BEŞ YIL ÇABUK GEÇER: Beş yıl uzun bir süre olduğu kadar bir o kadar da kısa. Göz açıp kapayıncaya kadar bir bakmışsınız ki beş yıl bitmiş, gitmiş, artık seçim konuşuluyor. Beş yılınız boş yıl olmasın. Hızlı başlayıp dolu dolu icraatla geçirmekte fayda var. Bir alana ağırlık verip diğerini ihmal ettiğinizde de sıkıntı yaşarsınız. Denge kurmak önemli. Nasıl başlarsanız öyle gider.
PERSONELİNİZLE SAVAŞMAYIN: Ordusuyla kavga eden hiçbir komutan başarılı olamaz. Personelinizle savaşmaktan kaçının. Onların mutlu, huzurlu olmadığı ilçede ne siz ne de ilçe sakinleri mutlu olur. Belediye aile gibidir, içerideki kargaşa, huzursuzluk sokağa, caddeye, bakkala, kasaba, esnafa dalga dalga yayılır. Çalışanınıza hak ettiğini verin hak edilen hizmeti sonuna kadar isteyin.
DALKAVUKLARA DİKKAT EDİN: Her yerde olduğu gibi belediyelerde de kraldan çok kralcılar olur. Anahtar cümle, "Başkan bey böyle istiyor"dur. Çoğu zaman başkanın haberi bile yoktur. Sizin adınıza siz istiyormuşsunuz gibi davranan dalkavuklara dikkat edin. Günün sonunda kimse onları suçlamaz, yöneten olarak iyiden de kötüden de siz mesul olursunuz. Vatandaş sizi bilir. Ekibiniz ya sizi uçurur ya da hep beraber çakılırsınız.
ESKİYİ SÜREKLİ KÖTÜLEMEYİN: Eski eskide kaldı. Başlangıçta eski dönem ile ilgili bir değerlendirme yapıp doğrusunu yanlışını ortaya koyun. Vatandaşa “Aldığımız tablo budur” açıklaması yapın, onlar da bilsin. Eski dönemi sürekli kötülemeyin. Sürekli eski bahanesi üretmek kolaycılığa kaçmak olur. Bir süre sonra vatandaş da sıkılır. Unutmayın beş yılın sonunda siz de yaptıklarınız ya da yapamadıklarınızla eski olacaksınız. Makamınız şikâyet makamı değil icra makamı olmalı. Vatandaş sizi onun için seçti.
KAVGA YERİNE UZLAŞI KAZANDIRIR: Son seçim sonuçları gösterdi ki vatandaş artık kavga eden değil uzlaşmacı ve işini yapan başkan istiyor. Polemiklerin içinde olan başkanlar kaybetmeye mahkûm oluyor. Muhalefetinizi de yapın ama stratejinizi iyi belirleyin. İyiye destek olun yanlışa ‘dur’ deyin. Belediye ve vatandaş menfaati her şeyin önünde olmalı. Sürekli negatif siyaset kaybettirir. Taş atana gülle karşılık vermek kazandırır. Arka kapı diplomasisini iyi yapan başkanlardan olmaya bakın.
YANLIŞ CÜMLELER
Mamak
Ankaralılar da hem Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden (ABB) hem de ilçelerden acil sorunların çözülmesini bekliyor. Peki nedir o sorunlar?
TRAFİK
Biz Ankaralılar böyle bir trafikle yaşamaya alışkın değiliz. Artık 20 dakikada gidilecek yerlere ulaşmak en az 1 saat 20 dakika. İstanbul Yolu, Samsun Yolu, Eskişehir Yolu, Konya Yolu, çevre yolları, Anadolu Bulvarı, Sabancı Bulvarı, Malazgirt Bulvarı... Kent merkezini hiç söylemeyeyim bile. Bu yoğunluk pik saatlerde trafikte olanlara çile çektiriyor. Şahsi araçta da dolmuşta da otobüste de takside de serviste de çile, herkesin çilesi... Acilen alternatif yolların açılması ve trafik yükünün dağıtılması şart.
TOPLU TAŞIMA
Metro, tramvay, metrobüs, monoray, havaray... Ne olursa olsun hızlı, güvenilir ve yaygın bir raylı toplu taşıma sistemine sahip olmamız gerekiyor. Tek çizgi üzerinde gidip gelen metro ve ANKARAY artık bu kentte bir kesime hizmet ediyor. Metrolara ve ANKARAY’a gerekirse iki üç duraklı bağlantı metroları olmalı. Semtler, ilçeler, yıllarca metroların bitmesini beklerse çile katlanacak gibi. Otobüs almak, dolmuş ve özel halk otobüsü hatlarıyla bu sorunu çözmek zor. Çünkü onlar da trafikte ilerleyemiyor gecikiyor. Toplu taşımayı cazip hale getirecek düzenlemeler de şart. Tam abonman ve aktarmanın tekrar ücretsiz olması gibi...
SOKAK KÖPEKLERİ
Yavaş, ikinci döneminde ilçelere de damgasını vurdu. Peki bu sonuçlar neden oldu? Gelin hep beraber bakalım..
*
EKONOMİ VE EMEKLİLER
Bu durum her fırsatta dile getiriliyordu. AK Parti’ye oy veren emekliler de dahil tüm emekliler düzenleme bekliyorlardı. Turgut Altınok’un “emekliye daha fazla destek vereceğim” vaadi yerine Mansur Yavaş’ın “emekliye destek verdim” çıkışı daha etkili oldu. Ekonomik etkenler de seçmenin tepki oyunu sandığa yansıtmasına yol açtı.
*
MANSUR YAVAŞ MODELİ ADAYLAR
Ankara’da CHP’nin üç ilçe adayının dışındaki adayların belirlenme sürecinde Yavaş etkili oldu. Hepsinin ortak noktası da özellikle milliyetçi muhafazakâr yapılarıyla bu yöndeki oyları çekebilme potansiyelleriydi. Ve bunda oldukça başarılı oldular. Yavaş, AK Parti’den ve MHP’den kopan isimleri de kendi tarafına alınca ortaya bu sonuç çıktı.
*
Ben de şu soruları sormuştum: Tren, hızlı gelip hızlıca da hareket eden bir araç, o trenin üzerine nasıl tırmanmış? Oradaki güvenlikler, istasyon görevlileri o esnada ne yapıyorlarmış? Vatman fark etmeseydi neler olurdu? Ayrıca ‘Kafamda deli sorular’ diye de not düşmüştüm.
*
EGO Genel Müdürlüğü’nden açıklama geldi. Açıklamada önce 18 Mart akşam 18.18’de gerçekleşen olayın nasıl gerçekleştiği anlatılmış:
“OSB İstasyonu istikametinde hareket etmekte olan tren sürücüsü, ‘Harikalar Diyarı İstasyonu’ ile ‘Fatih İstasyonu’ arasında bulunan tel örgülerden bir şahsın hattın içerisine kaçak giriş yaptığını bildirmiştir. Yolcu ve sistem emniyeti gereği olarak olayın gerçekleştiği bölgenin enerjisi kesilerek, tren hareketleri durdurulmuştur. Hatta giren şahsın normal dışı davranışlarda bulunması ve kaçmaya çalışırken bir şekilde trenin üstüne çıkması üzerine, polis ekipleri çağırılmıştır. İstasyona gelen polis ekipleri, uzun uğraşlar neticesinde şahsı ikna ederek trenin üzerinden aşağı inmesini sağlamışlardır. Saat 18.35 itibarıyla hatta enerji verilerek tren hareketleri yeniden başlatılmıştır.”
Şikâyet üzerine Etimesgut İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, EGO şoförü C.B’yi yakalayarak gözaltına alıyor. Kendisinin çok sayıda suç kaydı olduğu da ortaya çıkıyor. Yurt dışına çıkış yasağı konularak adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor.
*
EGO Genel Müdürlüğü, “Sürücü personelin hatalı olduğu anlaşıldığından derhal disiplin işlemi başlatılmıştır. Süreç hassasiyetle takip edilmektedir” açıklaması yapıyor.
*
Keşke o hassasiyet bu kadar suç kaydı bulunan ve muşta ile otobüsün direksiyonuna geçebilen birisini şoför yapmadan önce de gösterilseydi.
Hem Ankara Büyükşehir Belediyesi için hem de ilçeler için aday olan isimlerden hiç gür sesle engellilerin kentte günlük yaşamını kolaylaştıracak proje ve vaatler çıkmıyor...
Proje kitapçıklarında uzadı uzadıya projeler var ama söylemlerde yok.
*
Engellilere engel olan kaldırımlar, kaldırımın ortasına dikilen keskin köşeli trafik ve adres levhaları, EGO otobüslerinde bir çalışıp bir çalışmayan sesli bilgilendirme ekranları, metrolarda sesi duyulmayan anons sistemleri, kaldırımlardaki karman çorman sarı izli yollar... Hepsi birer kent ayıbı...
*
Ben görmedim, mesela Braille alfabesiyle bir seçim kitapçığı ya da broşürü hazırlayan bir aday oldu mu? Hiç kimse ‘Al kardeşim bunlar da benim senin için hazırladığım projeler’ dedi mi?
Bu kentte yaşayan sağlıklı bireyler için vaatler var da engelliler üvey evlat mı?
CHP Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkan Adayı Mansur Yavaş’ın da 2024-2029 Projeleri Tanıtım Toplantısı’nı takip ettim. İşte izlenimlerim…
*Toplantı başlamadan önce DJ ve sunucu, salonu hareketlendirdi.
*’Az laf çok iş’ vurgusu vardı.
*Salonda Türk bayrağı dağıtılıyordu, parti bayrağı yoktu.
*CHP’nin ilçe belediye başkan adayları da yoğun ilgi gördü.
*Mansur Yavaş, eşi Nursen Yavaş ile salona cep telefonu ışıklarıyla yapılan gösteri eşliğinde girdi.
*
Meclis üyeleri, geçen çarşamba toplu bir fotoğrafla Meclis’e veda etti. Peki Meclis’in beş yılı nasıldı? Buyurun beraber bakalım…
*Canlı bir Meclis’ti. Hem gündemi canlıydı hem de yayınları.
*Ankara’nın uzun süre alışık olmadığı bir Meclis’ti. Çünkü CHP’nin yönetimde, AK Parti’nin ise üye sayısıyla çoğunlukta olduğu bir Meclis’ti.
* İlk dönem toplantılarında izleyici locasının dolu olduğu, son dönemde kimselerin uğramadığı bir Meclis’ti.
*Tansiyonu yüksek bir Meclis’ti.
*Zaman zaman arbedelerin yaşandığı bir Meclis’ti.
*