Paylaş
Yine kadın... Kürşat Yılmaz ve Alaattin Çakıcı'nın yakalanmasındaki rolleri, bu kez MİT içindeki operasyona da kaynaklık ediyor.
Karmaşık ilişkiler yumağı, bu kez sevgilinin ifadesiyle aydınlanıyor.
Başbakan Mesut Yılmaz'ın, ‘‘MİT içindeki operasyon yeni değil, 2.5 ay önce başladı’’ sözlerinden yola çıkıldığında, taşlar yerli yerine oturuyor.
Kürşat Yılmaz ve Alaattin Çakıcı'nın yakalanmasından, MİT içine kadar uzanan operasyon için gösterilen milat aynı oluyor:
İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal'a karşı düzenlenen suikast.
Suikast kısa sürede aydınlatılıyor. Tetikçilerin ifadelerinden yola çıkılarak, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın en yakın arkadaşı olarak bilinen Uzman Çavuş Cengiz Ersever ele geçiriliyor.
Ardından yine azmettirici olarak gösterilen Semih Tufan Gülaltay yakalanıyor. Gülaltay Emniyet'te, Türk İntikam Tugayı'nın kurucuları arasında Mikail Sarı isimli bir kişinin de bulunduğunu açıklıyor.
Gülaltay'ın cebinden Mikail Sarı olarak tanıdığını belirttiği kişinin fotoğrafı da çıkıyor.
Ankara Emniyeti fotoğrafları taratıyor. Bu kişinin gerçek kimliğinin Nafiz Karacan olduğunu tespit ediyor.
Ancak onlar da yanılıyor, Karacan da ‘‘kod isim’’ çıkıyor.
Mikail Sarı ve Nafiz Karacan kod isimlerini kullanan kişinin gerçek kimliğinin tespit edilmesi uzun sürmüyor. Asıl adının Mehmet Cemal Kulaksızoğlu olduğu belirleniyor...
Kulaksızoğlu, bilinip tanınıyor. Senar Er olayından Ankara'da bir gencin öldürülmesine, Susurluk'a kadar birçok olayda adı geçiyor.
İlişkide olduğu kişilerin üzerine gidiliyor. Sonuçta Kulaksızoğlu'nun sevgilisi Oya Kaya'ya ulaşılıyor.
İstihbarat alanında uzman üst düzey emniyet yetkilisi dün aynen şöyle diyor:
‘‘Oya Kaya, ifadesinde MİT içindeki bağlantıları, kimin ne yaptığını, kimin kimden aldığı haraçtan, kimlere ne kadar para aktarıldığını açıkladı. Emniyet'teki arkadaşlar bile, bu ifade karşısında hayretlerini gizleyemedi. Ama kadın ısrar edince, bu kez el yazısıyla ifadesini aldılar. Bir örneğini MİT'e gönderip, 'Alın ne yaparsanız yapın' dediler...’’
Aslında Oya Kaya'nın ifadesinin bir bölümü basına yansıyor. Kaya, Pekin'deki görevinden alınan MİT mensubu Yavuz Ataç ile Kulaksızoğlu'nun ilişkisini önceden açıklıyor. Dahası, Çin'de görevli olduğunu da biliyor.
Ataç'ın adı, Alaattin Çakıcı'ya kırmızı pasaportu veren ve bu kimselerle bağlantı kuran kişi olarak kısa bir süre önce günışığına çıkıyor.
Kaya'nın ifadesinin diğer bölümleri bir türlü basına yansımıyor. Ama her şeyin başlangıcı için yeterli oluyor...
Bu iddiaları Birdal suikastının aydınlatılmasında çaba gösteren üst düzey emniyet görevlisine yöneltiyoruz. Aynen şöyle diyor:
‘‘Sadece Oya Kaya değil, Semih Tufan Gülaltay da ifadesinde ilişkileri anlattı. Kimin ne yaptığını, kimlerle nasıl ilişkide olduğunu açıkladı. Sorguda MİT'ten arkadaşlar da vardı...’’
İfadelerden sonra ne yaptıklarını ise şöyle dile getiriyor:
‘‘Haziranın ikinci yarısıydı, MİT içindeki bu ilişkiler Başbakan'a anlatıldı. Zaten sorguların birer kopyası MİT Müsteşarlığı'na da gitti.’’
Yılmaz'ın da dediği gibi her şey 2.5 ay öncesinden başlıyor.
Nurdan Erbuğ (İSKİ), Zühre Parsadan (Örtülü), Gonca Us (Susurluk), Münevver Kalacı (K.Gençyılmaz), Figen Gönül (K.Yılmaz), Oya Kaya (TİT-MİT ilişkisi) ve Aslı Ural (Çakıcı)...
Rastlantı ya da değil. Ama son dört yıldır Türkiye'nin gündemine oturan bütün kirli ilişkilerin aydınlatılmasında onlar rol oynuyor...
Paylaş