Mümtaz Soysal: Utanç

Mümtaz SOYSAL
Haberin Devamı

Simi kasabasının rıhtımları, dar bir koy boyunca içerilere kadar uzanıyor. Datça ve Hisarönü Körfezleri'nden oluşmuş nargile ucuna tam bir sömbeki görünümüyle oturan adanın bütün girintileri gibi burası da derin mi derin. Ama, yine de, neredeyse transatlantik büyüklüğündeki on bin tonluk koca geminin böylesine ince bir kanala girip kıyıya yanaşabileceğini düşünemezdiniz.

Ne var ki, on gün önce bir sabah, Sömbeki'nin sakinleri ve küçük teknelerin insanları o heyulayı yanıbaşlarında görerek uyanmışlardı. Acayip bir gemiydi bu: Büyük, ama çok eski bir İtalyan yolcu vapurunu almışlar, ana güverte üzerindeki üç güvertenin üstüne iki güverte daha kamara çıkmışlar, bacayı o apartman katlarının içinden uzatıp daha önceki boyuyla tepeye dikmişlerdi. Arapça-İtalyanca karışımı adı da acayipti: ‘‘Alsalam Manzoni’’. Bağlama limanı Napoli'nin adı boyayla örtülmüş, yerine ‘‘Panama’’ yazılmıştı.

Belli ki, çoktan hurdaya çıkmış olması gereken ve en küçük fırtınada alabora olmaya yatkın haliyle hiçbir Avrupa limanına alınmayacak bir geminin tescilini değiştirerek ‘‘elverişlik bandıra’’ altına sokmuşlar, ucuz ‘‘kitle turizmi’’nde kullanıp biraz daha para kazanmak istemişlerdi. Nitekim, küpeşteler, hallerinden Libyalı'ya benzeyen Arap turistlerle doluydu.

Para hırsının İtalyanlar'a neler yaptırdığını görerek kızmış, Avrupa Birliği üyesi Yunanistan'ın nasıl olup da böyle bir gemiye liman izni verdiğine şaşmıştık.

Şimdi, artık, kimseye kızıp hiçbir şeye şaşıramıyoruz. Hepimize egemen olan, derin bir utanç duygusudur. Bunca iri laftan sonra, yeni yüzyıla böylesine kepaze olarak girmemeliydik.

‘‘En hakiki mürşit, ilimdir’’ diyerek kurulmuş bir cumhuriyetin apaçık bilimsel verilere ve uyarılara kulak tıkayarak insanlarını, sanayiini, savunma tesislerini bu kadar kötü bir tektonik temel üzerine plansızca yerleştirmiş olması affedilecek şey midir? Evet, Sedat Ergin, artık ‘‘Bilime saygı zamanı’’dır diyor; ama, kepazeliklerin hangisinde, nerede, nasıl?

‘‘Yapmayın, dalgalar çökertir’’ denen Karadeniz sahil yolunda mı?

Jeolojik ölçümleri ve sondajları yarım yamalak yapılmış Bolu tünelinde mi?

Mekanik hesabı yanlış yapıldığı için hálá açılmayan Haliç Köprüsü'nde mi?

Şimdi, ‘‘Gölcük yıkıldı; Pendik Tersanesi'ni bahriyeye devredip onun yerine Taşkızak'ı herhangi bir sivil kamu kuruluşuna veriyoruz’’ demek çözüm müdür? Kapalı kalmış köprü yüzünden bütün Haliç tersaneleriyle birlikte Taşkızak'ın da battal oluşundaki utancı kabullenen yok mu?

Son otuz beş yıllık plansızlığın sorumluluğunu taşıyan bir Cumhurbaşkanı ile son haftanın dağınıklığını zayıf omuzlarında taşımak zorunda kalmış bir Başbakan arasındaki ‘‘ikinci dönem’’ kararının halktan hálá kabul görüp görmeyeceğini bilmiyoruz.

Ama bilinen odur ki, şu sırada ortalıkta gözüken ‘‘devlet adamları’’nın çoğu için halktan genel kabul görecek tek karar, çekilip gitme kararıdır.



Yazarın Tüm Yazıları