Paylaş
Başbakan Mesut Yılmaz, önceki gün İngiltere Başbakanı Tony Blair ile görüşmesinden sonra, memnun bir şekilde elleri paltosunun cebinde, sıradan bir vatandaş gibi Oxford Caddesi'nde yürüyor.
Bir kitapçı dükkânına giriyor. Yanında Devlet Bakanı Cavit Kavak, yeni Dışişleri Danışmanı Ümit Pamir, Bursalı işadamı Yalçın Sünnetçioğlu ve biz iki gazeteci varız. Yılmaz, Pamir'in önerisiyle kitapçıdan Fransız Yazar Fernand Bruadel'in, ‘E History Of Civiliciation - Medeniyetin Tarihi’ isimli kitabını alıyor. Bununla birlikte The Times'ın yayınlarından ‘Guiede To-The Peoples Of Europe’ ile Philip Mansel'in 19'uncu Yüzyıl'da İstanbul'u anlatan ‘Constantinapol’ünü ve Avrupa Birliği ile ilgili diğer kitapları alıyor. Aldığı kitaplar korumaların elinde gittikçe çoğalırken, Yılmaz, ‘Kilolarca kitap oldu’ diye espri yapıyor.
BLAIR'DEN ETKİLENMİŞ
Bu sırada önceki gün görüştüğü Blair'i nasıl bulduğu sorusunu yöneltiyoruz. Blair'den etkilendiğini gizlemiyor ve şunları söylüyor:
‘‘Blair çok etkileyici, konularına hâkim. Bir kere çok iyi bir yardımcı ekibi var. Onlar sürekli kendisini bilgilendiriyor. Ama kendisi de konulara hâkim...’’
Yılmaz'a bugün yapılacak Mehmet Ağar ve Sedat Bucak fezlekelerinin sonucunu ne olacağı sorusunu yönelttiğimizde önce, ‘‘Kabul edilir’’ diyor. Bunun Susurluk'u nasıl etkileyeceği sorusuna ise kısaca, ‘‘Susurluk'un çözümüne yardımcı olur’’ karşılığını veriyor. Geçen yaz, Sedat Bucak ile bir görüşmesinin olup olmadığı sorusuna ise Yılmaz'ın yanıtı şöyle oluyor:
‘‘Hayatımda hiç görüşmedim. Bizim milletvekilimiz Mahmut Sönmez ile Sedat Bucak aynı apartmanda oturuyorlarmış. Mahmut'un babası hastaydı. Benim de sevdiğim tanıdığım bir insan. Onu ziyarete gitmiştim. İkisi aynı apartmanda olunca öyle algılandı. Ama Bucak ile hayatımda hiç görüşmedim.’’
Yılmaz bu sırada Regant Caddesi'nden Picadily Meydanı'na doğru yöneliyor. Piccadily Meydanı'na yaklaştığımızda, Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdür Yardımcısı Ataman Yalgın, fazla vakitlerinin kalmadığı konusunda kendisini uyarıyor. Yılmaz, bunun üzerine Mc Donalds'ı işaret ederek, ‘‘O zaman şurada bir şeyler atıştıralım’’ diyor.
BİR DAHA GÖRÜŞMEM
Bu sırada kendisine CHP Lideri Deniz Baykal ile bir daha görüşüp görüşmeyeceğini soruyoruz. Verdiği yanıt, ‘‘Baykal'la artık görüşmeyeceğim. Çünkü, görüşmelerimiz bir şey ifade etmiyor’’ oluyor.
McDonalds'da balık hamburger, diyet kola ve patates menüsünden alıyor. Bu sırada da CHP'nin hükümete karşı tutumu üzerinde konuşmayı sürdürüyoruz. Yılmaz, şunları söylüyor:
‘‘CHP, hükümet bizimle var, istersek düşürürüz mesajı vermeye çalışıyor. Ama gerek yok. Çünkü bunu zaten biz de söylüyoruz. Baykal, bunu yaparak bizi yıpratmaya çalışıyor. Ama görmediği bir şey var; kendisi daha fazla yıpranıyor.’’
Tahran'daki İKÖ Zirvesi ve Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'ye erken dönüşüyle ilgili olarak da Yılmaz, ‘‘Cumhurbaşkanı protesto edip dönüyor herhalde. Ama İKÖ'deki kararlar bizi pek etkilemez’’ diyor.
Paylaş