Paylaş
Sorular nasıl yanıtlandı, bilinmiyor; yazı yazılırken toplantı sürüyordu.
Dün, CHP'nin ileri gelenleri, yeni kurulan Politika Araştırmaları Merkezi'nce hazırlanmış bir raporu görüşmek üzere bazı uzmanlarla bir araya gelmişlerdi: ‘‘Ekonomi Politikaları İçin Stratejik Seçenekler’’ başlığını taşıyan rapor, Baykal döneminde danışman olan ve yeni örgütlenmede Araştırma Merkezi'nin başkanlığına getirilen Günal Kansu ile Profesör Baran Tuncer'in imzalarını taşıyor. ‘‘CHP'nin ekonomik alanda uygulayacağı yaklaşım ve stratejinin parti yetkili kurullarında oluşturulması süreci içinde seçenekleri ortaya koymak ve bunların tartışılmasına zemin hazırlamak’’ amacıyla yazılmış.
Yalnız, raporu okurken şu sonuca varıyorsunuz: Parti sanki yine Blair'cilik yapmak seçeneğini zaten seçmiş de, bunun en iyi nasıl yapılabileceğine yanıt aramaktadır. En azından, böyle bir anlayışla kaleme alındığı görülüyor. Çünkü, içinde Blair'ci çizgiden başka çizgi yok.
Rapor, siyasal açıdan çok tartışmalı olan şöyle bir varsayıma dayanılarak yazılmışa benzemekte: Batı Avrupa sosyal demokrasisinin son yıllarda geçirdiği evrim oralardaki sosyal demokrat partilerin iktidara gelmesinde önemli rol oynadığına göre, aynı evrimi benimsemek Türkiye'de de CHP'yi iktidara getirir.
Sanki o ülkelerin koşul ve sorunlarıyla buradakiler aynıymış ve CHP de, geçmişiyle bugünüyle, oraların sosyal demokrat partilerinden biriymiş gibi.
Böyle yola çıkınca, bu kez ekonomik açıdan da tartışmalı bir sonuca varılıyor: ‘‘Küreselleşme olgusu, bugüne kadar ulus-devletlerin elinde olan ve özellikle de sol tarafından etkinlikle kullanılan bazı müdahaleci ekonomi politikası araçlarını önemli ölçüde geçersiz hale getirmiştir.’’
Sanki şimdiki sağ, aynı araçlarla, ama ters yönde ve kendi çıkarlarını kollamak üzere, tepe tepe müdahalecilik yapmıyormuş gibi.
Tartışmaya zemin hazırlamak için yazılmış bir raporda konuların sorular biçiminde ortaya konması doğaldır da, ülkenin soluna sahip çıkma iddiası taşıyan bir partide şöyle soruları şu üslupla sormak pek doğal olmasa gerek:
‘‘Devlet müdahalesi söz konusu olduğunda, döviz ve faiz oranları gibi faktör fiyatları ile ürün fiyatları arasında bir ayırım yapılabilir mi? CHP'nin bu konulardaki görüşleri merkez ve liberal ideolojili partilerden farklı olmak zorunda mıdır?’’
‘‘Rekabetçi serbest piyasa sistemi konusunda günümüzün liberal partilerince de benimsenen ‘düzeltmeler' ötesinde ‘müdahaleler' CHP tarafından öngörülmeli mi? Diğer bir deyişle, sosyal demokratlar açısından yarışmacı piyasa sisteminden farklı bir ‘sosyal piyasa sistemi'nden söz edilebilir mi?’’
‘‘Türkiye'nin bir sanayileşme stratejisi olmalı mıdır?’’
Devrimci partinin baraj altı oluşunda, kişisel yetersizliklerden daha çok Blair'ciliğe özenmenin ve politika pazarında ithal malı sol etiketle yerli malı sağcılık satmaya kalkışmanın rol oynadığı unutuluyor galiba.
Paylaş