Dikkat! Dolandırıcılar kol geziyor…

Size polisiye bir olay anlatacağım.

Haberin Devamı

Hırsız, polis, savcı, paralel devlet, dinleme, banka hortumlama, hepsi var işin içinde. Bu maalesef ilk muhabirlik başarım olacak aynı zamanda(!). Kolay oldu çünkü ailemin başına geldi. Zor çünkü ailemin başına geldi. Anlatma sebebim ibret alınması dileğim. Buyrun dinleyin :

Sevgili babam 74 yaşında, emekli. Çalışmaya genç yaşta başlamış. Kendini yetiştirmiş. Bir iki sene öncesine kadar yoğun bir iş hayatı vardı. Sevgili annem ise ev kadınıdır. Yaşamı boyunca babama destek vermiş, evini mamur etmiş, birlikte bizleri yetiştirmişler. Ailem, yaklaşık 50 yıllık ortak çalışma hayatı boyunca kazandıklarıyla almış oldukları büyükadadaki evimizi sattılar geçenlerde. Çünkü artık babamın emekli maaşı dışında bir gelirleri pek yok ve yaşlılıklarını rahat geçirmek istediler. Bir güvence, ferah bir geçim, belki bir iki güzel seyahat yapma imkanı, kefen parası ve kalan, evlatlarının geleceğine ufak da olsa bir katkı. Para bankada, geliri cep harçlıkları. Memnunlar, kimseye muhtaç değiller. O dönemin insanlarının pekçoğu gibi maddi güvence en önemlisi, "parası kadar felsefe yapmalı kişi"…

Haberin Devamı

Öğle saatlerine doğru çalan ev telefonunu annem açtı. Annemle babam evde yalnızlardı. Telefondaki kişi anneme adıyla hitap etti ve kendini tanıttı: (sözde) cumhuriyet savcısı 'bilmemkim'. Büyük bir dolandırıcılık olayı sözkonusuydu. Emniyet birimleri operasyon başlatmak üzerelerdi. Paralel devletin adamları son bir voli vurmak için harekete geçmişti. Banka hesaplarından paralar hortumlanacaktı. Ne yazık ki ailem de listedeydi. Onlar gibi 16 kişi daha vardı takipte. Dolandırıcıların planlarını çökertmek için ailemin işbirliğine ihtiyaç vardı. Annem önce bu hikayeye inanmak istemedi. Ne malumdu? Cep telefonlarına kadar uyarılar geliyordu polisten kendini savcı, polis v.s. gibi tanıtan dolandırıcılara karşı. "Yok hanfendi, bu mesajları gönderen bizleriz, sizleri korumak görevimiz!" diyordu savcı(!) bey. Annem telefonu beyine verdi..

Olay babama tekrar anlatıldı. Verilen banka isimlerinin içinde aile hesaplarının olduğu iki banka vardı. Babam yine de inanmak istemedi. Savcı kızdı. Bizimkiler işbirliği yapmak istemiyorlardı. Operasyonun başarısını tehlikeye atacaklardı. Hemen (sözde) başkomsere seslendi, ev adreslerini biliyorlardı, annemle babamı polise mukavemetten içeri almaları için emir verdi. Ayrıca madem söz dinlemeyeceklerdi paralarının hortumlanmasına karşı devletten hiçbir güvence beklememelilerdi. Uzaktan kulağa polis telsizi sesleri geliyordu. Babam korktu, zokayı yutmuştu. Son bir direniş, emin olmak istedi. Telefonu alan başkomser(!) kontrol etmeleri için onlara bazı telefon numaraları verdi. İsterlerse bilinmeyen numaralardan da kontrol edebilirlerdi. Verilen telefonlardan birisi sahiden 'emniyet dolandırıcılık masası'nın numarasıydı. Diğerleri hepsi de kendilerine çıkan cep numaraları, sözde savcının özel numarası falan. Vakit yoktu, güvenmelilerdi, hızlı hareket edilmeliydi. Evleri sivil polis tarafından çoktan kuşatılmışmıştı. Babam hemen evden çıkmalı ve evlerinin yakınındaki 1. bankadan söyledikleri meblağı çekmeliydi. Bu arada kayıtlara geçmesi gerektiğinden hesaplarındaki tam miktarı söylemişti bile. Tapeler hazırlanıyordu. Babam panikle evden çıktı, annem ev telefonunu açık tutacak, devamlı temasta kalacaktı. Babama annemin cep telefonunu da yanına almasını söylediler. Zaten evleri paralelciler tarafından dinleniyormuşmuştu. Risk alınamazdı. İnandırdılar. İletişimlerini kestirdiler. Babamla kendi cep telefonundan temas kuruldu. Telefonu kapattırmıyorlardı. Adamcağız tıpış tıpış bankaya vardı..

Haberin Devamı

Bankada her zaman muhatap olduğu hanım, tesadüf bu ya o gün izinliydi. Zaten telefondakiler bugün bankadan 5 kişinin izinli olacağını söylemişlerdi. Yine bilmişlerdi. Veznedeki memur çekilmek istenen yüksek meblağın neden çekildiğini sorgulamadı, kasada para vardı, verdi, nakit. Babam kendisine söylenen yerde, Mecidiyeköy'de torba içindeki parayı elden teslim etti, yirmili yaşlardaki kapüşonlu tıfıl gence. Şimdi sırada 2. banka vardı. Heyhat bu şube hemen o an meblağı karşılayamıyordu. Ertesi güne kaldı. Babamın eve dönmesi sakıncalıydı. Yakın bir otelde gecelemesini istediler. Merak etmesindi, otel ücreti sonra kendisine verilecekti. Kalp hastası olduğunu söyleyince hemen birileri eve gidip annemden babamın kalp ilaçlarını aldı, otele getirdi. Kendisine odadan çıkmaması söylendi, anneme bir cümlelik bir telefon etmesine izin verildi. Cümle şu olacaktı; "Merak etme karıcığım, iyiyim, savcılıktayım, bu gece beni savcı beyin misafirhanesinde ağırlayacaklar". Evde mahkum olan anneme de saatlerce telefonu kapattırmamışlar, korkutmaya devam etmişler, arayan babama şunu söylemesini istemişlerdi; "Ben de iyiyim kocacığım, polisin getirdiği … miktar parayı teslim aldım". Babamın bankadan çektiği meblağ..

Haberin Devamı

O gece ne annem ne babam uyuyamadı tabi. Sabah yedide operasyon devam edecekti. Ertesi gün babam 1. bankadan ikinci defa aynı meblağı çekti, ardından 2. bankadan yüklü bir meblağ, dolandırıcılara elden verildi, kalan bakiye de verdikleri banka numarasına havale edildi. Hesaplar tamtakırdı. Bu esnada diğer ekip anneme eve polisin gelip arama yapacağını, evde değerli ne varsa saymasını, kayıtlara tam geçmeyen şeylerin aramada elde geçerse geri alınamayacağını söylemişler, sonra da ne kadar para varsa bir torbaya koyup gönderecekleri kişiye vermelerini istemişlerdi. Kapıya gelen gençlere evdekiler de teslim edildi. Operasyon bitmişti. Artık babam eve gidebilirdi. Yine de ev dinlendiği için bu konuyu aralarında konuşmamaları, bir iki güne savcılığın onlarla tekrar temasa geçip kurtarılan malvarlıklarının teslim edileceği müjdelendi. Değerli katkılarından dolayı teşekkür edildi. Memleket onlar gibiler sayesinde bu paralelcilerden eninde sonunda kurtulacaktı(!)…

Haberin Devamı

Bu olaylar olurken ettiğim telefonlara babam çıkmış, meşgul olduklarını v.s. söyleyerek aramalarımı ustalıkla savuşturmuştu. Mevzubahis operasyonun bittiği akşamüstü önce onlara yakın oturan kardeşim ardından da fakir evlerine vardık. Dinleniyoruz korkusuyla korka korka fısıldayarak anlattıkları hikaye inanılır gibi değildi. Adeta hipnotize olmuşlardı. Bunun bir dolandırıcılık olduğu aşikardı. Nasıl bu tongaya düştüklerini sorgulamak fayda vermeyecekti, adamlar profesyoneldi, başınıza gelmedikçe ahkam kesmek kolaydır. Ne akıllı adamlar gördük dolandırılan, profesörler falan. O durumda yapılacak şeyi yaptık; çok geçmeden en yakın polis karakolundaydık. Görevli komiser ifadelerini dinledi, anlatılanlara aşinaydı, hikayenin eksik kısımlarını tamamlayabilecek kadar, yüzlerce vaka geliyormuş bu şekilde. İnanabiliyor musunuz? Ne kadar yaygın bir olay, neredeyse memleket soyuluyor, elden bir şey gelmiyor. Bunu yapan örgüt belli ki psikolojik manipülasyon konusunda eğitimli, çapraz sorgu tekniklerinde uzman, kurbanlarını seçmede mahir, kimi ulaşılabilmesi güç bilgilere ulaşabiliyorlar. Kim bunlar? Zalimler, seçtikleri kişiler çoğunlukla yaşlılar, donlarına kadar soymaktan utanmayacak kimseler bunlar. Yazılı ifadeyi alan polis arkadaş, suçlular yakalansa dahi alacakları cezaların caydırıcılıktan uzak olduğundan dem vurdu. Şeriat yasaları getirecek de değildik ama cezalar artırılmalıydı. "En büyük cezanın Hak katında onları beklediğinden korkmayan arsıza hayret etmeli değil mi?" demem acı bir gülümsemeyle karşılandı. Bu zorlu sınavda artık bize düşen tevekkül olmuştu; "Hasbunallahu ve ni'me'l Vekil"…

Haberin Devamı

Elbet bu yolda olanlar sınanır. Sevdiklerimiz için ettiğimiz hayır duaları bazen bizim duamızın gücünden ziyade sığındığımız kapının şanından ötürü kabul görür. O an için neyin hayır, neyin şer olduğu anlaşılmayabilir. Bazı kazanç kulu kibirlendirip Yaradan'dan uzaklaştırıyorsa bizim için kazanç değildir. Bazı kayıp da kulunu Hakk'a yakınlaştırıyorsa kazanç olmuştur. Ailem için ettiğim dualar, onların da gün gelip Allah'ın huzuruna vardıklarında, gazabına uğramayacakları hal üzere olmaları yönünde hep. Dünyevi ve geçici olana sarılı kalıp ahiretlerini ihmal etmelerini istemem. Yaradan isterse sende emaneti olan, sağlığını, aklını, paranı, evladını, hayatını istediği gibi geri alır. Bu gibi şeye güvenmek, övünmek beyhudedir. Kendisini iyileştirenin salt ilaç olduğunu düşünen, kendisini geçindirenin salt bankadaki para olduğunu düşünen gaflettedir. Bunlar sadece vesilelerdir. Allah'a yakınlaşmak için tabi ki vesileler aranacaktır. Ve tabi ki O'nun rızasını kazanmak için, rızkının temini için kul çabalayacak, gayret edecektir. Ama mülkün sahibinin geri plana atılması, hele unutulması felakettir. Sahibinin hatırlatması ise lütuftur, bizden vazgeçmediğinin delilidir, fırsattır.. Olan olmuş. Nasip ola uyanış!

Eve vardığımda annemle babamı boynu bükük gördüm, acziyetlerinin farkındalığı içinde bir başka hoş göründüler gözüme, teslimiyet kokusu tüttü burnuma adeta. Dilimize pelesenk ettiğimiz sözlerin tecellisini görmek nasip oldu o anda; Allah(cc) 'benim' diyenden, kibirden hoşlanmaz, kulunun acziyetini kabul etmekliğini güzel bulur. O, kırık kalplerledir. Nice viranelikler ne hazinelere maliktir, bilen bilir! Üzgünüz hepimiz, ama unutamıyorum da, annemle babam o hal üzere çok güzeldiler, hissettim, yanlarında ağlayan melekler vardı. Umarım şimdi asıl sağlam kapıya yaslandılar, aradaki bir engelden daha kurtuldular, sonunda sağlam ipe sıkı tutundular. İsyan etmiyor, Allah diyorlar. İnş'Allah kendilerine geldiler, özlerini hatırladılar, tazelendiler. Daim olsun ki, o halde eminim kaybettiklerinden çok daha latif bir teselliye kavuşacaklar. Hayırdır! Benimkisi yersiz bir 'hüsnü-zan'sa, iyice sıyırdımsa.. Affet, Cemaline eriştir, ayırma Ya Rab…

İşte böyle; Dünya bir acayip sınav yurdu. Acaba bizi soyanlar aslında nasıl bir hazine kaçırdıklarının farkındalar mı? Kuşkusuz ki zarardalar! Belki de günahlarımızı yüklendiler gidiyorlar şimdi, sıcak iklimlere doğru. Onlar için sanırım sıcak, çok sıcak olacak, korkarım epey kavuracak. Mazlumların ahı fitil fitil tüm gözeneklerinden çıkacak. Sonunda herkes talip olduğuna kavuşacak; kimi cehenneme odun taşımağa, kimi sevgiliyle buluşmağa, huzura.. Sakın düşmeyin şeytanın tuzağına! Aman ha!

Musa Dede / GÖLGENİN HAKİKATİ

Yazarın Tüm Yazıları