Paylaş
Amerika'nın ünlü gazetesi The New York Times'taki yazıyı okuyanlar herhalde, ilk okuyuşta, pek memnun olmuş olmalıdırlar.
O New York Times ki, büyük müttefikin en etkili gazetesidir ve çoğu zaman orada yazılanlar ile Washington'da söylenenler arasında benzerlik görülür. Ayrıca, gazetenin kalitesi ve sözcükleri seçişteki titizliği de su götürmez.
Özellikle, ‘‘editorial'' denen ve her gün iki-üç tanesi alt alta yayınlanan imzasız başyazılarda.
Bu açıdan bakınca, pazartesi günü çıkan ‘‘Türkiye'nin Artık Laik Bir Lideri Var'' başlıklı yazıyı yeni iktidar için sevindirici sayanlar çıkacaktır.
Ama, aynı yazı büyülteç altına yatırılıp dikkatle okunduğunda, Washington-Ankara ilişkileri bakımından endişeye kapılmamak zordur.
Eski Başbakan Erbakan'ın, ‘‘İran ve Libya flörtleriyle Washington'u üzmüş'' olmakla birlikte, ‘‘demokrasinin kurallarına saygılı davrandığını ve laikliği Amerikalılar'ın anladıkları biçimde uyguladığını'' anlatan satırlardan sonraki üç paragrafa biraz yakından bakalım:
‘‘İktidarı kaybetmesine yol açan şey, çağdaş Türkiye'yi kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün yıllar öncesinde koyduğu din karşıtı katı kuralları eğmeye kalkışmasıydı. Ülkedeki askeri liderler buna hükümeti güç kullanarak işbaşından uzaklaştırma tehditleriyle karşılık verdiler.''
‘‘Son kırk yıl içindeki üç askeri darbeden sonra, Türkiye'deki siyasal liderlerin bu çeşit tehditleri ciddiye almaları gerekmektedir. Kürt huzursuzluğuna askeri olmayan çözümler arama ve Kıbrıs konusunda Yunanistan'la uzun zamandır süren cepheleşmeyi ortadan kaldırma girişimlerinin boşa çıkması da ordunun aşırı nüfuzu yüzündendir.''
‘‘Türkiye'ye içte ve dışta pahalıya mal olan bu politikalar konusunda şimdiye kadar hiçbir Türk politikacısı generallere karşı çıkmayı göze almadı. Mister Yılmaz, eğer küskün Türk seçmenini kazanmayı ve Batı Avrupa ile ilişkileri onarmayı umuyorsa, yine de bu göze alışı denemeli ve Amerika da kendisine destek olmalıdır.''
Yani?
Yani, asker ne derse desin, Avrupa ile ilişkileri düzeltmek ve Amerika'nın desteğini kazanmak istiyorsanız, Kürt sorununa sivil çözüm bulmalı ve Kıbrıs sorununu Yunanistan'ı memnun edecek biçimde çözmelisiniz.
Bu kadarı zaten biliniyordu. Avrupa konularında Amerika'dan gelebilecek desteğin de bu koşullara bağlı olduğu sır değildir.
Önemli olan, daha önceleri, birilerinin, Kürt sorununa sivil çözüm bulmak ve Kıbrıs konusunda Yunanistan'la hırlaşmayı sona erdirmek için çaba göstermiş olduğunu, ama askerlerin bu çabaları engellediğini ima eden satırlardır.
Öyle anlaşılıyor ki, yakın geçmişte, Amerika'daki kulaklara ‘‘Ah, biz Kürt sorununda da, Kıbrıs konusunda da sizleri memnun edecek bir şeyler yapmak istiyoruz, ama şu askerler yok mu?'' gibi sözler edilmiş.
Belki de, aracılar kullanılıp sözler verilmiş.
Koskoca Amerika Kıtası'nda Türkiye'nin tek lobicisi olarak kalmış olan ve Bayan Çiller'in ‘‘tanıtımı'' uğruna Türk halkının rızkından kesilmiş muazzam paralarla iş gören ‘‘ünlü'' Mister Jay Kriegel'i New York'ta seyredip dinlerken, bu düşüncelere kapılmadan edemiyor insan.
Bizim Sedat Ergin'in yazdıklarını satır satır anımsayarak.
Paylaş