Paylaş
Jakarta'nın ‘‘Endonezya Üniversitesi’’, adından da belli, ülkedeki en büyük üniversite. Onların diliyle, ‘‘İlmu Sosial’’ ve ‘‘İlmu Politik’’ Fakültesi ise, bu üniversitenin en ünlü fakültesi. Ün, öğretimin niteliği kadar, öğrencinin siyasal bilincinden, toplum sorunlarına duyduğu ilgiden ve zaman zaman gösterdiği tepkiden ileri geliyor. Biraz, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin özellikle 60'lar ve 70'lerdeki tutumunu andıran bir durum.
Görüntü de öyle.
Üniversite girişinde, dört-beş kamyon dolusu ‘‘bindirilmiş hazır askeri kuvvet’’ bekliyor. Öğrenci gösterilerine karşı alınmış güvenlik önlemi. Son iki ay boyunca ülkeyi ve daha çok Java Adası'nı sarsan gösteri salgını burada da var. Üstelik, daha gür ve gürültülü. Ama, kampus dışına taşmamak koşuluyla, şimdilik hoşgörüyle karşılanıp bastırılmıyor. Kapıdaki asker, ‘‘tenkil’’ için değil, taşmayı önlemek için.
Şimdi, fakülte toplantı salonunda, Türk Cumhuriyeti'nin 75. yılı dolayısıyla düzenlenen konferans sonrası sorulan soruların bazısına bakın:
‘‘Türkiye'de cami yapılması yasaklanmış, doğru mu?’’
‘‘Askerler cuma namazına gidemiyormuş, doğru mu?’’
‘‘Camiye giden subay ordudan atılıyormuş, doğru mu?’’
Belli ki, son bir yıl boyunca Türkiye'de olupbitenler hayli çarpıtılarak buralara yansıtılmış. Kimler tarafından? Demokratik ve laik kalmaya çalışan bir Türkiye'yi İslam dünyasına zındık olarak tanıtan uluslararası bir şebeke mi var? Buraya kadar sokulan, her yerde her zaman olduğu gibi pek çağdaş ve ulusal gözüken Fethullah Koleji'nin sinsi etkisi mi?
Yoksa, bütün bunlar ekonomik sarsıntıdan şaşkınlaşmış bir toplumda, İslami ‘‘ıslah’’ reçetelerine umut bağlayan kesimlerin Türkiye'deki gelişmelere gösterdikleri doğal merakın belirtisi mi?
Ama, öğrenci hareketinin büyük çoğunluğu, böylesi yanıltıcı çözümlere bel bağlamaktan çok, Endonezya'daki siyasal düzenin yiyicilik ve kayırmacılık dolu bozukluğunu eleştirmeye yönelik. Suharto Ailesi'nin ekonomi üzerindeki egemenliği artık açıkça dile getiriliyor. Bırakın büyük otoyolları, kentlerin çevre yollarında bile neredeyse her kilometreye dikilmiş geçiş gişelerine ödenen paraların da ailedeki kızlara, oğullara gittiği söylenmekte.
Üniversite kampuslarında tomurcuklanan bu sosyal muhalefetin asıl hedefi, Endonezya rejiminin türettiği yeni orta sınıftır. İktidar sahiplerine yakınlık sayesinde alınmış bol dış krediye ve montajcılığa dayanan, üretimden çok tüketime ve özentiye yönelik bir burjuvazi.
Şirketlerin dış kredi kaynaklarında duraksamalar başlayınca ve maceracı paralar geri çekilince tökezleyen, bunalıma giren, borsa çökerten, para değerini yılda yüzde 70-80 düşürten bir ekonomik sistem.
‘‘Asya Kaplanları’’nın hazin macerası ve Mao'nun ‘‘kağıttan kaplan’’ sözünü bambaşka alanlarda haklı çıkartan görüntü.
Biliyor musunuz ki, Endonezya'nın eksi 0.5'e düşen büyüme hızı, uzmanların hesaplayışına göre, gelecek aylarda daha diplere, yüzde eksi 9'lara inecektir!
Böyle bir ekonomik ve sosyal düzeni kökten değiştirip ıslah etmedikçe, gökdelenlerin en yükseğini, çok katlı süper mağazaların en büyüğünü dikseniz yahut iflah dualarının en yürekten gelenini de okusanız, neye yarar ki?
Paylaş