Paylaş
Bu yolculuk esnasında bazı zamanlar olacaktır ki yağ yakma süreci durma noktasına gelir. Günler ya da haftalar geçer ama tartıda en ufak bir değişiklik görmezsin. Bu durum cidden acayip moral bozucu olabilir. Binlerce danışanım ile geçirdiğim yıllar içerisinde buna sebep olabilecek bazı tipik durumları tespit ettim. Bunların 3 tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
1) Düşündüğünden daha fazla yiyor olmak
Çoğumuz yediğimiz gıda hacmini (ve dolayısıyla bir gün içinde tükettiğimiz kalorileri) hafife alırız.
Bir porsiyonun ne olduğunu kafanda netleştirdiğin zaman her öğünde yiyeceğin yemek miktarını daha iyi öngörebilirsin. Tabi buna bağlı olarak ta daha iyi değerlendirir ve daha iyi ayarlayabilirsin. Kilo vermek söz konusu olduğunda aklından şunu çıkartmamalısın: Gün boyunca yaktığından daha az kalori almalısın.
İki pratik kural: Bir porsiyon et (85 gr.) bir deste iskambil kağıdı ebadındadır.
1 porsiyon karbonhidrat (1 kase) bir tenis topu büyüklüğündedir.
Nişastalı olmayan lifli sebzeler ile doymayı prensip edinin çünkü onlar besin değeri olarak çok yüksektir, kan şekerinizi fazla oynatmazlar, ve kalori açısından çok fakirdirler.
2) Yeterli sıklıkta yememek.
Günde 3 öğün yemek sosyal bir gelenektir. Sosyal olarak bu doğru olabilir ama kilo vermek dediğin zaman hedef daima daha sık ve küçük öğünler tüketmektir. Günde 5-6 küçük öğün tüketilmesi önerilir. Böylece vücut, gıdanın bol olduğu sinyalini alır ve enerji muhafaza etmek için gerek olmadığını anlar.
Ayrıca sık öğünler metabolizmayı en üst seviyesine çıkartır. Çünkü vücut devamlı yediğin öğünleri sindirmekle uğraşarak kalori tüketir. Öğünler arasında fazla zaman geçmesine izin vermeyerek de kan şekerini dengelemiş olursun çünkü düşecek vakit bulamaz. Kan şekerini sabit tutunca da açlık seviyen düşer ve böylece de bir sonraki öğünde fazla yeme riskini ortadan kaldırmış olursun.
3) Kalorileri yemek yerine içmeyi tercih etmek.
Bu durum kilo vermek isteyenler arasında sık yaşanan genel bir sorundur. Sağlıklı diyet smoothie'leri, protein kokteylleri, meyve suları ve kilo verme karışımları istemediğimiz kadar çeşit ve bollukta karşımıza çıkıyor. Öğün yerine tüketmeyi düşündüğümüz bu sıvılarda dikkat edilmesi gereken 2 faktör bulunmaktadır.
Öncelikle belirtelim ki piyasadaki sıvı diyet karışımları ve meyve smoothie'lerin çoğunda ciddi miktarda şeker var. Tabi önce içince aniden bir enerji fırlaması yaşıyorsun ama ardından vücut kan şekerini kontrol etmek için sert bir şekilde insülin salgılayınca aniden halsizlik çöküyor. Kandaki bu tip ani hormon değişikliklerini (özellikle insülin seviyesindeki oynamaları) hem sağlık hem de kilo verme sebepleri gereği mümkün olduğunca önlemen gerekir.
İkincisi çoğu kilo verdirdiği söylenen karışımlar lif yoksunudur. Diyet yaparken lif, en değerli müttefiklerinden biridir. Sadece tok hissetmene yardımcı olmakla kalmaz, şeker kan dolaşımına girdiğinde insülin düzeylerindeki salgı artışını köreltir. Meyve smoothie'leri içlerindeki meyve posası sayesinde bir miktar lif içeriyor olsalar da, daha iyi bir strateji smoothie'nin içinde ihtiva edilen gerçek meyveleri yemek olacaktır.
Son olarak da şunu belirtelim: Bir karışım veya smoothie içerisinde konsantre edilebilecek kalori miktarı, eşdeğer hacimdeki gerçek gıdadan çok daha fazladır. 500 ml bir meyve Smoothie'si rahatlıkla 600 kalori içerir, gel gör ki en ufak bir tokluk hissi yaratmaz! Öte yandan, 600 kalorilik bir meyve yemenin normal bir insanın bir oturuşta yiyebileceğinden çok daha fazla olduğunu hatırlatmak isterim. En azından ben bir oturuşta 1 kilodan fazla muz yiyebilecek birisini tanımıyorum.
Şimdi bunu dikkatle düşünelim: Diyetimizde majör değişiklikler yaparken tükettiğimiz her kaloriden en yüksek faydayı almayı hedeflemeliyiz. Bu 3 hatayı eğer sizde yapıyorsanız, en kısa sürede önüne geçerseniz yağ yakma serüveninizin nasıl hızlandığını göreceksiniz.
Paylaş