Paylaş
“Otobüs sistemi sağlıklı işlesin. En azından bu soğuk günlerde Ankaralının çilesi ikiye katlanmasın” demiştim.
*
Meğer bu konuda muzdarip olan o kadar çokmuş ki...
*
Çok sayıda geri dönüş aldım bu konuyla ilgili. Vatandaşların iletilerinden notlar oluşturdum...
*
OTOBÜS SAYILARI: Yeni alınan otobüslerin etkisi hissedilmiyor. Eski araçlar seferden çekilince aynı sıkıntılar devam ediyor. Gerekirse yeni özel halk otobüsleriyle ve yeni dolmuş hatlarıyla belli bölgelerdeki yoğunluk azaltılabilir.
*
EKSPRES HAT: Sabah ve akşam saatlerinde her durakta durmayan, belli duraklardan yolcu alan ekspres hatlar olsun.
*
ÜCRETSİZ AKTARMA: Eskiden olduğu gibi metro bağlantılı ring otobüslerinden iniş ve binişlerde aktarmalar ücretsiz olsun. Tek hatta aktarmasız gitmek isteyenler de belli hatlarda yoğunluk oluşturuyor.
*
SERBEST BİNİŞ HAKLARI: Ücretsiz serbest biniş (özellikle 65 yaş üstü) suistimal ediliyor. Serbest binişlere belli saat ve sınırlama getirilmeli. Örneğin aktarmalar dahil günlük 8 biniş hakkı verilebilir. (Not: Bu konuda yasal düzenleme yetkisi belediyede değil. Hükümet ve ilgili kurumlar yetkili.)
*
SOLO VE KÖRÜKLÜ ARAÇLAR: Yoğun pik saatlerde solo araçlar yerine körüklü araçlar verilsin.
*
OTOBÜSLERİN HOR KULLANILMASI: Bazı şoförler araçları çok sert kullanıyor. Hor kullanılan araçlar da arıza yapıyor.
*
ARAÇ ARIZALARI: Otobüslerin sık sık arıza yapması büyük mağduriyet yaşatıyor. Bakımlarına daha dikkat edilmeli.
*
ŞOFÖR SAYISI: Başkent 153’ü arayıp ‘otobüs gelmedi’ şikâyeti iletildiğinde ‘şoför eksikliği’ gerekçe gösteriliyor. Personel sayısı da mevcut sisteme göre artırılsın.
*
UÇ HATTIN YANINA ARA HAT: Bir uçtan bir uca konulan hatların yanı sıra merkez duraklardan aralarda sefere dahil olan hatların sayısı artırılsın.
*
EGO CEP’TE UYGULAMASI: Uygulamada 12 dakika sonra gelmesi gereken otobüsün durağa gelmesi 45 dakikayı buluyor. Sistem düzgün çalışmıyor. Bu aksaklıklar da giderilmeli.
*
Vatandaşlardan gelenler böyle... Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) ve EGO Genel Müdürlüğü yetkililerinin dikkatine...
ULUS’TA ESNAFIN BOZUK PARA ARAYIŞI
Ulus’u gezmeyi çok severim. Her fırsatta da giderim. Ulus’ta yıllardır esnaflık yapan kıymetli bir ağabeyime uğradım geçenlerde. Madeni demir para bulmakta zorlanıyorlarmış. Yaşanan sıkıntıyı şöyle anlattı:
*
“Sattığımız ürünlerin para üstünü demir paralarla vermek durumundayız. Bunun için esnaf olarak PTT Genel Müdürlüğü’nden bozuk para alıyorduk. Bu aralar PTT para vermiyor. Büyük sıkıntı yaşıyoruz. Bozuk para olmadığı için örneğin 16 liralık bir ürün alan müşteriye, ‘1 liranız var mı’ demek zorunda kalıyoruz. 17 liralık alışveriş yapana ‘2 liranız var mı’ diyoruz. Her gün aynı sıkıntı... Bozuk para olmadığı için esnaf 14 liralık ürünü 15 liraya 19 liralık ürünü 20 liraya, 4 liralık ürünü 5 liraya yükseltiyor. Sırf bozuk para ile uğraşmamak için. Bu konuda acil bir çözüm gerekiyor.”
*
Bu durumu dinleyince aklıma dolmuşlar geldi... Aynı sıkıntı toplu taşıma ücretlerine artış yapılmadan önce dolmuşlarda da vardı. 17 lira olan dolmuş ücreti için dolmuşçular her binen yolcuya “2 liranız var mı” diye bozuk para soruyordu. 25 TL düz ücret olunca onlar bu sıkıntıdan kurtuldu.
*
Bu sıkıntıyı da yetkililere duyurmuş olayım.
KAHVERENGİ KOKARCA BÖCEĞİ ANKARA’DA
Kahverengi kokarca böceği diye bir böcek var. Fındık üreticisinin korkulu rüyası. Fındık üretimine büyük bir darbe vurdu. Diğer ekinlere de musallat oldu. Arıcılar da dertli. Tarım ve Orman Bakanlığı bu böcekle mücadele için yoğun çaba sarf ediyor. 300’ün üzerinde bitkiyi etkiliyormuş. Uzak Doğu’dan Karadeniz’e, Karadeniz’den ülke geneline oradan da Avrupa’ya... Yayıldıkça yayılıyormuş.
*
Gazetede birlikte çalıştığım sayfa tasarımcısı arkadaşım İsmet Şahin, Keçiören’de oturuyor. “Sizin orada kahverengi kokarca böceği var mı” diye sordu. Pencere açamadıklarını anlattı. “Yok abi hiç görmedim” dedim.
*
Konu öyle kapanmıştı ki geçenlerde evde hava almak için çıktığım balkonda bir böcek dikkatimi çekti. Hemen telefondan internete girip arama motoruna ‘kahverengi kokarca böceği’ yazdım.
*
Görsellerle bizim misafirimiz aynıydı. “Merhaba ben geldim” dercesine uçuyor, konuyor ve geziyordu...
*
Ankara’da da görmüş olduk. Kent sakinlerinin haberi olsun...
Paylaş