Paylaş
Hepimizi ilgilendirmese boşuna anlatılmazdı Kuran'da, hadislerde. Hepimizi ilgilendiriyor çünkü her kulun kendi miracı var, onu tamamlamaya çalışıyoruz bir yerde. Kapasitemiz dahilinde Allah'a yönelimimizin nihai varış noktası.. O'nun halka halka zatından yayılımının periferinde kendi yerimizi bulmamız, yörüngemize oturmamız, eve dönüş… Kutlamaya değmez mi?
Musa a.s.'nin Tur-i Sina'nın tepesine Allah'la buluşmaya çıkışı, Hz. İsa'nın insanların eziyetinden kurtulup Allah'a yükselişi, Yakub'un merdiveni, Buda'nın Nirvana'ya ulaşması… Dini kitaplarda, menkıbelerde büyük zatların kendilerine has miraclarına dair türlü anlatımlar, ademoğlunun menziline dair fikir veriyorlar bize. Ufuk açıyorlar. Hakikat'e giden yolların, yolculukların çeşitliliğindeki özgünlüğün hikmeti, ayrıca düşünülmeye değer. Ancak hepsinin bir ortak noktası var. İslam'da, "Namaz, mümin'in(inananın) miracıdır." diye ifade edilen nokta. Yani namazı geniş anlamıyla ele alırsak; 'Kulun kendi dar benliğini aşarak, Yaradan'a yönelmesi ve O'nunla kavuşması'.. Öncelikle bunun için çaba göstermesi. Dua, ibadet, zikir, fikir, meditasyonla O'nu arıyor, özlüyor olması. Gönlünde, muradına bir merdiven dayamış, samimiyetle, tırmanmaya niyet etmiş olması.. Davete icab etmek. Yakınlaşmaya gayret etmek. Muhabbet.. Ama yalnızca kendi çabamız yetmez bizi nefsimizin üzerine yükseltmeye, O'na ulaştırmaya. Miraca çıkmak da, miracı tamamlamanın nasip olması da ancak Rabb'in yardımıyla mümkün. Teslimiyet gerek! Allah'tan başka fail kalmamacasına.. Paradoksa düşmemek için tutunulacak dal; "Gayret bizden, takdir Allah'tan"dır ve unutmayalım ki; "Hakikat aramakla bulunmaz fakat bulanlar hep arayanlardır."…
Gönül isterdi ki, kendi mirac hikayemi anlatayım sizlere. Heyhat, o yarım bir macera, henüz tamamlanmamış, akibeti belirsiz.. O halde bunu başarmış olanların, izinden gittiklerimin motive edici mesellerinden söz etmek gerek bugün. Bu gecenin hatırına, Hz. Peygamber Muhammed'in(sav) Mirac'ını aktarabilmek şüphesiz en anlamlısı, hem feyz alınası..
Gelgelelim Hz. Muhammed'in(sav) o gece yürüyüşü'nü(isra), yaptığı ziyaretleri, kendisine gösterilen ayetleri(alametleri), Mirac'a çıkışını ifade edemem sizlere tüm gerçekliğiyle.. Halim elvermez, aklım yetmez, kalem yetişmez. Çünkü her kulun kendi miracı olmasına karşın, Hz. Peygamberinki'nin dengi görülmemiştir. Gizem doludur. Mana içinde manadır. Deryadır.. Sırrına erebilene aşk olsun! Hu
Kanımca bunu hakkıyla anlatabilecek yegane kişi, gönlünü imanla temizleyecek Cebrail a.s. gibi bir dost edinmiş olandır. Bunu anlatabilecek kişi, nefs bineğini hakimiyeti altında tutabilen ve o bineğiyle sonsuz mesafeleri göz açıp kapayıncaya kadar alabilen kişidir. Bu kişi, tüm hak peygamberlerle aynı yolun yolcusu ve onlara namazda imamlık edecek derecede dinin hakikatini özümsemiş, imanı pek yüce kişidir. Uykuda dahi uyanıktır. Dedikodudan, yalandan, zinadan, boş sözden, uzaktır. Helal ana sütü gibi temizdir fıtratı. Dünya onun nazarında tüm cazibesini kaybetmiş, düşkün bir kocakarı hükmündedir. O kişi ki cennet ve cehennemin üstüne yükseltilmiştir. Tevazusuyla yücelmiş, yaşam ağacını tüm gerçekliğiyle, olduğu gibi görmüştür. Hz.Adem gibi tövbesi hepimiz için olan, Hz.İbrahim gibi şartsız teslim olan, Hz.İdris gibi özü sözü doğru, Hz.İsa gibi kalb-i selim, Hz.Musa gibi akl-ı selim sahibi o mübarek kişi ancak; Resulullah(sav), Ahmed-i Muhtar, Hazreti Muhammed Mustafa Efendimiz'dir. Mirac'da yüce Allah karşısında ne gözü kaymış, ne de haddi aşmıştır.. Bizim, varlığımızla yükselebileceğimiz en yüksek mertebe ise, o Nebi'nin ayaklarının dibidir.. Gönlünde bir zerre yer bulmayı, şefaatını umarız!
Öyleyse size anlatabileceğim en gerçek kişisel hikayem şu olacak; Götüren olursa arabayla, yoksa otobüsle, bir dosta kandil gecesi ziyaretine gideceğim akşamdan.. Ayakkabılarımı çıkaracağım girişte dışarının kirini tozunu taşımamak için içeriye, elimi yüzümü yıkayacağım lavaboda, dışımı mamur edeceğim elimden geldiğince, içimi mamur etmesi için ise O'na dua edeceğim, fakirane. Edebimi kuşanmış vaziyette, çıkacağım iki kat merdiveni, selam vereceğim tanıdıklara. Sonra gireceğim dostun huzuruna özlemle, niyaz edeceğim. Sevdiğimizin miracını kutlayacağız birlikte.. Yanarsa gönülde kandilimiz ne ala, her halükarda hamd'edeceğiz payımıza. Belki iki lokma, belki iki güzel esma. Gecenin devamında, muhabbetle kendimi seyredeceğim onda doyasıya, ve eve döneceğim inş'Allah, aydınlıkla… Tüm sevdiklerim, sevenlerim, ve dahi hoş nazarla bakanlar, dualarımda olacaksınız bu gece. Selam!
Paylaş