Paylaş
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman'a önerisini şöyle aktarıyor:
‘‘Hazinenin, kamu bankalarının parası, vatandaşın parası değil mi? Bunların mahkemelerdeki yargılamalarında siz neden müdahil olmuyorsunuz?’’
Tantan, bir de örnek veriyor:
‘‘Depremde vatandaşların hakkını savunmak için kolları sıvadığınızda hepimiz sizi alkışlamadık mı? Bu da vatandaşın hakkı değil mi? ’’
İçişleri Bakanı Tantan, Hazine adına davalara giren avukatlara dikkat çekiyor ve şöyle diyor:
‘‘Davalara Hazine'nin iki avukatı katılıyor. Bu avukatların mali suçlar ile ilgili son gelişmeler hakkındaki bilgileri malum. Zaten devletin imkánları dahilinde verdiği maaşla onların da, mali suçlarla ilgili son gelişmeler hakkında araştırma yapmaya güçleri yeterli değil. Böyle olunca Hazine adına açılan davaların birçoğu kaybediliyor. Kaybeden burada vatandaş değil mi?’’
Tantan, bunun için Baralor Birliği'nden destek istiyor.
Toplumu ilgilendiren, devletin batak duruma gelmiş, çalınmış paralarını kurtarmak için Baralor Birliği'nin konularında uzman avukatlarını devreye sokmasını istiyor.
* * *
Bir ara hırslanıyor ve şöyle diyor:
‘‘Hazine avukatları karşılarında konunun uzmanı, isim yapmış avukatlarla nereye kadar mücadele edebilir? Onların karşısına daha fazla bilgi birikimine sahip baroların oluşturduğu avukatlar grubu çıksa kötü mü olur? Kurtaracakları kendi paraları da değil mi?’’
Konuyu Erol Evcil ve Adnan Oktar davalarına getiriyor.
Başbakanlığın bir süre önce yayınladığı iki genelgesine dikkat çekiyor.
Bundan böyle vakıflar ve büyük kaçakçılık ve dolandırıcılık olaylarına ilişkin davalarda, geniş bir soruşturma ekibinin kurulacağını bildiriyor.
Kamu kayıplarının en aza indirilmesinin sağlanacağını söylüyor.
Barolar Birliği'nden de bu konuda destek beklediklerini belirterek, İstanbul Baro Başkanı Sayman'a söylediği sözü tekrar ediyor:
‘‘Vatandaşın, yani kendinizin hakkını almak için siz niye müdahil olmuyorsunuz?’’
* * *
Tantan, bu konuda Sayman'ın kendisine olumlu mesaj verdiğini ima ediyor.
Bankaları soyanlar, devletin parasını dolandıranlarla ilgili davalarda sağlanacak başarının bu suçların önüne geçmeye de katkı sağlayacağını kaydediyor.
Ardından, şu soruyu yöneltiyor:
‘‘İtalya'nın yıllar önce başardığı mucizeyi biz niye gerçekleştirmeyelim?’’
Tantan'ın arzusu gerçekleşirse, bundan böyle banka soyan, devletin parasını çalanların karşısına avukatlar ordusu çıkacak.
Bu da Türkiye'de yeni bir dönemin başlangıcı olacak.
Hiç kimse ‘‘Nasıl olsa mahkemede yırtarım’’ düşüncesine kapılamayacak.
Kamuyu, dolayısıyla vatandaşı soyanlar da ellerini kollarını sallayarak ‘‘saygın kişiler’’ olarak ortada gezinemeyecek.
Paylaş