Paylaş
Önümüz Kurban Bayramı; milletimize, İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyorum. Bu bayramın amacının gerçekleşmesi zaten büyük hayırdır. İnsanların kardeşçe paylaşımına, açların doymasına, muhtaçların ihtiyaçlarının giderilmesine, nefislerimizin terbiyesine, günahlarımızın affına, Allah’a yakınlaşmamıza, barışa vesile olsun!
Hayır işlemenin incelikleri var. O inceliklere uyulmazsa hayır şerre dönüşebilir. Mesela bir besinin temiz, taze iken bize faydalı olabilmesi ancak bayat, pisken bizi hasta edebilmesi gibi. Kurban da amacına, usulüne uygun yapılmazsa amelimiz zararımıza olabilir. Kurban olarak hayvan keseceklerin hem niyetine hem hayvana zulüm olmamasına hem de çevreye verilebilecek zarara, görüntü, koku, pislik v.s. her açıdan özen göstermelerini rica ederim. Aman! Sevap işleyelim derken günah olmasın! İslam dininin özüne uymayan davranışlarla insanları dinden soğutmanın, tiksindirmenin vebali de cabası…
KURBİYET VE KURBAN
‘Kurban’ eyleminin özü nefsimizin kötü alışkanlıklarını kesmekle çok yakın ilişkilidir. Nefsin kötü alışkanlıkları bizi günaha sürükler. Bu da bizi hakikatimizden uzaklaştırır. Nefs-i emmare (kötülüğü emreden nefs katmanı, sahte benliğin en kaba düzeyi), isteklerinin gerçekleşmesi için aslımıza ve başkalarına gelebilecek zararı gözetmeye pek hevesli değildir. Bencilce kendini düşünür. Ona muhalefet etmeliyiz. Nefs beslenmeye muhtaçtır. Kötülükle beslenince kötüleşir, iyilikle beslenince iyileşir. Kötü huylarımız nefsimizi azdırırlar. Allah’ın rızası bizi günahlarımızdan temizlemek, kendine yakınlaştırmaktır. Hakikati bulmamızı ister ancak bunun için biz de işin içine özgür irademizi ve dolayısıyla gayretimizi katmak durumundayız. Nefsimize zor gelen şeyleri yapmakla, ona her istediğini vermemekle nefs-i emmarenin besinini keseriz, böylelikle içimizdeki Rahmani tarafın, ruhumuzun kuvvetlenmesine katkıda bulunarak Rabb’imize yakınlaşmaya çalışırız. Bu yakınlığa ‘kurbiyet’ denir. ‘Kurban’ kelimesi de aynı kökten türer. Anlayacağınız kurban olarak yaptığımız maddi ve manevi fedâkarlık bizi Allah’a yakınlaştırmaya vesiledir. Ancak yaptığımız işi bilinçsizce, gösteriş için, salt alışkanlıktan ya da Allah rızası dışında bir çıkar gözeterek yapıyorsak amaç tam hasıl olmaz.
İnsana ‘eşref-i mahlukat’ denir. Bütün yaratılmışların en yücesi ve varlık âleminin ‘şerif’i konumundadır. Bu görevini şefkatle yapmalıdır. Bir yerde diğer canlılar bize emanettir. Hz. Nuh’tan beri hayvanat âlemi (bazı istisnalar hariç) besin olarak bize helal kılınmıştır. Bir hayvanın insana hizmeti, kendini sunması onun ulaşabileceği en yüksek mertebedir. Bunu suistimal etmek ise bize günahtır. Onlara zulüm ederek veya aşırı, gereksiz tüketim ile bu günaha gireriz. Et yiyorsak (yemiyorsak da..) her lokmanın bedelini iyi düşünmeliyiz. Hayatında hiç hayvan kesimine şahit olmamış kişiler için bunu idrak etmek daha zordur. Sağlıklı bir kalbe sahip kişiler hayvanları severler. Doğal olarak hayvan kesimi sırasında bir miktar üzüntü duyulur. Duygulu bir andır bir varlığın can vermesi. Kurbanın sırlarından biri de bu duygusallıkta gizlidir. Kurban kesimi esnasında bundan bir miktar üzüntü duymak eylemin amacına hizmet eder. Günahlarımızın affının bir bedeli olması bakımından, Allah’a yakınlaşabilmenin bir diyeti olarak kurban keseriz. Kendi yerimize onu keseriz. Ya da Hz. İbrahim gibi, en sevdiğimizi kurban edeceğimiz yerde, Yüce Allah lütfuyla bize kurban eylemini kolaylaştırmıştır… Kurban eyleminden üzüntü duymamak, günahlarımızdan pişman olmamak gibidir. Sevincimiz ise Allah’ın rızasını kazanma umudundandır. Ayrıca sevdiklerimizle bir araya gelmek var bayramda ve de ‘tatil’!
HİÇ YOKSA BİR DUA
Kurban kesemeyeceklerin bu bayramı vesile kılıp güçleri nispetinde bir hayır işlemelerini isterdim. Birilerine faydanız olsun. Azıcık nefsinizi zorlasın. Düşündüğünüz maddi yardım ise azıcık cebinizi zorlayacak oranda olsun. Manevi yolun yolcuları mutlaka bu suretle nefislerini hesaba çekecek, kötü huylarını biraz daha törpüleme yolunda gayretlerini somutlaştıracak adımlar atmaya çalışacaklardır. Hiç yoksa bir duacık… Hiç bir şey karşılıksız kalmayacaktır! Hele bu özel günlerde…
Hamd’olsun, bayramlaşma geleneklerimiz toplumumuzdaki katmanlar arası, nesiller arası bağları da güçlendirir nitelikte. Her ne kadar biraz erozyona uğramış ise de elimizdekinin değerini bilelim, özel bir toplumuz! Bakmayın, kavgacı görünsek de biz esasında gönül almayı severiz. İşte fırsat… Bayram! Sevgiyle, sevgiliyle geçsin! Allah hepimizin yardımcısı olsun! Yolda olanları korusun! Tatile gidenlere iyi tatiller, o da lazım, streslerinizi, yorgunluğunuzu, sıkıntılarınızı iyice silkeleyin. Bayram dönüşü daha iyi bir dünya için hep birlikte çalışmaya devam… İyi bayramlar!
Paylaş