Mümtaz Soysal: Gerilim limanları

Mümtaz SOYSAL

EROL Yaşar Türkalp de gitti.

Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin Ankara Şube Başkanı'ydı.

Spor muhabirliğinden sonra altı yıldır yürüttüğü bu görevin ilginç bir yönünü anlatmadan Erol Yaşar gibi eşi az bulunur bir insan kolay anlatılamaz.

Öyle bir derneğin şube başkanlığı, yalnız yazarların çeşitli sorunlarıyla uğraşmak veya lokal yönetmek demek değildir. Görevin asıl niteliği, özellikle futbol maçlarında basın tribününde yaşananlarla ortaya çıkar. Muhabirliğinde doğruculuğuyla bilinen Erol'un kişiliğinde saklı bir başka niteliği ortaya çıkaran da oranın havasıdır.

Meraklılar, futbol yazarlarını daha çok televizyon aracılığıyla tanırlar.

Ya naklen maç anlatan heyecanlı spikerler yanında soğukkanlı yorumlarını duyarak, ya da spor programlarında kılı kırk yaran çözümlemelerini dinleyerek.

Meraksızları hayrete düşüren programlardır bunlar. Nihayet oyundan ibaret olan bir buçuk saatlik bir olayın böyle didik didik edilmesine, görüntülerin defalarca verilmesine, emekli hakemlerle uzun uzadıya tartışılmasına, karşılıklı görüşlerin bunca ayrıntıyla ortaya konmasına akıl erdiremeyen çoktur. Ama, futbolu seven, o programları da sever ve konuşanları başkalarının başka yıldızları tanıdığı kadar yakından tanır.

Ne var ki, asıl ilginç olan, spor yazarlarını işbaşında, maç izleyip yazdıkları sırada seyretmektir.

Siyaset, ekonomi, polis ve adliye gibi alanların muhabirliğinden farklı bir izleyiş ve yazıştır bu: Önemli anları ve golleri kaydetmekle kalmayacak, aynı anda genel değerlendirmenizi de yazacaksınız. Üstelik, gece maçlarının devre arasında taşra baskıları için bu işin az çok tamamlanması, oyunculara verilecek yıldızların belirlenmesi, genel havanın olası sonuca uygun olarak yansıtılması gerekir. Aranın sayılı dakikalarında bunu yapıp bildirmelisiniz ki, sayfa sorumlusuna sadece son skoru ve dakikaları eklemek kalsın.

Ama, yaşamın kendisi gibi çalışma ve disiplin türünden ciddi etkenler yanında şansın da büyük rol oynadığı futbol denen oyun sürprizle doludur: Bir son dakika golüyle bütün değerlendirmeler altüst olabilir ve yazıya yeni bir hava verip tekrar telefona sarılmak gerekir.

Erol'u tanıyanların içlerini meslek çalışkanlığından ve dürüstlüğünden de daha çok ısıtan taraf, böyle bir ortamda çevresine yaydığı insanca sıcaklıktı.

Öyle nitelikler vardır ki, normal zamanlarda onların değerini pek fark etmezsiniz. Hatta, hava gibi her yerde ve herkeste bulunabileceğini düşünürsünüz o niteliklerin. Böyle olmadığını, aslında o niteliklerin de ‘‘nadirattan’’ olduğunu anlamak için, olağan ortamın değişmesi, yaşamın içine yolculuk, doğal afet ya da kumar gibi gerilim unsurlarının girmesi gerekir.

Hatta, bir futbol maçının oyunsu gerilimi.

Erol, bulunduğu yeri, maç izlerken aynı zamanda meslek gerilimini de yaşayanlar için bile dinlendirici limana dönüştüren insandı.