesiledir, çünkü bu istikamette tam teşekküllü bir rehber olan yazılı Kur'an inmeye başlamıştır. Dolayısıyla bu ayda Kur'an bilgimizi arttırmak da yerinde ve hayırlı olacaktır. Vesiledir çünkü oruç ile, nefs terbiyesi hususunda mesafe aldırması dolayısıyla Rabbimizle aramızdaki kimi perdelerin kalkması söz konusu olabilecektir. Paylaşım, anlayış, yardımlaşma, barış için örnek aydır. Bizim gayretimiz dışında Allah'ın(cc) da Ramazan ayında cennetin kapılarını açık tutması başta olmak üzere kullarına ihsanını fazlalaştırdığı bir aydır. Cömertliğinin zirve yaptığı 'Kadir gecesi' bu aydadır. Hayırlı başlangıçlara vesile olsun, dualarımız duyulsun inş'Allah…
Sona sakladığım paylaşımların ilki 14.yy'da yaşamış ve görüşleri sebebiyle derisi yüzülerek katl'edilen Nesimi Hazretlerine, ikincisi de 17.yy'da yaşamış, yine görüşleri dolayısıyla Bursa'dan Limni'ye sürgün edilen Niyazi Mısri Hazretlerine ait pek latif mısralar, afiyet olsun :
"Hele gel beru ki savm u salatın kazası var / Sensiz geçen zaman-ı hayatın kazası yok.". Nesimi
"Savm u salat u hacc ile sanma biter zahid işin / İnsan-ı kamil olmağa lazım olan irfan imiş.". Niyazi Mısrî
Bu mübarek ayı en faydalı şekilde ve selametle geçirmenizi dilerim, birkaç vecize de fakirden olsun; "Her muhtaç, fakir, her aç, oruçlu değildir.", "Ağzını bozanın orucu bozulur, niyeti bozuk olanın zaten orucu yoktur, gönlünü temiz tutan her daim oruçludur.". Yaşamadan bilemezsin! Niyetliyiz, bakalım, içimiz bir hoş… Hu
Paylaş