Paylaş
İzmir'de ilginç gelişmeler oluyor. Özellikle gençler arasında: Dokuz Eylül Üniversitesi'nin Cumhuriyetçi Düşünce Topluluğu ile Ege Üniversitesi'nin Atatürkçü Düşünce Topluluğu bir araya gelmişler, aralarına Bilim Ütopya Topluluğu da katılmış, birlikte görüş oluşturup tutumlarında da buna uygun davranmaya karar vermişler.
Haberi veren Cumhuriyet Gazetesi ‘‘Kemalist sol’’ deyimini kullanmışsa da, gençlerin bu sözcükleri etiket olarak benimsediklerini gösterir kesin belirti yok. Onlar daha çok, klasik Altı Ok'tan kalkıp bugünkü durumları doğru anlamaya ve doğru çözümler üretmeye elverişli bir düşünce ortamı yaratmayı amaçlıyorlar. Düşünceleri o oklarla da sınırlı değil.
* * *
Başlangıç noktaları, sezgileri ve tanıları, özde, şimdiden, büyüklere ve olgunlara utanç verecek ölçüde doğru.
Her şeyden önce, ‘‘türban’’ konusunda genellikle öğrencilerin kafalarında karışıklık olduğunu saptamışlar: Konu, demokrasi ve insan hakları konusu mu? Şeriatçı kıpırdanışın belirtisi mi? Yahut, düşünce açıklamaktan çok, şiddete ve çete tarzı davranışlara yönelik bir direniş mi?
Onların zihinleri ise, berrak; başlangıçtaki ‘‘devrimci’’likten kalkarak düşünmekteler: ‘‘3 Mart yasaları uygulansın!’’ diyorlar.
3 Mart 1924: Yani 430 sayılı ‘‘tevhid-i tedrisat’’ ve 431 sayılı ‘‘hilafetin ilgası ve hanedanın ülke dışına çıkarılması’’na ilişkin yasalar. Bunlardan birinde tereddüt, öbüründe geriye dönüşün başlangıcı olabilir.
* * *
Bu noktadan kalkınca, saptamalar da tutarlı oluyor.
Birincisi, ‘‘Cumhuriyet devrimi tamamlanmamıştır’’ diyorlar.
Yanlış mı?
İkincisi, kafa karıştırma ve yanıltma çabaları konusunda şöyle bir gözlemleri var: ‘‘Cumhuriyet Bayramı'nda gördük ki, Fethullatçılar, mafya babaları televizyonlarda cumhuriyeti savunan demeçler, ilanlar veriyorlar.’’
Yalan mı?
Üçüncüsü, ‘‘Eğitimin özelleştirilmesi, şeriatın güçlendirilmesidir. YÖK ve rektörler, üniversitelerin vakıflar aracılığıyla özelleştirilmesini savunarak sağa hizmet ediyor’’ demekteler.
Doğru değil mi?
Dördüncüsü, pek az kişice farkına varılan bir çelişkiyi onlar olanca açıklığıyla ortaya koyarak, ‘‘Gelir dağılımındaki uçurum şeriatın işine yarıyor. Gericiliğin önüne geçmek için özelleştirme önlenmelidir. Medyanın da bu konudaki tavrı düşündürücü; büyük çoğunluğu özelleştirmeyi destekleyerek şeriatçılığın ekmeğine yağ sürüyor’’ diyorlar.
Haksızlar mı?
Beşincisi, milliyetçilik konusundaki tutumları berrak: ‘‘Hem Kürt milliyetçiliğine, hem de aşırı Türk milliyetçiliğine karşıyız.’’
Altıncı olarak saptadıkları ise, onların ‘‘neo-liberal sol’’ dedikleri İkinci Cumhuriyetçilere ilişkin: ‘‘Neo-liberal sol, türban eylemlerinde karşı tarafta, Maraş'ı, Sıvas'ı, Kanlı Pazar'ları yaratanların yanında yer aldı. Biz bunun demokrasi adına yapılmasını onaylamıyoruz. Neo-liberalizmin insanlara verebileceği bir şey yok artık.’’
Yanılıyorlar mı?
Paylaş