Spor bayramının vazgeçilmezleri...

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

Dünya'da, çocuk, gençlik ve spora bayram armağan edilmiş tek ülke Türkiye...

Türkiye'de 65 yıldır, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramları, olimpiyatlarda kabul gören iki temel spor gösterileri ile kutlanır.

Bunlardan birincisi -ki sporun aort damarı olarak kabul edilir- atletizm, diğeri ise cimnastik.

Yıllardır, atletler Samsun'dan aldıkları toprak ve bayrağı, bir bayrak yarışı içinde Ankara'ya kadar ulaştırır ve Cumhurbaşkanı'na sunarlar.

Stadyumlarda, tören alanlarında toplanan gençler de cimnastik gösterileri ile bu güzel günü kutlar.

Bugün de yaşayacağımız gibi, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nda alışageldiğimiz görüntüler bunlardır.

Ancak, atletizm ve cimnastik gösterileri ile kutladığımız bayramın ertesi günü, her nedense bu iki temel spor dalı bir kenara itilir, futbol ve basketbol öne çıkar.

Türkiye'nin kronik hastalığı, ekonomik nedenlerden olsa gerek, son yıllarda daha da arttı.

1948'de Londra Olimpiyatları'nda üç adım atlamada üçüncü olan Ruhi Sarıalp'in, 1968 yılında da Meksika Olimpiyatları'nda dördüncü olan İsmail Akçay'ın başarısına hâlâ ulaşılamadı.

20 yıl öncesine kadar, Hüseyin Aktaş, Muharrem Dalkılıç, Veli Ballı, Mehmet Yurdadön, Necdet Ayaz, Sadık Salman, Sermet Timurlenk, Ekrem Özdamar, isimlerini bir çırpıda sayabildiğimiz, uluslararası yarışmalarda Türk bayrağını göndere çekebilen atletlerimizdi.

* * *

Cimnastikte de durum atletizmden farklı olmadı.

Olimpiyatta bayrağı göndere çekeceğine büyük ihtimal verilen Murat Cambaş'ı dört yıl önce trafik terörü kurban aldı.

Dünya cimnastik literatürüne adını yazdıran Suat Çelen ise unutuldu.

Türkiye, güreş, halter, basketbol ve futboldaki başarıları ile övündü.

Spordan sorumlu Devlet Bakanı Yücel Seçkiner de bu duruma dikkat çekerek dün şunları söylüyor.

‘‘Gençlik ve Spor Bayramı'nı iki temel sporla kutluyoruz. Ama, bu dönemde uluslararası yarışmalara imza atabilecek atletlerimiz ve cimnastikçilerimizin olmaması benim için zuldür...’’

Seçkiner, 1980-84 yılları arasında yaptığı Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü döneminde 3 olan sentetik tartan pist sayısında bugüne kadar hiçbir artış olmadığına dikkat çekiyor.

Atletlerin yetişmesi açısından önemli olan sentetik tartan pist sayısını kısa zamanda 10'a çıkarmak için kolları sıvadıklarını vurguluyor.

Seçkiner, sadece tartan pist sayısını artırarak bir sonuca ulaşılamayacağını da belirterek, şöyle devam ediyor:

‘‘Atletizmin gelişmesi için Naili Moran Vakfı'na destek veriyoruz. Ancak bununla yetinemeyiz. Semt sahalarını artırıyoruz. Bunun için 800 semt sahası kurduk. 4 bin 500 amatör kulübe de malzeme yardımında bulunduk. Hedefimiz sporun bütün anlarında başarılı gençler yetiştirmek. Benim için önemli olan madalya değil, iyi yetişmiş gençliktir.’’

* * *

Bakan Seçkiner, bir gerçeğe daha dikkat çekiyor. Yıllar önce, Ağrı, Kars, Ardahan, Iğdır yöresinden, bölgenin coğrafi şartlarının da etkisiyle çok iyi atlerler yetiştiğini hatırlatıyor. Son dönemde bu yörelerde atletizm sporuna olan ilginin azalmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. Ancak, buna rağmen yine de umudunu yitirmiş değil. Bayramını kutladığımız bugün, Türk sporunun ilerde atletizm ve cimnastikte yeniden başarılara imza atacağına inanıyor.

Seçkiner bunun için ne kadar çaba gösterse de, trilyonluk transferlerin yapıldığı futbolun cazibesi karşısında, Türkiye'nin uzun süredir bu spor alanlarına ilgi göstermeyeceği de bir gerçek.













Yazarın Tüm Yazıları