Vatikan, Türk bandosunu kuran Donizetti’nin ölüm yıldönümü için 1. Ordu’dan bando istedi

TRT’de İtalyan tenor Pavarotti’yi dinleyen müzisyenlerin "gávurluk" ve "vatan hainliği" ile suçlanması tartışmaları devam ederken, Vatikan’ın İstanbul Temsilciliği’nde bir anma töreni hazırlığı yapılıyor.

Türkiye’yi 19. asırda Batı Müziği ile tanıştıran ve ilk Türk bandosunu kuran İtalyan müzisyen Giuseppe Donizetti için, ölümünün 150. yıldönümü münasebetiyle Papalık’ın İstanbul Temsilciliği tarafından kullanılan Saint-Esprit (Kutsal Ruh) Katedrali’ndeki mezarının başında önümüzdeki 12 Şubat Pazar günü bir anma toplantısı düzenlenecek. Vatikan Büyükelçiliği’nin İstanbul Temsilcisi Georges Marovitch, anma töreni için Birinci Ordu Komutanlığı’na başvurarak törende Türk Siláhlı Kuvvet-leri’nin de bir bando ile temsil edilmesini talep etti.

TRT’de İtalyan tenor Pavarotti’yi dinleyen müzisyenlerin "gávurluk" ve "vatan hainliği" ile suçlanması tartışmaları devam ederken, Vatikan’ın İstanbul Temsilciliği’nde sessiz sedasız bir hazırlık yapılıyor. Türkiye’yi 19. asırda Batı Müziği ile tanıştıran ve Türk Ordusu’nun ilk bando teşkilátını kuran İtalyan müzisyen Giuseppe Donizetti için, ölümünün 150. yıldönümü münasebetiyle Papalık’ın İstanbul Temsilciliği’nde bulunan Saint-Esprit (Kutsal Ruh) Katedrali’ndeki mezarının başında önümüzdeki 12 Şubat Pazar günü bir anma toplantısı düzenlenecek ve küçük bir áyin icra edilecek.

Vatikan Büyükelçiliği’nin İstanbul Temsilcisi Georges Marovitch, anma töreni için Birinci Ordu Komutanlığı’na başvurarak, törende Siláhlı Kuvvetler’in de bir bando ile temsil edilmesi gerektiğine inandıklarını söyledi. Marovitch, başvurusunda "Osmanlı bandosunun Batı standartlarına göre kurulmasını sağlayan Giuseppe Donizetti uzun yıllar Türk Ordusu’nda görev yapmış ve paşalık ünvanı ile ödüllendirilmiştir. ...Mızıka-i Humayun (Osmanlı saray orkestrası) enstrümanlarını Batı standartlarına ulaştıran Donizetti Paşa’yı anma töreninde Birinci Ordu Bandosu’nun da bulunmasının Paşa’nın hatırasına yüce bir anlam ve onur vereceğine inanıyoruz" dedi.

Şimdi, Giuseppe Donizetti’nin kim olduğunu kısaca hatırlatayım: Reformcu hükümdar İkinci Mahmud tarafından 1828’de İstanbul’a davet edilen, 28 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin hizmetinde çalışan ve Batı Müziği’ni Türkiye’ye getiren çok önemli bir müzisyendir.

NAPOLYON’DAN İSTANBUL’A

Donizetti
1788 yılında İtalya’da doğdu, gençlik yıllarında Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart’ın hizmetine girdi, imparatorun Elbe Adası’ndaki sürgününde ve Waterloo’da uğradığı meşhur bozgunda yanında bulundu, sonra İtalya’daki devletlerden Piemonte Krallığı’ndaki bandonun başına geçti.

O sırada, Osmanlı Devleti’nde sıkı bir reform yaşanıyordu. Zamanın hükümdarı İkinci Mahmud, amcası Üçüncü Selim’in başlattığı ama bedelini hayatıyla ödediği modernleşme çabalarına yeniden girişiyor, toplumda ve devlette asırlardan beri várolan ádetleri değiştiriyor, meselá devlet memurlarının pantolon giymelerini mecburi kılıyor, yeniçeri ocağını kanlı bir şekilde ortadan kaldırıyor ve Avrupa standardlarına göre yepyeni bir ordu kuruyordu.

İşte, kurulan bu modern ordu için modern bir de bando lázımdı ve o günlerin Serasker’i, yani Genelkurmay Başkanı olan Hüsrev Paşa, Sardunya elçisinden böyle bir bando teşkilátı için bir hocayı tanıyıp tanımadığını sormuş, elçi de o sırada Piemonte’de bulunan Giuseppe Donizetti’yi tavsiye etmişti. Gaetano adındaki kardeşi o günlerin Avrupası’nın en gözde opera bestecilerinden olan Giuseppe tecrübeli bir bando ve orkestra şefiydi, müziğin yanısıra daha önceleri de saraylarda çalıştığı için resmi protokole de alışkındı, dolayısıyla yeni kurulmakta olan modern Osmanlı Ordusu için ideal bir isimdi.

Saraydan davet alan Donizetti 1828’in 17 Eylül’ünde bir gemiyle İstanbul’a geldi, hemen o gün İkinci Mahmud’un huzuruna çıkartıldı ve Türkiye’de musiki sahasında nasıl bir reform yapılacağını bizzat padişahtan öğrendi. Sonra, bir çeşit saray okulu olan Enderun’daki genç talebelerin müziğe yeteneği olanlarını seçti, bunlardan bir bando kurdu ve gençleri gayet sıkı bir çalışma neticesinde, altı ay sonra padişahın huzurunda konser verebilecekleri seviyeye getirdi.

İKİ PADİŞAH GÖRDÜ

İkinci Mahmud’
un ölümünden sonra tahta çıkan oğlu Sultan Abdülmecid’e de hizmet eden ve "Paşa" ünvanını alan Donizetti, 28 yıl boyunca İstanbul’da kaldı ve hayata 1856’nın 12 Şubat günü Beyoğlu’ndaki konağında veda etti. Üç hafta kadar Beyoğlu’ndaki Santa Maria Kilisesi’nde muhafaza edilen cenazesi, 6 Mart 1856 günü Saint Esprit Katedrali’nde, Osmanlı İmparatorluğu’nun önde gelen bazı Katolik aile mensuplarının mezarlarının bulunduğu mekána defnedildi.

Türkiye, Batı Müziği’ni Giuseppe Donizetti’den öğrendi. Donizetti, 28 sene boyunca hiç ayrılmadan yaşadığı İstanbul’da bando teşkilátını kurmasının yanısıra Osmanlı Sarayı’nı da Batı Müziği’ne alıştırmış, hazırladığı konserlerde alafranga parçaları, dinleyenlere özellikle Rossini gibi o dönemde moda olan İtalyan bestecilerin eserlerini sevdirmişti. Türkiye’nin ilk milli marşları olan Mahmudiye ve Mecidiye Marşları onun eseriydi. Yaptığı müzik halk arasında biraz tuhaf karşılanmışsa da şöhreti yayılmış, hattá ismi "Don İzzet"e dönmüş ve "Don İzzet Paşa" diye anılır olmuştu. Saray bandosundan Mızıka-i Humayun’a uzanan çizgideki bütün sivil ve askeri müzik kuruluşları ile Türkiye’de bugün varolan Batı Müziği merakı Donizetti’nin ve onun talebelerinin eseridir.

ASKER, GELMELİ

İşte, Donizetti Paşa için ölümünün 150. yıldönümü münasebetiyle önümüzdeki pazar günü Papalık’ın İstanbul Temsilciliği’nde bulunan Saint Esprit (Kutsal Ruh) Katedrali’ndeki mezarının başında bir anma toplantısı düzenlenecek. Konu ile ilgili ilk girişim İstanbul’daki İtalyan Kültür Merkezi’nden geldi ve anma programı Kültür Merkezi’nin yetkilileriyle Vatikan’ın İstanbul Temsilcisi Monsenyör Marovitch ile beraberce hazırlandı. Aralarında Vatikan’ın Ankara Temsilcisi’nin de bulunacağı bir heyet önümüzdeki pazar günü Donizetti’nin katedraldeki mezarına çelenk bırakacak, mezarın başında daha sonra kısa bir áyin icra edilecek.

Ben şahsen, tören günü Türk ordu bandolarının kurucusu olan Donizetti Paşa’nın mezarının başında Türk Siláhlı Kuvvetleri’nden küçük de olsa bir bando takımını görmeyi çok isterim. Birinci Ordu’nun o gün göndereceği bir bando hem Türkiye’nin modern müzik tarihinde çok önemli yeri olan bu İtalyan müzisyenin hatırasına şükran ifadesi taşıyacak, hem de klasik müzik dinlemeyi bile artık "gávurluk" ve "vatan hainliği" sayanlara karşı güzel bir karşılık olacaktır.

Donizetti’nin mezarının bulunduğu kiliseden bir de Papa çıkmıştı

TÜRKİYE’ye Batı Müziği’ni getiren Giuseppe Donizetti’nin mezarının bulunduğu Saint Esprit Katedrali sadece Katolik Türk vatandaşları açısından değil, Vatikan’ın tarihi bakımından da büyük önem taşır. İçerisinde katedralin ve Vatikan Temsilciliği’nin bulunduğu mekán, 1958 ile 1963 yılları arasında papalık yapan ve "Türk dostu Papa" olarak bilinen 23. John’un hayatında da önemli bir yere sahiptir.

Asıl adı Angelo Guiseppe Roncalli olan Papa 23. John, 1881’de İtalya’da doğdu. Genç yaşında kiliseye intisap etti, Birinci Dünya Savaşı’na sıhhiye çavuşu ve rahip olarak katıldı, daha sonra Vatikan’ın önde gelen diplomatlarından biri oldu. 1935’te Vatikan ile henüz diplomatik teması olmayan Türkiye’ye "Papalık Delegasyonu Başkanı" olarak geldi. İstanbul’da bugün Vatikan Temsilciliği’nin kullandığı binada çalışmaya başladı. İkinci Dünya Savaşı’nın patlamasından sonra savaş esirlerinin hayat şartlarının düzeltilmesi ve Nazi zulmünden kaçan Yahudiler’e Filistin’e gidebilmeleri için vize alabilmeleri konularında büyük çaba harcayan Roncalli, dokuz yıl yaşadığı Türkiye’de resmi makamların yanısıra halkla da yakın ilişki kurdu.

Roncalli, 1944’te İstanbul’dan Fransa’ya tayin edildi, daha sonra "Kardinal" olarak Venedik’e gitti, Papa 12. Pius’un ölümünden sonra 28 Ekim 1958’de Papa seçildi ve "23. John" adını aldı. 3 Haziran 1963’teki ölümüne kadar papalık tahtında oturan Roncalli, alışılmışın dışında son derece samimi bir papa olarak tanındı. 2000 yılının Eylül ayında Vatikan tarafndan "aziz" ilán edildi ve daha sonra İstanbul’da dokuz yıl boyunca oturduğu sokağa da Roncalli’nin adı verildi.
Yazarın Tüm Yazıları