Paylaş
Hep eğitim sözü edilen bir toplumda eğitimin özü üzerinde ne kadar az durulduğuna dikkat ettiniz mi?
Zaman zaman, eğitimin bilgi yığını aktarmak olmadığı, önemli olanın doğru düşünmeyi öğretmek yahut insan ve yurt sevgisi aşılamak olduğu biçiminde belki yanlış sayılamayacak, ama fazla iri sözler edilir. Buna karşılık, böylesine iddialı ve ‘‘büyük’’ amaçların gerçekleşmesi için gerekli olan basit ve ‘‘küçük’’ becerilerin edindirilmesi eğitimden sayılmaz pek.
Oysa, insanlara doğru düşünmeyi öğretseniz de, düşündüğünü doğru dürüst açıklamayı öğretmemişseniz neye yarar?
Birlikte insanca yaşamanın gereklerini vurgulayıp yurttaşlık bilgisini ve insan haklarını iyice öğretmiş olsanız da, önünüzden yaylı kapıyı itip geçen insanınız arkasına bakmamış ve zahmet edip kapıyı tutmamışsa, kapıyla birlikte yüzünüze çarpan bir kahroluş ve halkınız adına genel bir üzülüş yok mudur?
Öğrencilere az şey öğretildiği için eleştirilen ve başka yerlerden gidenlerce hafif bulunan Amerikan eğitim sisteminin, özellikle üniversite öncesi ortaöğretim aşamasında asıl önem verdiği şey, erken yaşlardan başlayarak kişilikli insan yetiştirmektir. Ne istediğini iyi bilen, bildiğini çekinmeden açıklayan, açıkladığını doğru anlatan insan.
Bu yetiştirmenin basit yöntemleri vardır: Toplantı düzenleyip yönetmeyi, toplulukta söz almayı, soru sormayı, bir düşünceyi belli zamana sığdırıp sözü uzatmamayı öğretebilirsiniz. Düşünceyle anlatımın tutarlılığını ve kavramları birbirinden ayırmanın önemini de.
Türkiye'de düzenlenen toplantılarda, konferanslarda kendi eğitim sistemimizin bu konudaki eksikliğini görüp üzülmez misiniz?
Fazla ‘‘kitabi’’ bulunup gereksiz bilgi yüklediği söylenen Fransız eğitim sistemi, başarı ölçmek için çok seçenekli ‘‘test’’lerin pek moda olduğu bir dünyada, ‘‘kompozisyon’’ denen yazılı anlatım yönteminden hálá vazgeçmemiştir. Bir dili doğru yazmanın, sözcükleri doğru seçmenin, kara cümlesi düzgün bir anlatım geliştirmenin önemi asla küçümsenmez.
Yalnız gençlerde değil, yetişmişlerde de iki sözcüğü yan yana getirip doğru cümle kurma beceriksizliğini, kargacık burgacık yazıları ve anlaşılmaz metinleri gördükçe, eğitim sistemimizdeki bu temel boşluklar sizi düşündürmez mi?
Genellikle, bu eksiklik ve boşlukları gidermenin, öğrenciyle yakından ilgilenmeye olanak verecek küçük sınıfların varlığına bağlı olduğu söylenir.
Ama, öğretmenleri, yalnız özel bilgi alanlarında değil, insan yetiştirmenin basit ve küçük, ama temel incelikleri konusunda da eğitmek daha önemli değil mi? Nitelikli büyük merkezlerde birinci sınıf eğitimciler yetiştirmediğimiz sürece, okul ve sınıf sayısını artırmanın niteliksizliği yaymaktan başka sonuç vermeyeceğini bilmek gerekir.
Paylaş