Paylaş
Bir çok kişinin Bodrum’a neden aşık olduğunu, en ufak fırsatta hemen Bodrum’a kaçış planı kurduklarını son gidişimde çok daha iyi anladım. Bodrum tutkuyla sevilebilen bir yer çünkü. Ve anaç yapısıyla isteklerinizi hemen yerine getiriveriyor. Sadece bir yaz kaçamağı değil. Elinizde olmadan aklınıza düşüyor ve ona ulaşmak için çaba sarfediyorsunuz. Giderek artan nüfusu, göç alan yapısı buna en güzel örnek sanırım.
Bodrum merkezdeki hareketlilik zaten baş döndürücü. Akşam saatlerinde artık olmayan Halikarnas’a kadar o yolda dolup taşan bir kalabalık şaşkınlık verici gerçekten. Şimdilerde Adabükü dediğimiz Boğaziçi Bölgesi ve Bargilya civarının keşfediliyor olduğuna şahit oldum. Havaalanına yakınlığı, yerleşim yerlerinin daha az olması, el değmemiş doğası ve elbette denizinin berraklığı bunda etkili elbette. Bir de geçtiğimiz yıl hizmet vermeye başlayan Lux Bodrum Resort ve Residences sayesinde dünya çapından jet sosyete diyebileceğimiz bir kitlenin burayı tercih etmesini sağlamış ki Adabükü açısından son derece önemli. Bu kıyı hattı boyunca yeni yerleşim alanlarının yapılanıyor olması Bodrum’un yarımada dışına çıkarak büyümesi anlamını taşıyor.
Yalıçiftlik, Yalıkavak, Bitez…
Öte yandan Bodrum dünyasının en bakir ve en yeşil koylarını içinde barındıran Yalıçiftlik Bölgesi de son derece revaçta. Yıllar yıllar önce burada hizmet vermeye başlayan Hapimag Sea Garden yörenin doğasıyla uyumlu, yeşile saygılı anlayışıyla birkaç yıl öncesine kadar Avrupalılar’ın gözdesiydi. Yine ayakları alışmaya başladı ama turizmin kriz dönemlerinde Türk konuklar da Yalıçiftlik ‘i keşfetmeye başladılar. Bodrum’un en iyi denizi burada desem kesinlikle abartmam. Çünkü Yalıçiftlik’in koyları ve denizi sırtını Gökova Körfezi’ne dayamış durumda. Ve suyuna adımınızı atar atmaz farkı anlıyorsunuz. Havası ve rüzgarı da son derece kaliteli. Yarımadanın en dikkat çeken ve yıllardır ortadireğin ayak bastığı Yahşi Yalısı ve Ortakent’i son derece canlı ve coşkulu gördüm bu gidişimde. Genelde iş turizme yoğun çalışan mekanların olduğu koyda gündüz dipdibe serilmiş şezlongların yerini, akşam yemeklerinden itibaren kalabalık masalar alıyor ki, işte ‘ne tür eğlence isterseniz burada var’ dediğim noktaya geliyoruz. Fiyatlar açısından elbette çok daha makul burası.
Yılların Turgutreis’i yine dimdik ayakta ama bu kez hayli eskimiş ve yorgun gördüm Turgutreis’i. Ya Bodrum çevresi aşırı derecede gelişirken burası ıskalandı ya da gelişmeye direniyor. Kos Adası’na yakınlığı ile dikkat çeken bu yörenin kendisine biraz daha bakması gerek ve şart bence. Yalıkavak ise Turgutreis’in aksine basmış gaza gidiyor. Milyon liralık yatların demirlediği marinanın varlığı Yalıkavak’ın modernleşmesi açısından önemli, bununla beraber yerel esnafın da bundan sebeplenmesi son derece iyi bir gelişme olmuş bana kalırsa. Bitez’se malum yılların Bitez’i. Bana kalırsa da Bodrum’un fazla bozulmayan en güzel birkaç keyifli yerlerinden biri. Mandalina ağaçları arasında kaybolmak insanın ruhuna çok iyi geliyor. Doria Hotel ve Beach buranın turist nabzını tutan en kilit mekanlarından biri çünkü geleni, gideniyle Bodrum’un genel havasınıda buradan özetleyebiliyorsun. Kitleye baktığımızda Ortadoğulu turistler ağırlıkta. Avrupalılar nispeten geriden gelirken, yerli turist de son yıllara göre daha fazla yer alıyor konaklamada. Bodrum genelinde gördüğüm o ki tesisler tabir-i caizse dolup taşıyor. Bu çok iyi bir şey. Bayramda zaten konuk sıkıntısı yaşamayacak Bodrum. Bayram ve okul sonrasındaysa Bodrum gerçekten Bodrum aşıklarına kalacak.
Paylaş