Bu filmi gördük sonu iyi bitmiyor

Meclis Anayasa Komisyonu kavga dövüş geçen iki gergin oturumun ardından fezlekeleri gönderilmiş 135 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasını uygun buldu.

Haberin Devamı

Dokunulmazlıkların kaldırılması 16 Mayıs’ta Meclis Genel Kurulunda görüşülmeye başlayacak.

Muhtemelen, tıpkı Komisyonda olduğu gibi AK parti, CHP ve MHP oylarıyla, HDP’nin itirazıyla bu milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılacak.

Sonra ne olacak?

Muhtemelen 1994’te ne olduysa benzeri olacak.

Evet, Meclis’te AK Partililerin, Kemal Kılıçdaroğlu dâhil CHP’lilerin, MHP’lilerin dosyaları da var, ama bu hamlenin asıl HDP’ye karşı yapıldığı ortada.

AK Parti tarafından önayak olunan bu girişim, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın HDP milletvekillerinin dokunulmazlık zırhı altında, hendek-barikat kalkışmasındaki PKK’nın terör eylemlerine yardımcı olduğu suçlamasıyla başladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanının terörle ilgisi olanların yargılanması gerektiği, dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiği talebini ikiletmedi.

MHP lideri Devlet Bahçeli zaten bir süredir bunu talep ediyordu, açık destek verdi.

Arada kalan Kılıçdaroğlu ve CHP oldu.

Evet, CHP öteden beri dokunulmazlıkların kürsüyle sınırlandırılmasını, daha çok da yolsuzluk iddialarının soruşturulması için istiyordu.

Öte yandan CHP’nin üzerinde SHP döneminden kalan 1994 yükü vardı. Meclis’e SHP listesinden giren DEP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılıp, acele bir yargı süreciyle hapse atılmalarında SHP’lilerin verdiği oylar, Kürt seçmenin CHP ile de arasının açık kalmasına neden olmuştu.

Yine de Kılıçdaroğlu, hem kendi siyaseti gereği, hem de Davutoğlu’nun PKK’ya destek oluyorlar ithamlarına maruz kalmamak gerekçesiyle dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde tavır aldı.

Bu durum dün Davutoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi HDP ile aynı safta saymasına engel olmadı ama.

Kılıçdaroğlu ne dokunulmazlığının kaldırılmasından, ne de hapse girmekten korkmadığını söylüyor, Davutoğlu’na “Korkmuyorsan sen de kaldır” diye meydan okuyor.

Haklı olarak yolsuzluk suçlaması altındaki eski bakanların yargı dokunulmazlığının da kaldırılmasını istiyor.

Ama asıl meselenin HDP, Kürt meselesi ve PKK ile mücadelede olduğunu herkes gibi Kılıçdaroğlu da biliyor.

HDP’li vekillerin, herkesi suçlamayalım ama genel olarak PKK’nın 2015 Temmuzunda “süreç bitti” deyip terör eylemlerine başlamasından bu yana pekiyi bir sınav verdiğini söylemek zor.

Selahattin Demirtaş’ın AB ve ABD temaslarının ardından dün Meclis’te “birden fazla Meclisten” söz ettiğini hep birlikte izledik; bu tür çıkışların neye yarayacağını anlamak da öyle.

Her gün şehit haberleri gelirken, intihar bombacıları, baskın haberleri gelirken, “Meclis’te hendek kazdırmayız” söyleminin yankı bulması ne kadar kolaysa, bu söylemin karşısında durmak da o kadar zorlaşıyor.

Diğer yandan bundan 22 yıl önce, 1994’te dört DEP’linin hapse atılmasının neyi hallettiği, ya da halledemediği de ortada.

Arada diyalog süreciyle geçen üç yılın ardından, Suriye iç savaşının rüzgârıyla PKK eskisinden şiddetli saldırıyor, daha kanlı terör eylemlerine kalkışıyor.

Türkiye üç cephede üç ayrı anti-terör kavgası veriyor.

Halkın can güvenliği her hükümetin asli görevleri arasında…

Ancak 22 yıl önce izlediğimiz o filmin sonunun iyi bitmediği de ortada.

Umarız bu defa sonu aynı olmaz.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları