Paylaş
Dün İstanbul’da Türkiye’deki yabancı basın kuruluşu temsilcilerinin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu hükümeti 15 Temmuz kanlı darbe girişimi ardından oluşan beraberlik ruhunu fırsat bilerek “demokrasiyi güçlendirmek yerine geriletmeye” çalışmakla suçladı.
Başbakan Binali Yıldırım’ın 15 Temmuz’dan sonra kendisine “çok kısa süreyle” olağanüstü hale ihtiyaç duyulduğunu “90 gün değil, belki 60 güne kalmadan” sorunun çözüleceğini söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “O zaman da söyledim, Parlamentoda demokrasiyi savunacak bir partiye ihtiyaç var, o da CHP, destek veremeyiz dedim. Şimdi bu süre yetmiyor diye uzatıyorlar. Dün (29 Eylül) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklama ise (Erdoğan’ın 12 ay da olabilir açıklaması – MY) bir karşı-darbe fırsatçılığını akla getiriyor. İlk hedefimiz olağanüstü halin olabildiğince kısa sürede tutup, Türkiye’nin olağan hale dönmesini sağlamak.”
Kılıçdaroğlu’na göre Erdoğan ve AK Parti hükümeti, normal zamanda atamayacakları adımları olağanüstü hal üzerinden atmaya çalışıyor. Fırsatçılık suçlaması da buradan kaynaklanıyor.
Sözünü ettiği “sert muhalefeti” ise gerek Kanun Hükmünde Kararnamelerin Meclis’te görüşülmesi sırasında, gerekse 15 Temmuz darbe girişimini araştırma komisyonu çalışmaları süresince göstereceklerini söylüyor. Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki açıklamaları şöyle:
- “Darbe girişimi konusunda cevaplanmamış çok soru var. Bunların cevabını arayacağız. Darbe girişiminin siyasi boyutu, siyasetçi bağlantılarını merak ediyoruz.”
- “Fethullah Gülen hareketinin ülke için oluşturduğu tehdide yıllarca CHP dikkat çekti. O zaman “Ne istediler de vermedik” deniyordu. Biz de merak ediyoruz, ne istediler de verdiniz.”
- “Gülen, hükümetin deyişiyle Fethullahçı Terör Örgütü, FETÖ 15 Temmuz gecesi parlamenter demokrasiye karşı darbe girişimine, kalkışmaya karışmıştır, parlamento bombalanmıştır, kan dönülmüştür, terör eylemidir.”
- “Darbeye kalkışanların, girişimi destekleyenlerin gözaltına alınması, tutuklanması olağan karşılanmalıdır. Çünkü siz parlamenter sisteme karşı bir kalkışma yapmışsınız. Bunun hukuki sonuçları olacaktır.”
- “Öte yandan 50 bin gözaltı, 32 bin tutuklama, 93 bin işten uzaklaştırma, 59 bin işten çıkarılma gibi her gün değişen bir tablo var. Mağduriyet nedeniyle bize başvuranlar 35 bine ulaştı.”
- “Sorun sadece darbeye karışanların, Gülencilerin gözaltına alınmasının ötesinde darbe fırsatçılığı yapıp her türlü muhalif sesin kesilmeye çalışılması. On bin solcu öğretmen işten atıldı, YÖN radyonun sahibi CHP’li, ne PKK ile ne FETÖ ile ilgisi var ama kapatıldı. Böyle bir sürecin içindeyiz. Karşı olduğumuz bu.”
- “Esas tehlikeyse şu: Parlamento çalışmıyor, mahkemeye başvurulamıyor, KHK ile istediği yeri kapatıyor, istediğinin işine, mal varlığına el koyuyor, aile boyu suç kavramına başvuruyor… Bu tablonun gücüne, cazibesine kapılmış görünüyor hükümet.”
- “Ben bütün bunları çıkıp anlatıyorum. Bana diyorlar ki “Yenikapı ruhu ne oldu?” Sen istediğini yap, ben ağzıma bant çekeyim… Bu mu Yenikapı ruhu? Anlatmaya devam edeceğiz.”
- “Evet, Meclis’te çoğunlukları var. Ama bazı AKP’liler de rahatsız olanlardan. Bazı AKP milletvekilleri kendilerine gelen mağduriyet şikâyetlerini bize iletiyorlar.”
- “Demokrasi mücadelesinden vaz geçmeyeceğiz. İktidar partisini ikna etmeye çalışıyoruz. Mücadelemizi parlamentoda vereceğiz, sokakta değil, doğrusu da bu olur.”
Paylaş