Paylaş
Doğal güzellikse, kartpostallarda, turistik broşürlerde, sinema ekranlarında görüldüğü kadar güzel. Carmen Miranda filmlerinden beri ezberlediğimiz her şey var: Üç buçuk kilometre uzunlukta, ama Antalya'nın Konyaaltı gibi dümdüz değil de, yay biçiminde kıvrılan, ince kumlu müthiş bir plaj, hafif dalgalarla köpüren masmavi bir deniz, yeşil tepelerle kumsal arasında uzanan geniş ve şık bir bulvar, yedi yüz metre yükseklikten kollarını körfeze açmış bin küsur tonluk İsa heykeli, teleferik, şu bu...
Fakat bir şey daha var ki, bütün güzelliği bozmakta, insanı huzursuz etmekte: Copacabana'nın gerisindeki sefalet.
Rio de Janerio'nun yanıbaşındaki bu turizm merkezi, Brezilya'daki sosyal düzenin, daha doğrusu düzensizliğin etkilerinden uzak kalamıyor.
Lüks otellerin gerisindeki tepelerin yeşilliği arasına kadar sokulan gecekondularıyla.
Lokanta önlerinde ilkel çalgılarını tıngırdatarak ve ateşli danslar yaparak para toplamaya çalışan insanlarıyla.
Kıyı bulvarının hemen arkasındaki caddelerin kaldırımlarında bebek emziren yerli kadınlarıyla.
Ama bir görüntü hepsinden daha rahatsız edici: Dükkân girişlerinin, apartman kapılarının önündeki kalın ve yüksek demir parmaklıklar, mağaza vitrinlerini bütünüyle kapatan sağlam kepenkler.
Öyle ki, bazı yerlerden bu ‘‘güvenlik önlemleri’’ bina önlerindeki kaldırımların yarısına kadar taşmış, geçişleri daraltmış. Yaldızı, parmaklıkların gerisine sıralanan çiçek saksıları görüntünün çirkinliğini örtmeye elbette yetmiyor. Resmi makamlar, buna müsaade ederek sanki ‘‘Dış dünyaya görünen ön cephenin, plajın ve bulvarın güvenliğini sağlamak bizden; gerisi zenginlerin kendilerine kalmış’’ der gibiler.
Sosyal düzen bozuksa, güvenlik değil, yoksulluk kol geziyor.
Dünyadaki turizm merkezlerinin herhalde en ilginç turu da yine Copacabana'da: ‘‘Favela turu!’’
Favela, Güney Amerika'nın büyük kentlerini çevreleyen gecekondu mahallelerinin genel adıdır. Derme çatmalık, çirkinlik, sağlıksızlık bakımından bizimkileri kat kat geride bırakan yerler. Bizimkiler onların yanında cennet sayılır.
Rio de Janeiro civarında böyle yaklaşık 550 semt var. En ünlülerinden Vila Canozs ve Roeinha'ya turistik turlar düzenlenmekte. Otobüslerle gidip sefaleti seyrediyor, hatta bazı yerlerde mahalle aralarına açılmış lokantalarda yemek yiyerek ‘‘paylaşıyorsunuz’’. Broşürü yazan, ‘‘Acaba insanları rahatsız mı ediyoruz diye sıkılmayın, yoksullar sıcakkanlıdır’’ demiş.
Demek ki, bireylerin olduğu gibi, rejimlerin de ar perdesi yırtılabiliyormuş.
Paylaş