Paylaş
Dün Avrupalı bir ressamın namaz hareketlerini gösteren ve halen Varşova Üniversitesi Kitaplığı'nda saklanan çizimlerini yayınlamıştım. Sırada bugün aynı ressamın abdest resimleri var. Bu çizimler de Varşova Üniversitesi Kitaplığı'nın Kraliyet Kolleksiyonu'nda bulunuyorlar.
Dün, geçmiş yüzyıllarda Türkiye'ye gelen Avrupalı ressamlardan sözetmiş, bunların çoğunun sanat faaliyetinin yanısıra kendi hükümdarlarına gittikleri ülkeleri her yönüyle yansıtan albüm şeklinde raporlar sunduklarını, bu yüzden sosyal hayatı da resimlediklerini yazmış ve Polonyalı bir ressamın namaz hareketlerini gösteren çizimlerini yayınlamıştım.
Bugün sırada abdesti gösteren çizimler var. Resimde, çeşmenin başında abdest alan bir Türk'ün yaptığı on iki hareket görülüyor. Kolların yıkanmasından başın meshedilmesine, kulakların temizlenmesine ve nihayet ayakların yıkanmasına kadar hemen her ayrıntı çizilmiş.
Ressamı bilinmeyen bu çizimler, bugün Polonya'da, Varşova Üniversitesi'nde bulunuyor. Kral Stanislaw August Poniatowski Kolleksiyonu'ndan satın alınmışlar ve halen Varşova Üniversitesi Kitaplığı'nın Kraliyet Kolleksiyonu'nda bulunuyorlar. Ben, bu resimleri de Türk-İslam Eserleri Müzesi'nde geçen yıl açılan 'Savaş ve Barış' sergisi için hazırlanmış katalogdan aldım.
‘Aptal’ın aslı ‘abdal’dır ve abdal için dua da edilir
Bugün 'aptal' şeklinde kullanılan 'abdal' sözü, 'bedel' kelimesinin çoğuludur. Diledikleri vakit diledikleri yerde kendilerine bedel gösterip bir anda birkaç mekánda birden göründüklerine inanıldığından bu adla anılırlar. Hazreti Muhammed'in 'abdal'larla ilgili çok sayıda hadisi vardır.
Türkçe'de bugün 'aptal' haline gelmiş olan 'abdal' sözünün 'bedel' ve 'bedii' kelimesinin çoğulu olduğu söylenmiştir. 'Budala' da aynı anlama gelir.
Erenlerden bu adla anılanlardan biri ölünce, derece bakımından onlardan aşağıda olanlardan biri onun yerine geçtiğinden, yahut diledikleri vakit diledikleri yerlerde kendilerine bedel gösterip bir anda birkaç yerde birden görünebildiklerinden bu adla anıldıkları anlatılır.
Hazreti Muhammed'in 'Bu ümmette abdal otuz kişidir, bunların kalpleri Rahman'ın dostu İbrahim'in kalbi gibidir; içlerinden biri öldü mü Allah onun yerine birini koryar', 'Ümmetimde otuz tane abdal vardır; yer onlarla durur, onların hürmetine yağmur yağar; halka yardım edilir', 'Abdal Şam ehlindendir, halk onların hürmetine yardım görür, onların yüzünden rızıklanır', 'Abdal Şam'dadır; kırk kişidir onlar; içlerinden biri ölünce Allah onun yerine birini getirir; yağmur onların hürmetine yağar, düşmanlara, onların yüzünden üst olurlar; Şamlılar'dan azap, onların yüzünden giderilir', 'Abdal kırk erkek, kırk kadındır, içlerinden biri öldü mü Allah onun yerine birini kor; bir kadın ölünce de yerine bir kadını geçirir' ve 'Abdal, kullardandır' buyurdukları rivayet edilmiştir.
Aliyy'ül-Kaari, bu hadiselerin çoğunun zayıf olduğunu söyler. Seyyid Şerif-i Cürcani 'Ta'rifat'ının 'Budala' maddesinde bunları yedi olarak kabul eder İmam Ca'fer'us- Sadık'ın, İmam Hasan oğlu Hasan'ül-Müsenna'nın oğlu Davud'un annesine oğlunun hapisten kurtulması için öğrettiği ve bu yüzden 'Ümmü Davud duası' adı verilen duada 'Allah'ım, vasıylere, saidlere, şehidlere, hidayet imamlarına rahmet et; Allah'ım, abdale, evtáda, yeryüzünde gezenlere, kullukta bulunanlara, ihlás sahiplerine, çalışıp ibadete koyulanlara rahmet et' mealinde cümleler vardır.
Paylaş