Bundan 20-25 sene önce ‘‘Satanist’’ olduklarını söyleyen bazı kişilerle tanışmış, ne yapıp ettiklerini merak etmiş ve bu sayede inançlarını bir yere kadar öğrenmeye fırsat bulmuştum.
Şimdi, zamanın beni haklı çıkartacağına inanarak söylüyorum: Türkiye'de günlerdir tartışılan intihar salgınının gerisinde varolan kavram ‘‘Satanizm’’ değil, Batı'nın ‘‘suicide cults’’ dediği Amerikan kökenli ‘‘intihar tarikatları’’dır. Satanizm ‘‘hayatta olmayı’’, intihar tarikatları ise 'ölümü' isterler. Bu tarikatlardan biri veya birkaçı şu anda Türkiye'de! Nihayet bunları da ithal ettik ve okullarımızda bir ‘‘ölüm kültü’’ kol geziyor! İşte bu tarikatların ve marifetlerinin bir listesi...
Satanizm, genç çocukların kendi canlarına kıymaları üzerine Türkiye'nin gündemine hüzünlü bir şekilde, girdi. Günlerdir Lara'nın, Ceylan'ın, Aslı'nın ve Cenan'ın acı kaderlerini, dolayısıyla da Satanizm'i yani ‘‘şeytana tapma’’yı tartışıyoruz.
Tartışmalar devam edip giderken yetkili ne kadar kişi ve kuruluş varsa önce canlarına kıyan çocukların ‘‘bunalımda olduklarını’’ ileri sürdüler, daha sonra polis İstanbul'da ‘‘Satanist avı’’na çıktı. Sokakta rastlanan koyu renk elbiseli, sivri sakallı, dövmeli yahut halkalı gençler toplandı, böylelikle ‘‘şeytani tarikatın önünün alındığı’’ zannedildi ve birkaç saat sonra da hepsi serbest bırakıldı.
Şimdi bir anlığına, bundan yıllar öncesine dönmem gerekiyor: Ben, 1970'lerin sonundan itibaren, Türkiye'de Satanizm'e meraklı bazı kişileri yakından tanıdım. Okumuş, etmiş, sosyal bir mevkiye sahip, en azından iki yabancı dile hakim olan, modern bir hayat süren ve dışarıdaki dünyayı yakından takip eden insanlardı. Zannedildiğinin aksine hiçbiri ruhunu şeytana satmamış, su yerine kedi kanı yudumlamamış ve beş köşeli yıldızın ortasında iblisin gelmesini beklemekle vakit geçirmemişlerdi. Aslında şeytana değil, ‘‘dünya dışı’’ işlere meraklıydılar ama söz dönüp dolaşıp ‘‘Satanizm’’ üzerinde düğümleniyordu ve kendi akıllarınca bazı sembolik merasimleri yapmalarının şart olduğuna inanırlar ve herşey bittikten sonra bu çocukluklara bizzat kendileri kakahalarla gülerlerdi.
ANUBİS’E TAPANLAR
Mısır'da yaşadığım senelerde de, fantazik bir şekilde de olsa, eski Mısır inançlarına yani Firavunlar döneminin tanrılarına meraklı kişilerle birarada oldum. Ortak özellikleri en büyük tanrı Ra'ya değil, onun rakiplerine, meselá ölüler tanrısı Anubis'e bağlı olmalarıydı. Hepsi mevki sahibi koca koca adamlardı ama vücudu köpeği andıran Anubis için senenin belli günlerinde ayin yapmadan duramazlardı. Derken aradan seneler geçti, bu kişilerin hemen hepsi dünyaya veda ettiler ama uğurlanmaları şeytani değil, İslami ádetlerle oldu.
Ben, şimdi ‘‘Satanizm’’ dediğimiz konularla işte bu kişiler vasıtasıyla karşılaştım. Ama aralarına girip onlarla aynı şeylere inandığımı falan zannetmeyin, sadece ne yapıp ettiklerini merak ettim ve bu merakım sayesinde böylesine garip bahislerde birçok şeyleri öğrenmeye fırsat buldum.
Bunları yazmamın tek bir sebebi var: Bütün bu işlerin temeli iyi ile kötünün, siyah ile beyazın mücadelesinde ‘‘kötü’’ ve ‘‘siyah’’ diye bilinen tarafı tutmak, o taraf için çalışmaktır ve bu çalışmanın ilk şartı da ‘‘dünyevi iktidar’’a sahip olmak, yani hayatta kalıp elde edilecek olan gücü bu dünyada kullanmaktır. Ölüm, güce sahip olmanın önündeki en büyük engeldir; ‘‘şeytan’’ kendisine ölmüş değil, ‘‘hayatta olan’’ müridler arar.
CALIFORNIA MALI TARİKATLAR
Dolayısıyla, çocukların canlarına kıymalarından sonra başlayan tartışmada herşeyi ‘‘Satanizm’’e bağlayıp bir başka ihtimali gözardı ediyoruz: Amerikalılar'ın ve İngilizler'in ‘‘suicide cults’’ dedikleri ‘‘intihar tarikatları’’nın varlığını, bu tarikatların Türkiye'ye de gelip seçkin okullara sızmış olabileceğini...
Bilmeyenler için, bu tarikatların ne olduklarını kısaca anlatayım: Genellikle Amerikan kökenlidirler ve California tarafından çıkarlar. Hepsinin bir peygamberin, genellikle de Hazreti İsa'nın reenkarnasyonu yani yeniden bedenlenmiş hali olduğuna inandıkları bir lideri vardır. Yüksek bir varlığı rehber edinmişlerdir, ortak düşüncelerinin başında öldükten sonra bir yıldızda yeniden hayata dönmek gelir. Dolayısıyla bu dünya onların gözünde ‘‘hiçbirşey’’dir, yıldızlarda yeniden doğabilmeleri için bu hayattan kurtulmaları gerekir ve kurtulmanın tek yolu intihardır ve işin kesin olan tarafı da, bu garip inançların hiçbir şekilde Satanizm olmadığıdır.
Yandaki kutuda bazı intihar tarikatlarının marifetleriyle beraber bir listesini veriyor ve zamanın beni haklı çıkartacağına inanarak söylüyorum: Bu tarikatlardan biri veya birkaçı yaklaşık beş seneder beri Türkiye'de! Canlarına kıyan çocukların anne ve babaları da şimdi bir ‘‘ölüm kültü’’nden sözediyorlar. En nihayet bu tarikatları da ithal ettik ve gençler ‘‘Satanizm’’ gibi saçmalıklara değil, daha da saçma olan bu intihar tarikatlarına kurban gidiyorlar.
Bu işin gerisindeki‘‘yıldızı’’ ve tarikatın ithalátçısını hakikaten merak ediyorum!
Yeni Zelanda’da intiharcı turist avı
Yeni Zelanda'da, 1999 Mayıs'ında bir ‘‘intihar tarikatı’’ teláşı yaşandı. Polis, böyle bir tarikatın mensuplarının toplu halde intihar etmek maksadıyla ülkeye turist olarak geldiklerini belirledi ve Interpol'ün de desteğiyle hemen geniş bir soruşturma başlattı.
Araştırmalar, gelenlerin yeni yılı ülkenin en doğusundaki Gisborne şehrinde kutlamaya hazırlandıklarını ortaya çıkarttı. Geliş sebepleri, yeni milenyumda bir yıldızda doğacaklarına inanmalarıydı ve milenyumun başlangıcı olan 2000 yılına dünyada ilk girecek olan yer Gisborne idi. Diğer yıldıza gitmenin yolu sadece ve sadece intihardan geçiyordu ve tarikatın mensupları kendi canlarına burada kıymayı planlamışlardı.
Toplu intiharlar önlendi ama Yeni Zelandalı yetkililer, bu işin önünü nasıl aldıklarını açıklamadılar. Sadece, ülkeye ileriki aylarda gelen turistlerin bir bölümünün yapılan araştırmalardan sonra hemen sınırdışı edildikleri öğrenildi, o kadar.
İşte, ölüme çağıranlar
HALKIN TAPINAĞI: En büyük toplu intihar olayı, eski bir rahip olan Jim Jones'in kurduğu bu tarikatın Guyan'daki merkezinde, 1978 Kasım'ında yaşandı. Tarikat mensupları, kendileri hakkında soruşturma yapmaya gelen Kongre üyesi Leo Ryan ile beraberindekileri öldürdükten sonra topluca zehir içtiler. İntiharı reddedenler arkadaşları tarafından vuruldu ve tarikata ait olan köyde 914 kişinin cesedi bulundu.
TA HE: Vietnam'da, 1993 Ekim'inde, Hanoi'nin 380 kilometre kuzeyindeki bir köyde yaşayan 53 kişi, hemen cennete gideceklerini vaadeden Ca Va Liem isimli tarikat liderinin talimatıyla çakmaklı tüfekler ve baltalar kullanarak intihar ettiler. Ölenlerin 19'u çocuktu.
GÜNEŞ TAPINAĞI: İntiharın, Sirius yıldızında yeniden dünyaya gelmeyi saylayacağı temeline dayanan tarikat, Luc Jouret tarafından kurulmuştu. Tarikatın 53 mensubu, 1994 Kasım'ında İsviçre'nin ve Kanada'nın değişik yerlerinde aynı anda intihar ettiler. Güneş Tapınağı tarikatına bağlı 16 kişi 1995 Kasım'ında Fransa'da, beş kişi de 1997 Mart'ında Kanada'da kendilerini yaktılar.
ON EMİR: Uganda'nın batısındaki Kunungu bölgesinde yaşayan 470 kişi, 2000 yılının 20 Mart günü kendilerini kilitledikleri ahşap kiliseyi ateşe vererek topluca intihar ettiler. Bir yıl içerisinde kıyametin kopacağına inanıyor ve cennette önceden yer kapmaya çalışıyorlardı. Topluca intiharlarından bir gün önce yüzlerce Coca Cola satın almış ve kilisede birbirlerine bir ‘‘Cola partisi’’ vermişlerdi.
DAVİD'İN YOLU: Tarikat, müridleri tarafından Hazreti İsa olduğuna inanılan David Koresh tarafından kurulmuştu ve Teksas'taki bir çiftlikte toplu halde yaşıyorlardı. Burada kaçak içki yapıldığı ihbarını alan polis, 1993 ilkbaharında çiftliği kuşattı. Kuşatma 51 gün sürdü, David Koresh kafasına kurşun sıkarak intihar ederken 70 müridi binaları yakarak kendilerini ateşe attılar.
CENNETİN KAPISI: Birleşik Amerika'nın Santa Fe şehrinde faaliyet gösteren tarikatın ismi, ancak 1997 Mart'ındaki toplu intiharlarından sonra duyuldu. Ruhlarının ve bedenlerinin dünyadan ayrılıp Hale-Boppadındaki kuyruklu yıldızda yeniden doğacağına, Hazreti İsa'nın da bu yıldızdan geldiğine ve yıldızın 2 bin senelik bir ayrılıktan sonra yeni milenyuma doğru kendilerini almak üzere dünyaya yeniden yaklaşacağına inanıyorlardı. Marshall Apple white'ınkurduğu tarikatın mensupları, Santa Fe şehrinin dışında geniş bir çiftliğe yerleşip ‘‘yolculuğa’’ hazırlandılar. Bekledikleri an 1997 Mayıs'ında geldi. Valizlerini yapıp en şık elbiselerini giydiler, sonra birbirlerine zehirli içkiler ikram ettiler, yataklarına uzanıp uzay gemisinin gelişini sonsuz bir uykuda beklemeye başladılar. Polis, çiftlikte 39 kişinin cesedini buldu.