Mümtaz Soysal: Çökmeyen devin sinekleri

Mümtaz SOYSAL
Haberin Devamı

İnceleme yazısı, bu ayın ilk haftası, Lefkoşa'nın güneyinde yayınlanan ‘‘Periodikon’’ adlı dergide Petros Zannuros imzasıyla çıktı. Başlığı, ‘‘Dev sendeledi, fakat dayanıyor.’’ Girişteki paragraflar ilginç:

‘‘Gerek Yunanistan'da, gerekse Kıbrıs'ta Türkiye'nin çelimsiz bacaklı bir dev olduğunu iddia edenler var. Hatta, bu kişiler, Kıbrıs sorununa şimdi çözüm bulmanın ve Ege'de uzlaşmaya gitmenin yanlış olacağı biçimindeki görüşlerini bu devin beklenmekte olan çöküşüne bağlıyorlar.’’

‘‘Geçmişte bu etkene yardımcı olması beklenenler, Kemalist devletin en güçlü karşıt savaşçıları olan Kürtler ve İslamcılardı. Bugün, birincilerin safdışı edilmesi ve ikincilerin zayıflamasıyla, bu rolü son yıkıcı depreme havale ettiler. Hatta, Türk devletinin deprem sonuçlarını göğüslemekte yetersiz kalmasından dolayı büyük bir kargaşa olasılığından söz etmeye başladılar. Ancak, gerçek nedir?’’

Kuzey Kıbrıs'taki TAK Ajansı'nın 3 Eylül'de verdiği özete göre, yazının devamında büyük hasardan, müteahhitlerden söz ediliyor; zararın, TÜSİAD'ın tahmini gibi 20 olmasa da, 5-7 milyar dolar arasında olacağı, altyapı zayıflığının ortaya çıktığı, bu yüzden Deniz Kuvvetleri'nın ve genellikle silahlanmanın olumsuz etkileneceği belirtiliyor.

Ama, Zannuros'un kendi sorusuna yanıtı önemli: ‘‘Türk devi, 15 yıllık Kürt mücadelesine dayandığına göre, güç de olsa, bugünkü zorlukları da aşacağını beklemeliyiz. Kurumlarına gelince, herhangi bir iç çalkalanma beklememiz abartılı olur. Olabilecek tek değişiklik, İslamcı akımın güçlenmesidir.’’

Yazı, yalnız ‘‘Kürt mücadelesi’’ denen olay konusunda dıştan yapılmış hesapların ve bağlanmış umutların önemi bakımından dikkat çekici değildir. Asıl önemli olan yanı, bu umut ve hesapların boşa çıkışı karşısında dıştaki hayal kırıklığının içte yaratması gereken güven duygusunu akla getirmesidir.

Türkiye'nin büyük çelişkisi şurada: Güneydoğu terörü karşısında kazanılan başarının anlamını bütün dünya anladı da, Türk toplumu henüz tam anlamıyla anlamış değil. Oysa, büyük özveriler, can kayıpları, ağır ekonomik yükler pahasına edilen bu başarı, devin özünde saklı olan gücü, yani türlü dış kışkırtma ve engellemelere karşın, ayakta kalabilmek için bütün bunları göze alabilme gücünü ortaya koymuştur. Kimsenin yenemeyeceği bir güç.

Çürüyüşün yarattığı perişanlık karşısında, geleceğe dönük olarak güven duygusu vermesi gereken etkenlerden biri budur. Herhalde, Sayın Başbakan'ı Amerika yolunda Kıbrıs ve Kuzey Irak sorunlarına ilişkin olarak kararlı konuşmaya sevk eden de bu duygunun verdiği yenilmezlik inancıdır.

Ama ne görüyoruz? ‘‘Seferi heyet’’in çevresi, ‘‘Mütareke basını’’nı andıran bir kısım İstanbul medyasının sinekleriyle dolu. Yarattıkları beklentiler ve bu yüzden karşıda yapılan hesaplar hep çaresizlik ve teslimciliğe dayalı: ‘‘İstenenlere evet denmezse, Avrupa'da Amerikan desteği yok, Bakü-Ceyhan yok, enerji yatırımı yok, IMF kredisi yok, şu yok, bu yok!’’

Devin bacaklarındaki gücü asıl kesen, bu sinek vızıltısıdır.



Yazarın Tüm Yazıları