Paylaş
Daha öncekileri saymıyoruz. Cumhurbaşkanı seçildiğinden sonra Lozan’dan söz ettiği konuşmalar Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde var.
Yine de örneğin 24 Temmuz 2015’te, Lozan’ın 92’inci yıldönümü üzerine yayınladığı mesajda “Türkiye Cumhuriyeti, kuruluş yıllarında temelleri atılan vizyonu hayata geçirmek için sahip olduğu azim ve heyecanı aynen koruyarak, hedefleri doğrultusunda kararlılıkla ilerliyor” demiş. Yani Lozan’ı anmasa da vizyonu olumlu saymış.
Ama 19 Nisan 2016’da, muhtarlara 24’üncü hitabında, Kürt meselesindeki İslam ortaklığına değinirken andığında, “pek çok sorunlu yönleri bulunan” nitelemesini kullanmış.
Bir ay sonra, 19 Mayıs’ta A-Haber’de “Gençlerle Buluşma” yayınında azınlıkların statüsünden söz ederken “Lozan’ın güncelleştirilmesi (…) arzumuzdur” diye dolaylı bir eleştiri getirmiş.
Aslında Erdoğan’ın Lozan’a bu eleştirel duruşuna tam uymayan beyanı, bu yıl 24 Temmuz’da, yani 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden tam bir hafta sonra yayınladığı mesajda söyledikleri.
Bu mesajda uzun ve ayrıntılı bir sahiplenme sergilemiş Lozan anlaşmasına Erdoğan. Aynen alıyorum:
- “Aziz milletimizin inanç, cesaret ve fedakârlıkla elde ettiği zafer, Lozan Antlaşması ile diplomasi ve uluslararası hukuk alanına taşınarak tescil edilmiştir.
Bu anlaşma, yeni kurulan devletimizin tapusu niteliğindedir.
Lozan Antlaşması’nın içeriği, bu anlamda başta milli irade ve demokrasi olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin sahip olduğu temel ilkelerin değeri, bugünlerde çok daha iyi anlaşılmaktadır.
Aziz milletimiz, kendi seçtiği temsilcileri eliyle kullandığı iradesine yöneltilen her türlü darbe teşebbüsüne karşı, kurtuluş mücadelesi ruhuyla, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde cevap vereceğini, yaşanan son hadiselerle bir kez daha göstermiştir.
Milletimizin, farklı mihraklardan gelen ihanet girişimleri karşısındaki asil ve kararlı duruşu, önümüzdeki süreçte ülkemizin demokrasi, özgürlük ve kalkınma yolunda ilerleyeceğinin en açık delilidir.”
Bu Lozan mesajının yayınlanmış olmasında 15 Temmuz gecesi sadece Erdoğan’ın ve AK Parti hükümetinin değil, halkın ve onun Meclis’teki temsilcilerinin, CHP, MHP, HDP’li temsilcilerinin, saldırı altında darbe girişimine direnmiş olmasının payı açıkça görülüyor.
O mesajda Erdoğan 15 Temmuz’daki birlik ruhunu İstiklal Savaşı ardından 24 Temmuz 1923’teki Lozan ruhuyla karşılaştırıyor.
Nitekim o Lozan mesajından iki hafta sonra 7 Ağustos’ta Yenikapı ruhunun, CHP ve MHP’nin de katkısıyla ortaya çıkmasında, o mesajdaki Lozan yaklaşımının da bir payı olduğundan söz edilebilir.
Dün muhtarlara 26’ıncı ve darbe girişimi sonrası ilk hitabında ise şunları söyledi Cumhurbaşkanı:
- “1920'de bize Sevr'i gösterdiler. 1923'te Lozan'a razı ettiler. Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Bağırsan sesimizin duyulacağı adaları verdik. Zafer mi bu? Oralar bizimdi. Oralarda bizim hala camilerimiz var. Ama şu anda hala Ege'de kıta sahanlığı ne olacak diye konuşuyoruz. (..) İşte o anlaşmada masaya oturanlar sebebiyle. O masaya oturanlar o anlaşmanın hakkını veremediler. Veremedikleri için bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Bu darbe başarılı olsaydı Sevr'i dahi arayacak noktada olurduk."
Profesör Baskın Oran, hemen tarihsel bilgiyi verdi, “O adalar 1913’te verilmişti” diye. Profesör İlber Ortaylı’nın görüşü ise Lozan’ın ne zafer, ne yenilgi olduğu ancak uzlaşmayla varılan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu anlaşması olduğu yönünde.
Ama buradaki sorun tarihsel düzeltme ve yorumlar değil.
Öncelikle Erdoğan’ın “Birileri” sözüyle iki ay kadar önce “rahmetle andığı “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, anlaşmanın mimarı olan tüm devlet adamlarımızı” mı kast ettiği açık değil. Atatürk dışında o devlet adamlarının başında her halde Lozan görüşmelerini yürütüp antlaşmayı imzalayan İsmet İnönü’nün de bulunduğunu var saymamız gerekir.
Ama bir de 15 Temmuz gecesi oluşan darbeye karşı birlik ruhunu överken sözün nasıl Lozan’a geldiği gerçekten izaha muhtaç.
Çünkü Erdoğan’ın toplumun çok geniş bir kesimini kucaklayan 24 Temmuz 2016 Lozan açıklamasının da işaret ettiği üzere, Lozan var ki Yenikapı olabildi.
Lozan’ı İstiklal Savaşı, Yenikapı’yı 15 Temmuz’da darbeye karşı direniş doğurdu.
Lozan ruhunu kaybedersek Yenikapı ruhunu korumak zorlaşır. İkisini de özenle korumakta fayda var.
Paylaş